Kütahyalılara ayıp etmeyin

CHP Genel Merkezi tarafından hazırlanan bir reklam filmi, şu sıralar Eskişehir'de çok konuşuluyor. Reklamda CHP'li Eskişehir ve AK Partili Kütahya karşılaştırılıyor. Aslını ararsanız CHP Genel Merkezi Eskişehir ve Kütahya'yı karşılaştırarak, Kütahyalı kardeşlerimize biraz ayıp etmiş. Evet Kütahya Eskişehir'in çok gerisinde kaldı. Ancak bu konuda Kütahyalı kardeşlerimizin bir suçu yok ki. Günün birinde onlar da hak ettikleri halkçı belediyeye kavuşur ve müthiş bir gelişme kaydedebilirler. Sonuç olarak Eskişehir bir dönem Kütahya'ya bağlıydı ve Germiyan Devletinin de başkentliğini yapan Kütahya'nın doğal ve tarihi güzellikleri anlatmakla bitmez. Üstelik sanayi kapasitesi açısından Kütahya Eskişehir'le başabaş bir konumda.
Her neyse...
CHP’li belediyenin yönettiği Eskişehir’in 20 yılda büyük değişim yaşadığı aktarılan reklamda, AK Partili belediye tarafından yönetilen Kütahya’nın ise gerilediği belirtiliyor. 20 yıl içinde Eskişehir'in çekim merkezi olduğu ve kentte taksicilik yapan kişinin işlerinin açıldığı, Kütahya'daki taksicinin ise işlerinin kötüye gittiği belirtiliyor. Öyle ki Eskişehirli taksi şoförü, işleri açıldığı ve turistler kente akın ettiği için bir taksi daha alıyor. Reklamın en beğendiğim yanı ise, 'Harakette bereket var' sloganı. CHP'nin İttihatçı geçmişine de vurgu yapan bu sloganın yeniden gündeme gelmesi de ayrıca hoşuma gitti. Ancak tekrar ediyorum; Halkçı bir belediyemiz var diye de Kütahyalı kardeşlerimize hava atmaya kimsenin hakkı yok. Hepimiz bu memleketin evlatlarıyız. Kırıcı olmamak lazım...

İşte CHP'nin çok beğenilen Eskişehir reklamı

Talat Paşa Komitesi unutmadı

Ermeni Soykırımı yalanlarıyla mücadele etmek için kurulan Talat Paşa Komitesi, 2'inci İnönü Savaşı'nda kaybettiğimiz Pilot Üsteğmen Ahmet Fehmi Bey'i unutmadı... Komite, hepimizi büyük bir utançtan kurtardı desek yeri var. Zira Talat Paşa Komitesi Ahmet Fehmi Bey'in şehadetini unutmadı ancak, bunun dışındaki tüm siyasi partilerimiz ve tüm sivil toplum kuruluşlarımız unuttular. Bir asker çocuğu olan Üsteğmen Ahmet Fehmi Bey, babasının görevi nedeniyle Yemen'de doğmuş, harp pilotluğu eğitimi aldıktan sonra koşa koşa milli mücadeleye katılmış bir vatan evladıydı. Şehit olma hikayesi de pek bir hüzünlüdür. Bırakın uçmasını, motorunu çalıştırmanın bile mucize kabilinden sayıldığı köhnemiş bir uçakla düşmanın üzerine gitmiş, daha sonra yere çakılarak cennete yükselmiştir. Allah şehitliğini kabul etsin...
Talat Paşa Komitesi'nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi. "Yurdumuzun dört bir yanında, yüzlerce binlerce kahramanımız yatmaktadır. Bölgelerindeki kahramanların hatıralarını yaşatmak, fedakarlıklarını genç kuşaklara anlatmak, aktarmak her yurtsever en önemli görevlerinden biri olmalıdır. Onlar bu vatan için bu millet için öldüler, unutulmak için değil. Bizler, Eskişehir Talat Paşa Komitesi olarak bu bilinç ve sorumlulukla, Ahmet Fehmi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları kurucusu Behiç Erkin'i bugüne kadar olduğu gibi bundan böylede genç kuşaklara anlatmaya, aziz hatıralarını yaşatmaya ve Kent tarihinde, belleğinde hakettikleri yeri almalarını için çalışmalarımıza devam edeceğiz." Talat Paşa Komitesi'ni gösterdikleri hassasiyetten ötürü bir kere daha teşekkür ederiz.

Asıl buna utandım

Gaffar Okkan Caddesi'nde 27 yaşındaki bir genç, inşaat halindeki 5 katlı bir binanın çatısına çıkarak intihar girişiminde bulundu. Edinilen bilgilere göre, simitçilik yapan 27 yaşındaki delikanlı, borçları ve işsizlik sebebiyle intihar etmek için inşaat halindeki 5 katlı bir binanın çatısına çıkmış. Maalesef Türkiye'de bu tip haberlerle her geçen gün daha çok tartışıyoruz. Gerçi böyle bir haberi 'Havuz' gazetelerinde okumanız mümkün değil. Zira onlar Türkiye'nin ne kadar geliştiğine ilişkin palavralar sıkarak, efendilerine hizmet ediyor. Ancak memlekette her gün iflas bayrağını çeken binlerce işletmeden kimsenin bahsettiği yok. İntihara sürüklenen, kendini yakara öldüren insanlar aklıma geldikçe utanıyorum. Utanıyorum çünkü kendi yaşadığım sorunları pek bir gözümde büyüttüğümü düşünüyorum. Sanırım hepimiz zaman zaman "Buna da şükür" demediğimiz için utanıyoruzdur.
Her neyse...
Allah Milletçe sonumuzu hayır etsin. Hemen belirteyim 27 yaşındaki delikanlı, kahraman polisimizin çabalarıyla son anda intihardan vaz geçirilmiş. Ancak bu sevinçli haberin yanında bir olay var ki, bizi derinden yaraladı. O da çevrede toplanan vatandaşların cep teleonu kameralarını çıkartarak olayı görüntülemesi. Orada bir insanlık trajedisi yaşanıyor. Oysa ki vatandaşlar, sanki sirkte bisiklete binen bir maymun ters takla atıyormuş gibi yapıp, bu anı kameraya alıyor. İşte beni asıl utandıran olay bu...