Küpeli ile Kesikbaş yakın markajda!

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) tarafından yapılacak olan yerli otomobilin Eskişehir’de üretilmeyeceğine ilişkin çokça yorum yaptık, hayıflandık.
 
*
 
Artık bu meseleyi bir kenara bırakıp ve hayıflanmaktan vazgeçip önümüze bakmamız lazım.
 
*
 
O halde şu soru yerinde olacak: Eskişehir, Bursa’da üretilecek olan yerli otomobilin neresinde olacak, ya da olabilecek mi?
 
*
 
Yani, yapabildiğimiz parçalarla söz konusu otomobilin üretim sürecinde yer alsak ve bu sayede Eskişehirli sanayici de para kazansa fena mı olur?
 
*
 
İşte, bu anlattığım duruma ilişkin, konuyu yakından takip eden Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Başkanı Nadir Küpeli ve Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş’la görüştüm. 
 
*
 
Her iki isim de, yerli otomobilin üretim sürecinde Eskişehir’in yer alması için girişimde bulundular mı acaba?
 
*
 
Bu sorunun cevabını, önce Nadir Küpeli’den alalım:
Şunu söylüyor Küpeli:
 
ÜRETİLEBİLECEK PARÇALAR
“Şu an sanayicilerden görüş alıyoruz, veri topluyoruz. Güçlü ve ikna edici bir rapor hazırladıktan sonra TOGG’a göndereceğiz ve üretim sürecinde yer almak istediğimizi söyleyerek ısrarcı olacağız. Biz otomotiv sektöründe parça üretimi konusunda güçlü bir şehir olduğumuza inanıyoruz. Mesela bir çırpıda neler üretebileceğimizi şöyle sıralayabilirim: Plastik enjeksiyon, iç döşeme aksesuarları, tampon kaplama, kaldırma krikosu, bagaj kilidi, kapı kilidi, ön paneller, araç altı muhafazalar, taşıyıcı barlar, denge kolları, yürüyüş takımlarının bazı parçaları, direksiyonla ilgili bazı parçalar. Bu saydıklarım hemen aklıma gelenler. Yine vurgulayayım: Biz, sanayicimizin bu işin içerisine girebilmesi için elimizden geleni yapacağız.”
 
*
 
Şimdi de, Celalettin Kesikbaş’ın ifadelerine göz atalım:
 
TOGG’U DAVET ETMİŞLER
“ESO olarak bu konuyla ilgili yazılarımızı yazdık. Eskişehir, yerli otomobilin yan sanayisi olabilir, bazı parçaları üretebiliriz. Sistem parçalarını üretebiliriz mesela. Otomotiv yan sanayi alanında aşağı yukarı 100 firmamız var ve üretim noktasında kabiliyetimiz gayet iyi. TOGG’un bazı parçalarının tedariki noktasında sürekli baskı yapacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Bu anlamda şöyle bir girişim de yaptık. Biliyorsunuz, bizim ‘Tedarikçi Günleri’ isimli bir organizasyonumuz var. Bu organizasyona TOGG’u davet ettik ve davetimize cevap bekliyoruz. Söz konusu organizasyona üretici firmalarımız katılacak. Öte yandan şunu da söylemek istiyorum: Şubat-Mart ayı gibi Savunma Sanayi Müsteşarlığımızla beraber de ‘Tedarikçi Günleri’ yapacağız ve oldukça geniş kapsamlı bir organizasyon olacak.”
 
*
 
Her iki ismin ifadelerini okudunuz.
Buradan anlıyoruz ki Küpeli ile Kesikbaş, yerli otomobilin üretim sürecinde Eskişehirli firmaların yer alması konusunda oldukça iştahlılar.
Bu iştah hiç bitmesin, ikilinin TOGG’a yaptığı markaj, işi koparana kadar inatla devam etsin.  

Emekliler uyumasınlar, hak ettikleri promosyonu mücadele ederek alsınlar!

 
Milyonlarca emekli, bankalarla 3 yıllık anlaşma yaparak ilk kez 2017’de  promosyon almıştı.
Ve üç yıl bitti; geldi 2020!
Emekliler, Mart ayında ikinci kez alacakları promosyonu beklemeye başladılar.
Yine 3 yıllığına anlaşma yaptıkları bankanın müşterisi olacaklar ve bunun karşılığında promosyon alacaklar.
 
*
 
Peki, kaç para alacaklar?
İşte bu miktar, tam bir muamma.
Ama düşük sesle konuşulan bir miktar var; aşağı yukarı 700 TL.
Oldukça komik bir miktar, sizce de öyle değil mi?
O halde, emeklilerin, bu rakamı yukarı çekmek için bir şeyler yapmaları lazım.
 
*
 
Şunu biliyoruz ki, Emeklileri temsil eden sendikalar ile derneklerin, bankalarla masaya oturup pazarlık yapma yetkisi yok.
Peki, yetki kimde?
SGK’da!
SGK, bankalarla masaya oturacak ve önceliği kamu bankalarına verecek; hangi banka daha çok promosyon verirse, emekliler o bankayla çalışacaklar ve o bankanın verdiği promosyona boyun eğmek zorunda kalacaklar.
 
*
 
O halde, burada bir haksızlık yok mu?
Emeklilere pazarlık hakkı verilmiyor; ancak emekliler adına, promosyon verecek bankaya ve promosyon miktarına karar veriliyor.
Bu durumda emeklilerin yapması gereken şu: Kamuoyu oluşturacaklar!
Anayasal hakları olan toplantı ve yürüyüş haklarını demokratik bir biçimde kullanacaklar, bununla beraber çağrı yapacaklar: Masaya bizde oturmak istiyoruz, şu kadar promosyon istiyoruz.
Yani emekliler, kaderlerine teslim olmayacaklar. Bu noktada -kurum ve meslek ismi vermeyeceğim- çok ciddi rakamlarda promosyon alanlar var.
Bunun nedeni ise, o meslek grubunun ciddi mücadelesi.
O halde emekliler şöyle bir silkinsinler, kendilerine gelsinler, emeklileri temsil eden sendika ile dernekler de cesur olsunlar ve her platformda haklarını çatır çatır istesinler.
 
*
 
Kısaca uyumasınlar.
Ha, uyanmamakta ısrar ederlerse, “vay ben geçinemiyorum” diye de hayıflanmasınlar!