Kurtar bizi Emincan!.. 

6 Şubat depreminin üzerinden 1 buçuk yıl geçti, ancak adalet yerini bulmadı. 54 bin şehidimizden biri olan Emincan Kocabaş’ın babası Bülent Kocabaş, son olarak evladının öldüğü Kırçuval Oteli Davası’na müşteki olarak katıldı. Ancak dava 20 eylül tarihine ertelendiği gibi, sanıklar hakkında tutuklama kararı da çıkmadı. 



Böylesine önemli bir davada neden karar alınamıyor? Olayın üzerinden bir buçuk sene geçmesine karşın, neden dava 20 Eylül’e erteleniyor? Neden adalet geç tecelli ediyor? Dahası adalet acaba tecelli edecek mi? 
Aklımızda bunun gibi onlarca soru var.
Şimdi Malatya’daki depremde yıkılan ve 21 canımıza mal olan Kırçuval Oteli’nin sahibi kimdi biliyor musunuz?
Bakın şu tesadüfe ki otel sahibi Zafer Kırçuval, eski AK Partili Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısıydı…
Şimdi kafanızda şekillendi mi bazı şeyler?
İşin garip kısmı, depremle birlikte kağıttan bir şato gibi anında yıkılan Kırçuval Oteli’nin 2020 Elazığ Depreminden sonra hasarlı raporu aldığı, ancak AK Partili Zafer Kırçuval’ın oteline daha sonra verilen raporun değiştirildiği öne sürülüyor. Nitekim Emincan Kocabaş’ın babası Bülent Kocabaş, “2020 yılında hasarlı raporu bulunan Kırçuval Otel’in raporu bir anda hasarsıza çevrildi. Sanıklar iddialarına göre; madem hasarsızdı, neden 7’nci saniyede yıkıldı bu otel?” diyor.
Meslektaşım Anıl Aksoy’a açıklamalarda bulunan Kocabaş, “Otel sahibi Zafer Kırçuval suçsuzsa neden tutuklandı, suçluysa neden dışarıda?” diye soruyor ve ekliyor:
Benim oğlum ilk gün saat 10 gibi ‘ben buradayım’ diye yalvarmış… Rabbime havale ettim. Burada adalet yok. Öbür dünyada ‘Emincan bize yardım et diye yalvarın’ diye yüzlerine söyledim…
Görüldü ki 22 senelik AK Parti iktidarından depreme karşı tek bir önlem alınmamış. “En geç bir sene içinde bütün depremzedelere evleri teslim edilecek” palavralarını bir köşeye bırakıyoruz. İnsanlar hala çadırlarda yaşıyor. İnsanlar aç kaldı ve hükûmetimiz her mahalleye bir çadır – mutfak bile kuramadı. Milletin istikbalini, yine millet kendi kendine kurtardı. İnsanlar aralarında yardımlaştılar da öylece karınlarını doyurdular. 
AFAD hiçbir şey beceremedi.
Kızılay depremzedelere çadır sattı.
Efendilerimiz ikinci günün sonunda deprem bölgesine ancak teşrif ettiler.
Kahraman Ordumuzun enkaza müdahale edilmesine günler sonra emir verildi.
Cezaevlerinde yakınlarına ulaşamayan tutuklu ve hükümlüler isyan çıkarttılar.
Yağmacılar, depremzedelerin eşyalarını, yardım malzemelerini talan ettiler.
Peki AK Parti iktidarı ne yaptı? Yayın yasağı getirdi…
Netice itibarıyla ülkemizde tam 54 bin kişi toprağın altına diri diri gömüldü.
Şehitlerimiz toprağın altındalar. Ama beyefendiler ellerini – kollarını sallaya sallaya ortalıkta dolaşıyorlar. Pişkin pişkin sırıtıyorlar. Bu milletin hem ölüsünden, hem dirisinden para kazanıyorlar.
Belli ki bu dünyadaki sözde adalet sizin yanınızda. Ama ya öteki dünyada? 
Ey çürük binalar yapıp insanları diri diri toprağa gömenler! Sizi dağ gibi yığdığınız servetinizin kurtaracağını mı zannediyorsunuz? Dört çekerli arabalarınızla Sırat Köprüsünü geçeceğinizi mi düşünüyorsunuz? 
Hepiniz cehennem alevinde “Kurtar bizi Emincan” diye yalvaracaksınız; haberiniz yok!..