Çok uzun zamandır Eskişehir’e kurulması planlanan kömürlü termik santrale karşı kent olarak verdiğimiz mücadele,
‘şimdilik olumlu’ sonuçlandı.
Söz konusu mücadelenin detayına girmeye lüzum yok, zira herkes bu mücadelenin bir parçası olarak neler yaşandığını biliyor.
*
Evet, bir hukuk zaferi daha kazandık!
Peki, bunu kimden öğrendik?
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den!
Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi ve Kimya Mühendisleri Odası, -benim bildiklerim bu üç kurum- Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından Elektrik Üretim Anonim Şirketine ait taşınmazların özelleştirilmesine ilişkin aldığı ihale kararına itiraz etmişti.
İşte bu itiraz sonucunda, Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararı iptal edildi!
Başkan Büyükerşen, bu kararı, Eskişehirlilere şöyle duyurdu:
ZAFER OLARAK NİTELENDİRDİ
“İç Anadolu’nun en verimli ovalarından biri olan Alpu Ovamıza yapılmak istenen kömürlü termik santrale karşı vermiş olduğumuz hukuk mücadelesinde bir zafer daha kazandık. Kömürlü termik santralin yapılmasına yönelik açtığımız davaların birinde daha Danıştay bizleri haklı buldu. Şehrimizin en verimli topraklarının özelleştirilmesine yönelik alınan karar Danıştay tarafından bozuldu. Havamıza, suyumuza, toprağımıza ve hemşerilerimize zarar verecek bu kötülüğün yapılmaması için mücadele eden tüm kurum, kuruluş ve çevrecilere teşekkür ediyorum.”
*
Konuya ilişkin, hukukçu olması ve başından beri zehir santraline karşı mücadele etmesi münasebetiyle Odunpazarı Belediye Başkanı
Kazım Kurt ile santral mücadelesiyle yakından ilgilenen çevre örgütü TEMA’nın Genel Başkanı
Deniz Ataç’la görüştüm.
*
Şimdi, iki ismin aktardıklarını siz değerli okurlarımızla paylaşacağım.
*
Kazım Kurt’tan başlayalım…
Kurt’un görüşü şöyle:
İHALE KARARI
“Biliyorsunuz ki daha önce Alpu Ovası’na kömürlü termik santral kurulması kararı alındı. Bununla beraber 893 hektarlık bir alanda maden işletme ve arama hakkını Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) almış. Sonra da, söz konusu alan, 22 Eylül 2017’de özelleştirme programına alınmış. Yani Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından, EÜAŞ’a ait taşınmazlar olan kömür rezerv alanı, bu rezerve dayalı santralin ve diğer varlıkların yapılacağı alanların özelleştirilmesine ilişkin ihale kararı alınmış.
İHALE KARARI BOZULDU
İşte, duyarlılık sahibi olan ve Eskişehir’in menfaatlerini düşünen bazı kurumlar bu kararın iptali için dava açtı. Odunpazarı Belediyesi de dava açan kurumlar arasında. 28 Mayıs 2019’da, söz konusu davalar Danıştay 13. Dairesi tarafından reddedildi. Ama biz buna da itiraz ettik. Bu sefer Danıştay’ın İdari Dava Daireleri Kurulu dosyaları inceledi ve Danıştay 13. Dairesinin kararını bozarak Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından alınan kararı iptal etti. Bu, şu anlama geliyor: İşletme hakkının devredilmesi yöntemiyle ihaleye çıkılamayacak.
DÖRT ÖNEMLİ GEREKÇE
Gerekçeli kararı okudum ve buna dayanarak şu yorumu yapabilirim. Bundan böyle burada santral yapılamaz. Neden yapılamaz? Birincisi, söz konusu alanın 526 bin 114 hektarı Büyük Ova Projesi kapsamındadır. İkincisi, 389 bin 651 hektarı da tarım arazisidir. Üçüncüsü ise Toprak Koruma Kurulu yönetmeliğinin değişmesine yapılan itiraz sonucu iptal kararı çıkmıştı. Dördüncüsü de, ÇED gerekli değildir kararına açılan davada da mahkeme iptal kararı almıştı ve ayrıca acele kamulaştırma kararına karşı açılan davalardan da iptal kararı gelmişti. Yani, buna göre, bu dört maddenin bir tanesinde değişiklik yapılırsa bile diğerleri duruyor. O nedenle artık burada santral yapılamaz.
ZEHİR SEVİCİLER İNAT EDERLERSE…
Tabii bu kararla beraber mücadelemizin haklılığı daha iyi anlaşıldı ve tescillendi. Kömürlü termik santralin insan sağlığına, çevreye ve hayvanlara büyük zarar vereceği anlaşıldı. Ha, inat ederler ve kanun değişikliği yaparlarsa iş değişir. Ama hala ‘ben burada ne olursa olsun santral yapacağım’ demek kamu yararına değil, ekonomik yarar içindir. Ancak yine dediğim gibi, bugünün kanunlarıyla mahkemeler bu santrale asla izin vermezler.”
*
Kazım Kurt’un görüşü bu yönde…
*
Bakalım,
Deniz Ataç ne söylemiş?
Okuyoruz:
İŞ DÜNYASI SINIFTA KALDI
“Pek çok ilde, pek çok çalışmamız var. O nedenle şunu net bir ifadeyle söyleyebilirim: Eskişehir bu mücadeleyi çok iyi sahiplendi. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve daha da önemlisi halk, bu işin peşini bir an olsun bırakmadı. Ama maalesef iş dünyası sınıfta kaldı. Hiç mi hiç kımıldamadı bile. Eskişehir için bir adım da olsa atmadı. Tabii bir iki kişiyi tenzih ederek söylüyorum bunu, kapalı kapılar ardından da olsa mücadeleye destek veren o iş insanlarına teşekkür ediyorum.
TOPYEKUN MÜCADELE
Eskişehir için bu olumlu sonucun çıkmasında tüm siyasi partilerin katkısı oldu. Bakın bunun altını çizmek isterim. Tüm siyasi partiler katkı sundu. Yani topyekun bir katkı var ortada. Mücadele, tüm katmanlar tarafından benimsendi, çünkü her anlamda haklı bir mücadeleydi.
DANIŞTAY ‘TOPRAĞI’ TERCİH ETTİ
Herkes bilir ki TEMA’nın temele oturttuğu mücadele, toprak mücadelesidir. Eskişehir’de kurulması planlanan kömürlü termik santral konusunda da temelimize toprağı aldık. Biz Alpu Ovasının her defasında koruma alanı olan Büyük Ova olduğunu hatırlattık ve çalışmalarımızı bu çerçevede sürdürdük. Ve Danıştay kararına bakıldığında, orada da toprak üzerinden karar verildiğini görüyoruz.
DİĞER DAVALARA ETKİSİ OLACAK
Danıştay’ın kararı çok önemli. Artık bu kararın dönüşü yok. Bugünkü sistemde, verilen kararın dönüşü imkansız. Yani diyebiliriz ki, Alpu Ovası kurtuldu. Ama belli başlı yerlerde birtakım yasal değişiklikler yapılırsa o tarafını bilemem. Umarım böyle bir değişikliğe gitme girişimi dahi olmaz. Şunu da söylemek isterim: Biliyorsunuz konuyla ilgili süren başka davalar da var. Danıştay’ın kararı, o davaları da olabildiğince güçlendirecek. Bu da olumlu bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor.
SİYASİ RANT ÇIKARILMAMALI
Son olarak ciddi bir mesele konusunda uyarı yapmak istiyorum. Hani sohbetimizin bir bölümünde ‘belediyelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, halkla toplumun tüm kesimleri mücadeleye ortak oldu. Her siyasi partinin katkısı var’ demiştim ya. İşte bu anlamda Eskişehir için çıkan bu olumlu kararın siyasallaştırılmaması lazım. Daha açık bir ifadeyle söylemem gerekirse, mücadele tek tarafın mücadelesi olarak gösterilmemeli, yani bu işten siyasi rant çıkarılmamalı.”
*
Evet, hem Kazım Kurt’un, hem de Deniz Ataç’ın görüşlerini okudunuz.
Her iki isim de, Eskişehir’in endişe duyduğu kömürlü termik santral tehlikesinin bugünkü yasalara göre ortadan kalktığı fikrinde ortaklaşıyor.
Ancak yine her ikisi de, kömürlü termik santral sevicilerinin ısrarcı olup yasal değişikliğe giderek tehlikenin önünü açabilecekleri ihtimalini de göz önünde bulunduruyor.
O nedenle rehavete kapılmadan, söz konusu hukuk zaferinin keyfini de çıkararak diri duracağız, gözümüz açık ve her an tetikte olacağız.
Yani, bu ne demek oluyor?
Mücadele devam ediyor…