Köstebek için

Yaşamın İ&ccedil;inden --K&ouml;stebek i&ccedil;in&mdash; Bir zamanlar politikada &ldquo;sansarlar&rdquo; vardı. <

5 Şubat 2013 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yaşamın İçinden
--Köstebek için—
Bir zamanlar politikada “sansarlar” vardı.
Rahmetli Vardar ne çekmişti ellerinden.
Olmadık yerden çıkarlar, politik ortamı hallaç pamuğu gibi attırırlardı.
İsim vermeye gerek yok.
Hepsi şimdi çekildi köşesine.
Hemen belirteyim.
Kendilerine neden “sansar” dendiğini öğrenememiştim.
Hatta o dönemde, sevgili Turan Duru ile rahmetli Savaş Kayalar,
“Bunu sen yakıştırdın” filan diyerek sitem etmişlerdi.
---//--
Her neyse.
İçinde bulunduğumuz günlerde de sansar değil de, bir köstebektir dolaşıyor dillerde.
Üstelik çok ciddi olaylarda isimleri geçiyor.
Bilirsiniz.
Köstebekler yeraltında yaşarlar.
Peki benzetilenler niçin benzetilirler bu zavallı yaratığa.
Orasını varın siz yorumlayın.
--//--
Diyelim ki, duyulmaması, görülmemesi gereken bir konu var.
Bunu ya iki kişi biliyor, ya üç kişi.
Bakıyorsunuz, bu konu ertesi gün ortaya dökülüyor.
Mahalle kahvelerinde konuşulmaya başlanıyor.
İşte o zaman başlıyor yorumlar:
“Köstebek var efendim. ”
Ve başlanıyor köstebekler aranmaya.
Falandır, filandır.
Ortaya dökülen olayın doğruluğu yanlışlığı değil, kimin tarafından yayıldığı önemlidir bazıları için.
--//--
Peki bazı konular için köstebek gerekir mi?
Köstebek değil de, “muhbir” diyelim isterseniz.
Gerekir.
Bir usta gazeteci şöyle demişti:
“En güzel haber iki türlü alınır. Ya muhbir kullanırsınız ya da tesadüfen haber karşınıza çıkar.”
Hatta örnek vermişti:
“Yolda giderken doğum yapan bir bayanın resmini çekip ödül almıştım.”
İşin bir de bu yönü var elbette.
Hiç unutmuyorum.
Milli Eğitim Müdürlüğü’ndeki hizmetliye aldırdığım bir yazıdaki yolsuzluk belgeleri haberi ile, müdür yerinden olmuş, ben de yılın gazetecisi seçilmiştim.
--//--
Peki özellikle kamu kurumlarında var kabul ettiğimiz “köstebek” önlenebilir mi?
Bunu sorduğum bir arkadaşım aynen şöyle dedi:
“Mamasını keserseniz önlenebilir.”
Evet, bana göre işin püf noktası burada.
Köstebek…
Muhbir…
Ve de mama.
Ne dersiniz, yan yana gelirler mi?
Ya da getiriliyorlar mı?
 
 
Günlerin getirdiği
-Yılmaz Hoca’ya soran yok—
Büyükşehir Belediyesi hakkında yapılan adli soruşturmanın yorumu yurt içine olduğu gibi, yurt dışına da taştı. Gelişmelerin ağırlığı politikaya odaklandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ağır toplarıyla Büyükerşen’e destek olmak üzere Eskişehir’e gelmesi; Ankara, Antalya ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından 150 belediye başkanının Eskişehir çıkartması, sivil toplum örgütlerinin Büyükerşen’e destek için yaptıkları açıklamalar, gerçekten olaya gösterilen tepkinin boyutlarını genişletti. CHP’lilerde var olan kırgınlık ve dargınlığı ortadan kaldırdı. Basında izliyoruz. Yılmaz Büyükerşen’e destek olanların yanı sıra karşısında olan yazarlar ve yorumcular, son olayla Hoca’nın oyunun arttığını söylüyorlar. Dahası İstanbul gazetelerinde yandaş olarak bilinen gazeteciler bu olayın ardında siyaset yattığını yazdılar. Dün gördük Basın Konseyi Yılmaz Büyükerşen için Eskişehir’e geldi.
Tüm bu gelişmeler olurken, belli olmayan bir durum vardı ortada. O da Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in aday olup olmayacağı. Önceki gün bir politikacı dedi ki ”Bu saatten sonra bu soruya yanıt aramak yanlış olur. Çünkü Yılmaz Hoca kendiliğinden aday oldu. Halk ve CHP kendisinin aday olarak destekliyor. Bunun lamı cimi kalmadı. Ve iktidar partisi bunun için mücadele ediyor. Olanlar Yılmaz Büyükerşen için oluyor. ”
Bu yorum bir bakıma doğru. Yılmaz Büyükerşen tüm bu olup bitenlerden sonra “aday değilim” deme şansına sahip değildir. Yurt içinden ve yurt dışından destek verenler Yılmaz Büyükerşen’i ilk genel seçimde tekrar Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda görmek istiyorlar.
 
--Ahmet Yapıcı’ya soran oldu mu?—
İl Genel Meclisi Başkanı Ahmet Yapıcı’ya “Milletvekili yada belediye başkanlığına aday olacak mısın? Böyle bir niyetin var mı?” diye sorduğumda şu yanıtı vermişti: “Ben şuraya aday olacağım demem. Partim beni uygun bulduğu yere aday gösterirse hayır deme şansım da olmaz. Onun için sağda solda konuşulanlar değil, gelişmeler önemlidir. Beklemek lazım.”
Yerel yönetimler yasasıyla, İl Genel Meclisi kalkıyor. İl Genel Meclisi’nin yaptığı işleri kırsal kesimde büyükşehir belediyeleri yapacak ya. Bunu değerlendiren Yapıcı diyor ki “Güçlü yerel yönetimler geliyor. Kırsal kesimde yıllarca ihmal edilen sorunlar yeni yasayla çözüme kavuşacak. Bunun için Büyükşehir Yasası değişti ve sayısı artırıldı. Hizmetler güçlü yerel yönetimlerle daha da kolay çözülecek.” Ahmet Yapıcı’nın daha önce politikayla ilgili yorumlarını okuyan bir partili dedi ki “Seçimlere bir yıl var. Düne kadar İl Genel Meclisi’ne İl Özel İdarelerine övgü üstüne övgü yağdıran Yapıcı bir yerlerden işaret mi aldı da büyük tepki alan yeni yerel yönetimler yasasını övüyor. İşaret aldıysa, Büyükşehir, Odunpazarı ya da Tepebaşı’na mı aldı? Açıklasa da öğrensek bari.”
Şimdilik bir yorum yapmak zor. Ahmet Yapıcı, AKP’nin yıpranmamış politikacılarından biri. Kendisinin politikayla ilgili görüşlerine saygı duymak gerekir. Adaylığı konusunda bir teklif aldığında ise, sanırız çekinmeden konuşacaktır. Hemen belirtelim. Yapıcı’nın pozisyonunda, parti içinde eski ve yeni pek çok ismin dolduğu da söyleniyor. Böyle olunca Eskişehir’de AKP’de bir yarış başlayacaktır dense yanlış olmaz.
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi