Prof. Dr. Cengiz Türe

Kutlamak için başarmak gerekmez mi?

Kutlamak için başarmak gerekmez mi?

13 Haziran 2014 09:42
A
a
Sütiş Eskişehir
Geçen hafta 5 Haziran 2014 Dünya Çevre Günü olarak tüm dünyada ve ülkemizde yaygın bir biçimde kutlandı. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Ankara Üniversitesi Çevre Planlama ve Geliştirme Koordinatörlüğü işbirliği ile II. Çevre Günleri kapsamında düzenlenen Sürdürülebilir Enerji Sempozyumu’na konuşmacı olarak davet edildim. Güzel ve yararlı bir organizasyondu. Bu vesileyle, farklı kurum ve kuruluşlardan katılan diğer konuşmacılardan da oldukça yararlandım. Ayrıca ülkemizde farklı seviyelerde yapılan bu etkinlik Dünya Çevre Günü Kutlamaları başlığıyla tüm medyada yer aldı.
 
Fakat yine de Çevre Günü’ nün neden bir kutlama olduğunu düşünmekten kendimi alamadım. Bir kutlama yapmak için bir şeyleri başarmak gerekmez mi? Çevre konusunda dünyada ne başarıldı da kutlanmayı hak ediyor, diye aklımdan geçirdim. Küresel ısınma, iklim değişikliği, su kirliliği, hava kirliliği, toprak kirliliği, radyoaktif kirlenme, gürültü kirliliği, ormansızlaşma, erozyon,  düzensiz kentleşme ve sanayileşme, trafik, kaçak avlanma, salgın hastalıklar vb. gibi daha birçok çevre sorununun artarak devam ettiğini her gün medyadan izliyoruz. Elbette ki; bu alanda hiçbir çaba ya da gelişmenin sağlanmadığını da söylemek istemiyorum. Ayrıca bu   saydığımız çevre sorunlarının hepsi birden aynı bölgede görülmeyebilir. Ama dünyamızın her hangi bir köşesinde yaşayan insanların bu problemlerin bir kaçıyla halen yüz yüze olduğunu ifade edersek, sanırım yanılmış olmayız. Peki, o zaman Dünya Çevre Günü’nü neden kutluyoruz? Ben, Dünya Çevre Günü için “kutlama” ifadesinin kullanılmasının uygun olmadığını düşünüyorum. Çünkü dünya da henüz kutlamaya değer bir çevresel başarı sağlanamadı. O halde bu etkinlik yapılmasın mı? Hayır. Demek istediğim bu değil.  Kastettiğim, dünyada ve ülkemizde oldukça organize olarak düzenlenen bu etkinliğin amacının doğru ifade edilmesidir. Kutlamak yerine, tüm dünya insanlarının birey ya da toplum olarak, çevre konusunda öğrenmeleri ve yapmaları gereken daha çok şeyin olduğunu anlamalarını sağlayacak daha doğru ifadenin kullanılmasıdır. Bu nedenle her sene 5 Haziran günü tüm dünyada gerçekleştirilen Dünya Çevre Günü Kutlamaları ifadesi yerine “Dünya Çevre Farkındalık Günü” etkinliği olarak anılmasının amacına daha uygun olacağı kanaatindeyim. Ayrıca bir güne sığmayacak ve süreklilik gerektiren çevre etkinlikleri için, sembolik de olsa bir günün ayrılmış olmasını, tüm dünyanın aynı anda dikkatinin çekilmesi adına sevindirici buluyorum.

Anacak hem katıldığım sempozyumda dile getirdiğim hem de bu köşede daha önceden yazdığım bir eleştirimi tekrarlamak istiyorum. Ekolojik değerlere ve çevreye yönelik bilinçlendirme çalışmaları bir kez yapılmakla bitmeyen, hayat boyu sürmesi gereken bir faaliyet alanıdır.  Halkının günlük yaşamının her aşamasında çevre konusunda yapabileceği bir şeylerin olduğu farkındalığını sağlayabilmek için daha geniş katılımlı, eğitirken aynı zamanda eğlendiren ve festival havasında tekrarlanan etkinliklere gereksinim olduğunu düşünmekteyim. Böylece insanların yaşamlarının her aşamasındaki direk ya da dolaylı olarak çevreyi nasıl etkilediklerinin farkına varmaları daha etkin olarak sağlanabilecektir.

Bu farkındalığın gelişmesi doğanın ve çevrenin kullanılması açısından büyük önem taşımaktadır. Gerçekte ekolojik ve çevresel değerler konusunda dikkatli olmak, onlardan hiç yararlanmamak değil, akıllıca, zarar vermeyecek ölçüde ve ihtiyacımız olduğu kadar kullanmak anlamına gelmektedir. Yani bugün her alanda sıklıkla duyduğumuz ve kullandığımız “sürdürülebilirlik” kavramında saklı, işin sırrı. Peki, o zaman bu kavramdan ne anlamalıyız?  Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu bu sorunun yanıtını kısaca şöyle vermektedir: "İnsanlık, gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçlarını temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir." İşte bu sürdürülebilirliği sağlamak demek, doğa ve insan arasında denge oluşturmak demektir. Bu dengenin oluşturulmasının ise yalnızca bizlerin ellerinde olduğu unutulmamalıdır.

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi