Güneşin bütün sıcaklığını cömertçe sergilediği yazdan kalma bir Pazar günü “BAL” liginde şampiyonluk kovalayan Demirspor’u izlemek üzere İstanbul Sultangazi tribünlerinde yerimizi aldık…
Fatih Köprüsü’nün çıkışından itibaren yaklaşık 30 km.lik yoğun trafik çilesinin yaşandığı bir yoldan zorlukla varabildik Sultanbeyli’ye…
Varoş olarak adlandırılan Sultanbeyli, aksine modern bir kent görümündeydi. Yapıları, parkları, kaldırımları, çevre düzenlemeleri ve alışveriş merkezleri ve spor tesisleriyle birçok Anadolu kentinden daha ilerdeydi…
Maçın oynanacağı “Cebeci Spor Kompleksi” birçok spora olanak tanıyan tesislerden oluşuyordu. Sultangazi- Demirspor maçı, bizim Atatürk Stadı’ndan çok daha güzel tribünleri, soyunma odaları, tuvaletleri olan bir statta oynandı…
Hemen yan taraftaki modern spor salonunda ise aynı dakikalarda İ.B.B Basketbol takımıyla-Torku Konyaspor Basketbol 1. Lig maçı oynanıyordu…
* * *
Buraya kadar her şey çok güzel…
Ancak maçın başlamasıyla birlikte bütün çirkinlikler de sahaya akmaya başladı…
Tribünlerin maçın başından son dakikasına kadar 90 dakika süreyle durup dinlenmeden, koro halinde küfürlü tezahüratına ilk kez tanık oldum…
Bütün liglerde hemen her hafta hakem skandallarının yaşandığı bir ortamda mükemmele yakın bir yönetim gösteren İzmir Bölgesi hakemlerinden “Bülent Kökten”i yaşadığı büyük tribün baskısına rağmen yürekli ve dürüst kararlarından ötürü kutlamak istiyorum…
Maç sonunda yaşananlar futbolumuzun geleceği açısından da son derece düşündürücüydü. Dakikalar 83’ü gösterdiğinde Sultangazi 10 kişiyle 3-0 ilerideydi. O dakikaya kadar rakibin baskısına boyun eğen Demirspor son 7 dakikadaki golleriyle muhteşem bir dönüşe imza attı…
* * *
Ne yazık ki hakemin son düdüğüyle birlikte futbolda hiç görmek istemediğimiz sahnelere de tanık olduk…
Polis savunmasını yaran bazı taraftarlar sahanın ortasında savunmasız şekilde bekleyen hakemleri yumruklamaya başladı…
Bütün bunlar, futbolumuzun en alt basamağı olan “BAL” liginde dahi şiddet eğiliminin nerelere geldiğini açıkça gösteriyordu…
Bu maç Bingöl’de, Cizre’de, Batman’da ya da Mardin’de oynanmadı…
Bu maç İstanbul’da oynandı…
Şayet İstanbul’da bile hakemlerin güvenliğini sağlamakta zaaflar yaşıyorsak…
Sultangazi –Demirspor maçında tribünler, hiçbir tahrik unsuru yokken 90 dakika boyunca barut fıçısı gibi, toplu küfürler sallıyorsa…
Maçın hakemi, sahaya giren taraftarlarca yumruklanıyor ve Sultangazi kalecisinin saldırısından zorlukla kurtarılıyorsa…
6222’ye göre Sultangazi’ye nasıl bir yaptırım uygulanacak, bu maçın “TFF” gözlemcisi “Metin Cevahir” raporuna gördüklerini yazabilecek mi merak ediyorum doğrusu?
* * *
Yine Cizre-Göztepe Ziraat Türkiye Kupası maçında İstiklal Marşı protesto edilip, “Biji Serok Apo” diye bölücü sloganlar atılıyorsa…
Göztepe’nin otobüsü sahaya gelirken taşlanıyorsa…
Cizre taraftarları sahaya göz yaşartıcı bombalar atıyorsa…
Son düdükle bütün Cizre taraftarı sahanın içine doluyorsa…
Ve bütün bunların karşılığında sahası yalnızca 3 maç kapanıyorsa…
6222 sayılı sporda şiddeti önleme yasası ne işe yarar sormak lazım!
* * *
6222 gibi bir yasa ya sahip olduğun halde, futbolda şiddeti körükleyen her unsura, hakem odalarını basan, tekmeleyen her yöneticiye, tribünleri pervasızca tahrik eden her futbolcuya, ekranlardan şiddeti davet eden her yorumcuya gereken önlemi alacak yüreği gösteremiyorsan…
“6222’nin ruhuna el Fatiha”
Yok, “Türklerin fıtratında var küfür etmek” diyorsan…
Bari şu “küfrü serbest bırakın gitsin!”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...