İYİ Parti’den AK Parti’ye koşarak geçen Nebi Hatipoğlu’nun bir televizyon programında rakipleri hakkında söyledikleri gündem oldu.
İYİ Parti’den AK Parti’ye koşarak geçen Nebi Hatipoğlu’nun bir televizyon programında rakipleri hakkında söyledikleri gündem oldu.
Söz konusu TV programında Sayın Hatipoğlu pek çok iddiayı dile getirdi. Bunlardan biri de Şehir Hastanesinde Kazım Kurt’la karşılaştığı, Kurt’a iki çift laf edip yerin dibine soktuğuydu.
Bu açıklamalara Kazım Kurt ES TV ekranlarında cevap verdi. Kurt, “Şehir Hastanesi’nde bir gün Kazım abiyle karşılaştık. Buna karşı çıkıyordunuz ne işin var dedim. O da bana hastayım ne yapayım dedi’ diyor. Sonra da ‘bunlar yalan söylüyor’ falan diyor. Yalan budur. Ben Şehir Hastanesi’ne hiç gitmedim. Nebi Bey’le hiç karşılaşmadım” ifadelerinde bulundu.
Şimdi Sayın Hatipoğlu Kazım Kurt’un karşı açıklamalarına da bir yanıt verebilir elbette.
Ancak Sayın Hatipoğlu’nun söyledikleri… Hani nasıl anlatsam; çok saçma geldi bana. Kimse kusuruma bakmasın. Neden olduğunu dilim döndüğünce açıklayayım.
Bir kere Sayın Nebi Hatipoğlu’nun Şehir Hastanesine gidip, “para vermeyeceğim, bedava” diye sıra numarası alıp kan tahlili yaptıracağına – mümkün değil – beni inandıramazsınız. Sayın Hatipoğlu’nun AK Parti’ye saydırdığı İYİ Partili günlerinde kısa süre de olsa yanında bulunma fırsatım oldu. Kendisinin Eskişehir’den Kütahya’ya 26 Ağustos İYİ Parti programı için kara yoluyla gitmeye üşenip, özel helikopteriyle gittiğini bilirim. Halbuki arabayla gaza bassanız yarım saatlik mesafeden bahsediyoruz.
Dolayısıyla Nebi Hatipoğlu Şehir Hastanesi’ne gidip ciğerlerini dinletmek için sıra numarası almaz. Gerekirse gidip kendisine özel bir hastane satın alır, ama sizin benim gibi garibanlarla röntgen sırasına girmez.
Güldürmeyin kendinize…
Bu arada hastane satın alacak mal varlığı olmasa da Kazım Kurt’un da rahatlıkla bir özel hastaneye gidebileceğinden eminim. Bu hâlimle ben bile özel hastaneye gidebiliyorum. Yıllarca avukatlık yapan Kazım Kurt mu özel hastaneye gidemeyecek? Üstelik kendisi milletvekili emeklisidir ve zaten istediği özel hastaneden ücretsiz olarak faydalanma hakkı vardır. Her türlü özel hastane masrafları TBMM tarafından karşılanır. Bunu bilmediğimizi mi zannediyorsunuz? Bu arada Odunpazarı Belediyesi’nin ücretsiz sağlık hizmetlerinden hiç bahsetmiyoruz bile…
Şimdi komediyi görüyor musunuz?
Güya Türkiye’nin sayılı zenginlerinden olan ve daha yeni 1 milyar 300 milyon liralık teşviği cebe indiren Nebi Hatipoğlu, gişeye gitmiş ve “İd -Ris Ne – Bi…” diye heceleye heceleye çiklet çiğneyen sekreter kıza adını ve vatandaşlık numarasını yazdırmış, polikliniklerin önünde gariban vatandaşlarla yarım saat sıra beklemiş.
İşte tesadüf bu ya; tam o sırada o garibanların arasından uzun boylu, çekik gözlü, saçları açılmış bir başka fakiri fark etmiş. O gariban da Kazım Kurt’muş…
Demiş ki; “Ey seni gidi Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt! Hani efendimiz hazretlerinin yaptırdığı bu şehir hastanelerini eleştiriyordun? Bak sen de buradasın. Bre gafil CeHaPe zihniyetli seni!..” demiş…
Üstü başı yırtık pırtık olan gariban Kazım Kurt da boynunu bükmüş ve “Ne yapayım Nebi Bey?” demiş. Utancından sesini iyice alçaltarak ve öksürüklere boğularak “Hastayım…” diyebilmiş…
Vallahi ben anlatırken içim parçalandı.
Ben Nebi Bey’in yerinde olsam, o boynu bükük “Hastayım” diyen Kazım Kurt’a acır, “Üzülme Kazım ağbi, gel sana bi ezo ısmarlayayım” derdim.
Böylece hem Kazım Kurt ekmeğe dayanıp karnını doyururdu hem de limonlu ezogelin şifa olurdu…
Gerçekten bu masala inanacak kadar saf mı gözüküyoruz? Yoksa siz mi kendinizi çok kurnaz zannediyorsunuz?