Eskişehir'in kanayan yaralarından biri de Karapınar gecekondu bölgesinin bir türlü kurtarılamıyor olması. Halbuki başlangıçta TOKİ bölgeye yatırımlar yapacağını, gecekonduda yaşayan vatandaşlarımızın imdadına Hızır gibi yetişeceğini söylemişti. Hızır aleyhisselam gitti, yerine Varyemez Amca gibi gözünü para hırsı bürümüş TOKİ geldi.
Son olarak ES TV ekranlarında Ali Baş'ın sorularını yanıtlayan Kazım Kurt, TOKİ'nin gecekondu mahalleleriyle ilgilenmeye tenezzül bile etmediğini vurguladı. Gecekondu Önleme Bölgesi 2'inci Etap Projesi'nde doğru bir planlama yapmalarına rağmen TOKİ’nin komik gerekçelerle itirazda bulunduğunu ifade eden Kurt, "Ben diyorum ki çekilin. Bizi halkımıza baş başa bırakın, biz orayı çözeriz" ifadelerinde bulundu.
Kazım Kurt'un iyi niyetli olduğu da ortada. Zira gecekondu görüntülerinin ortadan kalkmasını, bölgenin çağdaş bir kent görünümüne kavuşması gerektiğini belirtiyor. Yine de Sayın Kurt'un bölgenin sorunlarını çözmek için istekli olması, ciddi bir siyasi risk alması anlamına geliyor. Çünkü son derece karmaşık bir mesele var ortada. Ve başarısız olunması durumunda, fatura olduğu gibi Kazım Kurt'a çıkartılır.
Her ne kadar Kazım Kurt halkın sorunlarını çözmeyi kafasına koymuş gibi görünse de, karşısında bölgenin kalkınmasını engellemeyi kafasına koymuş bir TOKİ yönetimi görüyoruz.
Eeğer ki TOKİ çözümsüzlükte ısrar ederse ve eğer ki Kazım Kurt'un sorunları çözmesini de engellemeye devam ederse, AK Parti bölgede çok ağır bir oy kaybına uğrar. Çünkü Kurt avını köşeye sıkıştırır ve adım bile attırmaz...
Bıyıksız Hitler
Rus işgal ordularının Ukrayna'yı ezmesiyle birlikte hepimizin morali bozuldu. Şimdi Batı'nın Ukrayna'yı yanlız bıraktığı, Amerika'nın Ukrayna'yı kışkırtıp, sonra yüz üstü bıraktığı konuşuluyor. Nasreddin Hoca'nın fikrası geliyor aklıma; Kardeşim hırsızın hiç mi suçu yok? Ortada eski bir KGB işkencecisi olan ruh hastası bir diktatör var. Putin denilen bu soğuk kanlı canavarın daha önce Kırım'da, Gürcistan'da ve Çeçenistan'a yaptıkları da ortada. 100 binlerce insanın kanına ekmek doğrayan, muhaliflerini zehirleyen, gazetecileri ortadan kaybeden bu kişinin Adolf Hitler'den tek farkı, bıyıklarının olmayışı... Suçlu birisi varsa o da Kremlin'in ta kendisidir. Ayrıca o "Batı" dediğimiz muallak şey de ne? Demokrasiyle yönetilen liberal ülkeler mi? Yoksa NATO mu? İyi de biz de bu bloğun bir parçası değil miyiz?
Eskişehir polisi hızlı
Emniyet Teşkilatının şöhretli bölümleri olur. Mesela Narkotikçiler sürekli basının gündeminde olur. Cinayet Bürosu, filmlerin ve romanların vaz geçilmez konuğudur. Yine Terörle Mücadele Şubesi polislerinin ve Özel Harekâtçıların, yarı efsane yarı – gerçek hikayelerini dinler dururuz. Bunlar arasında Aranan Şahıslar Büro Amirliği daha az dikkat çeker. Ancak Asayiş Şûbesi'ne bağlı olan bu büro, huzurlu hayatımızın garantilerinden biridir.
Son olarak Eskişehir'deki Aranan Şahıs Büro polisleri 14 gün içerisinde aramalarını hızlandırarak tam 103 kişiyi yakalamayı başarmışlar. Hem de öyle komşunun tavuğuna "Kışt" demek suçundan arananlar da değil. Aralarında cinayet, yağma ve dolandırıcılıktan aranan azılı suçluların da bulunduğu 103 kişi... Bunların içinden mahkemelerin aldığı kararla 51'i tutuklanırken, kalan 52 kişi hakkında da gerekli işlemler yapılmış. Bu tutuklanan kişilerin ekseriyetinin dışarıdayken yeni suçlar işlemeleri içten bile değildi. Eskişehir Polisi azılı suçluları yakalayarak, kentimizin huzur ve güvenini sağlama almışlar. Kendilerini tebrik ederiz.
Herkes büyük pastanın peşinde kime inanalım
1.etap toki projesi tam bir çarpık kentleşme örneği. Ertuğrulgazi mahallesinden bile daltonlar gibi gozüküyor