Eskişehirspor’un; Konyaspor maçı ile başlayan moral bozukluğu, devre arasındaki kampta Tarık ve Veysel olayı ile devam etti. Ekonomik sorunlarla birlikte moral bozukluğu tavan yaptı. Bu moral bozukluğu her iki Bursa maçında da tam bir çöküntü yaşattı. Alınan sonuçlar herkesi tedirgin etti. İçeride oynanacak olan Bursaspor maçının sonucunu merakla beklenmeye başlandı. Eskişehirspor’da bir kriz vardı, önemli olan bu krizi iyi yönetmekti.
Yönetim önce Tarık’la masaya oturdu. Uzun süreli bir sözleşme imzalattı. Bu sözleşme taraftarı biraz olsun rahatlattı. Yine yönetim, ekonomik olarak futbolculara ödeme yaparak onların kafasını rahatlattı. Ödemelerin güvencesini verdi. Yönetim yaşanan krizi iyi yöneterek her kesimi rahatlattı.
Kafası rahatlayan futbolcular, taraftarların müthiş desteği ile kupa maçında kazanmak adına ciddi hamleler yaptı. Rakibi çok zorladılar ve kazanmasını bildiler. Artık saatler cumartesi oynanacak olan Fenerbahçe maçına ayarlanmıştı. Krizi iyi yöneten yönetim, Fener maçında çok iddialı demeçler vererek futbolcuları ve taraftarı motive ediyordu. Maçı açık tribünde taraftarların arasında seyrederek “Biz biriz, birlikteyiz.” mesajı veriyorlardı.
Moral ve motivasyon olarak üst seviyede olan futbolcular öyle bir mücadele örneği gösterdiler ki karşılarındaki lig liderini hiç takmadılar. Maçın başından sonuna kadar üstün oynayarak hak ettikleri bir galibiyet aldılar. Herkes görevini en iyi şekilde yaptı. Özellikle sağ bekte Tarık, sol bekte özgür, orta sahada Erkan ve gecenin yıldızı Aytaç müthiş oynadılar. Diğer futbolcular da bu arkadaşlarına ayak uydurunca çok güzel ve anlamlı bir galibiyet aldılar, tebrikler.
Her maç üç puandır. Ancak bazı maçlar vardır, üç puanla beraber takıma özgüven, moral, birlik beraberlikle birlikte kazanma duygusu aşılar. Fener maçı da o maçlardan biriydi. Futbolcular sadece bir maç kazandılar lig daha uzun, motivasyonu bozmadan aynı istek ve arzu devam etmeli. Kriz yönetmek bir sanattır. Yönetim kriz oluşmadan önlemini almalı, krizin oluşmasına meydan vermemelidir.