Birkaç sene öncesine kadar Eskişehir ile organize sanayi bölgesi arasında ciddi bir mesafe vardı. Hatta şehrin çoğu Eskişehir Sanayi Odası ve Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin iki ayrı tüzel kişilik olduğundan bihaberdi.
Birkaç sene öncesine kadar Eskişehir ile organize sanayi bölgesi arasında ciddi bir mesafe vardı. Hatta şehrin çoğu Eskişehir Sanayi Odası ve Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin iki ayrı tüzel kişilik olduğundan bihaberdi.
Eskişehir sanayisi ile ilgili haberler, yazılar, gelişmeler sadece seçim dönemlerinde gündeme gelir ve gündelik sohbetlerin içinde pek yer bulmazdı.
Eskişehir ile ilgili fikirler, projeler, tartışmaların tarafı olmak ve bölgenin dışında bir etki gücü oluşması bile neredeyse imkansızdı.
Ancak Kesikbaş ve Küpeli’nin Eskişehir sanayisini yönetmek için başlattığı seçim yarışı sanırım şehirdeki pek çok dengeyi ve şehrin geleceğini etkileyecek kadar önemli bir milat oldu.
Küpeli EOSB Başkanı, Kesikbaş ESO Başkanı seçildi ve seçimdeki sıcak savaş başka bir boyuta dönüştü.
Küpeli’de Kesikbaş’da kendilerine şampiyonlar ligi bir ekip kurdular. Hararetli gözükmese dahi ciddi bir rekabete giriştiler ve bu rekabetin en karlı kısmı Eskişehir oldu.
Ben EOSB’nin Belediyeler’den bile büyük bütçesinin ilk kez bu kadar somut kullanıldığını görüyorum. Yaşam köyü, bölge genişletme çalışmaları, teknik kolej gibi yatırımlar sadece sanayi değil Eskişehir adına çok değerli yatırımlar.
ESO’nun neredeyse sıfır bütçesi olduğunu da yeni öğreniyoruz. Ama bu bütçesizliğe rağmen gerçekleştirdiği proje ve yatırımlara bakınca şaşırmamak elde değil.
30 yıldır ne olacak diye beklediğimiz Yeşil Yol projesinin hayata geçmesi, 12 milyon liralık Mesleki eğitim projesi, maske üretimi diye sıralanıp giden nice somut işin kazananı da Eskişehir.
Üstelik sosyal projelerde de yaşanan tatlı rekabet. Engelliler, sokak hayvanları, kültür sanat gibi işlerin içine dahil olan sanayiciler beni fazlasıyla memnun ediyor.
Eskişehir güç birliği, birlikte satın al, Eskişehir’den satın al gibi projeler ile Çevreyolu taleplerinde ortak olmak, Alpu meselesini şehrin tüm aktörlerine tartıştırmak bile bana göre başarıdır.
Farkında mısınız bilmem bunları Eskişehir tarihinde 30 yıldır konuşmadık, tartışmadık.
Tabi işin bir de sonrası, acaba diye soru işaretleri oluşturan ve zaman zaman niyet okumaya çalıştığımız kısmı var.
Meraklıyız çünkü şehirde fazla aktör, ezberi bozan, grift ilişkilerden dolayı süt liman ilerleyen düzenlere ilişen bugüne kadar pek olmadı. Ya da olsa dahi pek barınamadı.
Bu yüzden Küpeli ve Kesikbaş’ın sanayi ile başlayan yolculuğunun siyaset ile devam edip, etmeyeceği sürekli zihinlerde sorgulanıyor.
Çünkü hem Kesikbaş hem de Küpeli’nin ezber bozan rekabetinin sanayi ile sınırlı kalmadığı, şehre ve kırsal ilçelere kadar sirayet ettiğini düşünenler epey fazlalaştı.
2023 veya olası bir erken seçim durumunda bu isimlerin siyasi arenada da yarışacağı ile ilgili tahminleri sıkça duymaya başladık. Küpeli ve Kesikbaş siyasete girecek mi bilemeyiz ama kendilerine sorsak Hayır girmeyeceğiz diye net konuşamayacaklarına eminim.
Bana sorarsanız Kesikbaş ve Küpeli ileride yine karşı karşıya gelecek ve yarışacak.
Sadece hangi partiden, yerel mi, genel mi gibi nüansların belirsiz olduğunu düşünüyorum. Her türlü sürprizin yaşanabileceğini öngörüyorum.
Bunu yadırgamıyorum. Siyaset yapma isteği bana göre garip, hatalı, yanlış bir tercih değil. Herkesin en doğal arzusu ve hakkıdır. Siyaset yapmak isteyen az olursa orada sorun vardır. Namzetler çoğalırsa bereket olur. Üstelik bu durum mevcut düzeni bile heyecanlandırır, ittirici ve motive edici bir rekabet oluşturur. Buda şehre fayda sağlar.