Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Rahmetli Celil Karaca, yıllar önce, açtığı bir kebapçı dükkanı için büyük hazırlıklar yapmış, hatta Emirdağ’dan özel çalgıcılar getirmişti.
Küçükten büyüğe davet ettiği Emirdağlıların bahşiş atması için de bir küp koymuştu girişe.
Açılış öncesi konuştuğumuzda demişti ki:
“Bu küp dolmalı. Başka türlüsü kurtarmaz. ”
“Biraz zor” dediğimde ise, kendisine mahsus küfrünü sallayarak,
“Eğer bir santim eksik olursa bu küpü herkesin içinde kırarım” diye konuşmuştu.
Davul zurna ile yapılan açılışta gelenler küpün yanına yaklaşmayıp, hazırlanan yemeklere yönelince Celil Karaca bağırmıştı.
“Küpe bakın beyler. Küpe bakın. Bu küp antikadır. ”
Sonunda olanlar olmuş.
Küp boş kalmıştı.
Bunu gören Celil Ağabey eline aldığı bir çekiçle küpü kırarken bağırmıştı:
“Duyun beyler duyun. Emirdağ’da gedeler çoğalmış.”
--//--
Geçtiğimiz günlerde Kadir Poyraz arayıp dedi ki:
“Emirdağlılar olarak benim büroda toplanacağız gelir misin?”
Gittim.
Mukaddes Harmancı, Azmi Kerman, Ayhan Tükseven, Ali Topkaya, Bademlili Ramazan ve Fevzi Çakmak’tan Yaşar Ayvalı…
Eczacı Yücel Yenilmez’in de geleceği söylenmişti.
Kadir Poyraz’ın yaptırdığı Emirdağ güvecini yedikten sonra laf lafı açtı, söz dönüp dolaştı, politikaya geldi.
Bademlili emekli astsubay Ramazan, ateşli bir sosyal demokrat.
Diyor ki:
“Eskişehir’deki Sivrihisarlılar, Mihalıççıklılar bir araya geliyor da yaklaşık yüz bin Emirdağlı neden bir araya gelmesin? ”
Ardından da soruyordu:
“Neden ekonomik, sosyal ve politik olaylarda ağırlığını koymasın?”
Oluru olmazı tartıştık uzun uzun.
Zamanında Yılmaz Sezer’in ve Safa Halaç’ın belediye başkan adayı olup da kazanamadıkları günleri hatırlattım.
Ve toplantıda güzel konular geldi gündeme.
Celil Karaca’nın söylediği ”ağa-gede” yorumu lafın gelişi sadece.
Aklıma geldiği için aldım köşeme.
Kimse yanlış yorumlamasın.
Aslında salt siyaset değil, ekonomik, sosyal ve kültürel bütün konular, halka genişletilerek tartışılmalı.
Tartışılmalı ki giderek yozlaşan, temelinde toplumsal dayanışma yatan hemşehrilik olayı yeniden canlansın.
Bunu canlandırdığınızda göreceksiniz arkası kendiliğinden gelecektir.
Günlerin getirdiği
--AKP’de buluştular ama. —
HAS Parti’nin tabelasına sahip arana dursun , AKP içinde yeni HAS Partililerle, eskiden kalmaların bir yarışı mutlaka başlayacaktır. Fazilet döneminden kalmış, daha sonra HAS Partili bazı isimler, kendilerinden ayrılıp AKP’ye geçenler için çok şey konuşmuşlardı. Uzak değil, şimdi AKP’de önemli isim sayılan Numan Kurtulmuş’un söylediği gibi. Bir zamanlar AKP’ye gidenlerle, HAS Parti’de kalanların Fazilet Partisi’nde birlikte çalıştıklarını bilenler anımsarlar. İbrahim Atıcı ve Murat Canözer FP’yi omuzlayan genç isimlerdi. Hanefi Demirkol’un milletvekili seçilmesinde emekleri büyüktür. Unutmuyorum. Atıcı ve Canözer’i, meyhaneleri dolaşıp insanlarla kol kola girerken görmüştük. Daha sonra yollar ayrıldı. AKP çıktı ortaya. Atıcı ve arkadaşları rahmetli, Necmettin Erbakan’ın yanında yer alırlarken, Murat Canözer ve arkadaşları AKP’yi tercih etmişlerdi. AKP’ye gidenler için çok şeyler konuşulduğunu sanırım benim kadar SP’liler de bilir. Şunu görmüştüm sadece. İster AKP’li olsun, ister HAS Partili. Milli Görüşçüler birbirlerine destek olmuşlardır. Bu destek iş yaşamına kadar yansımıştır. Yani politik ayrılıkları sert olarak sürmemiştir.
Şimdi Murat Canözer politik arenada pek görünmese de, çalışmaları yönlendiren isim olarak biliniyor, toplantıları organize ettiğini duyuyoruz. Canözer eski arkadaşı ya da arkadaşları İbrahim Atıcı ekibiyle dirsek temasına geçer mi? Buna AKP’nin parti disiplini izin verir mi? Zaman içinde göreceğiz. Yalnız duyduğumuz, yeni AKP’lilerden bazı isimlerin ”seçilme” listesine alındığı. Milletvekilliği mi olur, belediye başkanlığı mı; İl Genel Meclisi ya da belediye meclis üyeliği mi, bunu zaman içinde göreceğiz.
---Üçüncü üniversite proje mi?—
AKP İl Başkanı Süleyman Reyhan yaptığı açıklamada üçüncü üniversiteden söz etti. Daha önce aynı konunda konuşanlar olmuştu. Hatta bazıları üç yetmez, dört-beş olsun demişlerdi. Üçüncü üniversiteden söz edenlerden biri de TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu olmuştu. Bir kente yeni bir üniversite açılacaksa bunun kuralı bilindiğine göre, herkes merak ediyor. Bu olayın ardında yatan, bir vakıf var mı? Bu vakıf kime ait? Bu vakfın ilkeleri, arasında üniversite kurabileceğine ilişkin maddeler yer alıyor mu? Dahası üçüncü üniversite olayına iktidar partisi dışında hangi kurumlar destek veriyor? Eskişehir’e onca yatırım gerekirken, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun aklına kim okul yapımını düşürmüştür? Doğrusu çok ilginç. AKP İl Başkanı Süleyman Reyhan durup dururken üçüncü üniversiteden neden söz etsin değil mi?
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz.
Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...