Koronadan sonra 1.yüzyıl

Worldometers sitesinin verilerine göre Ekim başı itibarıyla toplam koronavirüs vaka sayısı 35 milyonu, ölü sayısı 1 milyonu aştı. Ama belki de bazı şeyleri anlamak için en iyi gösterge, ABD Başkanı ve eşinin de hastalığa yakalanmış olmaları. Başladığından bu yana ABD Başkanının maske konusundaki yaklaşımı biraz gevşekti. Bunu en son geçtiğimiz hafta Başkanlık seçimlerinde rakibi Joe Biden ile gerçekleşen yüz yüze tartışmada Biden'ın maske önlemini hedef alarak yeniden göstermiş ve "Ben onun gibi maske takmıyorum. Onu ne zaman görseniz maske takıyor. 200 fit ötede konuşurken bile göreceğiniz en büyük maskeyle geliyor" demişti. ABD Başkanı Trump, geçtiğimiz dönemde Covid-19'u hafife alan söylemleri nedeniyle birçok kişi tarafından eleştirilmiş, rakibi Biden'ı hastalığa yakalanmamak için maske takması nedeniyle sık sık tiye almıştı. Dünyanın belki de en iyi korunan liderlerinden birinin virüse yakalanmış olması, bireysel tedbirler olan maske, mesafe, temizlik tedbirlerinin hafife alınmayacak kadar önemli olduğunun, devletin aldığı tedbirlerin kişisel tedbirlere dikkat edilmezse hiçbir işe yaramadığının ve tabi virüsün zengin, fakir, genç, yaşlı ayrımı yapmadığının en bariz göstergelerinden biri.  
Ancak ne yazık ki anlaşılan şu ki, insanoğlu hastalığı atlatan kişilerin yaşadıklarının ne derece zor olduğunu, tedbirin elden bırakılması gerekliliğini vurgulamasından, her gün yüzlerce kere maske, mesafe ve temizlik uyarıların yapılmasından, hatta ölümlerden bile ders almıyor. Bazı kişilerin sorumsuz davranışları nedeniyle virüs, büyük bir hızla yayılmaya devam ediyor. Geçen haftaki yazımda da vurguladığım gibi, salgından önemli bir düzeyde etkilenen kişilerin başında, eğitim alma konusunda sıkıntı yaşayan çocuklarımız ve gençlerimiz var. Virüs bir an önce kontrol altına alınamazsa, geleceğimizi şekillendirecek nesil için telafisi mümkün olmayan kayıplar ortaya çıkacak ve bu nesil, kayıp bir nesle dönüşecek. Onlarca, yüzlerce yıllık çabayla elde edilmiş birçok alandaki kazanımlarımız zayi olacak. Ayrıca diğer taraftan salgın yüzünden ortaya çıkan küresel anlamda ekonomik kayıplar da çok kolay telafi edilemeyecek. Kapanan işyerlerleri, artan işsiz sayısı, dünya genelinde yoksulluğu ve gelir adaletsizliğini çok daha derinleştirecek. 
Son günlerde salgın ilk başladığında köşe yazılarımdan birinde de alıntıladığım ünlü Amerikalı yazar Thomas Friedman’ın “Milattan Önce” ve “Milattan Sonra” gibi, “Korona Öncesi” ve “Korona Sonrası” şeklindeki çağ değişimi benzetmesinin çok büyük bir mübalağa olmadığı düşüncesindeyim. Şundan eminim ki, COVID 19 pandemisi binlerce yıllık medeniyetimizin kazanımlarını ve kurulu dünya düzenini kökünden değiştirecek. Bu değişimin nasıl olacağını belirlemek bizim elimizde ve üstelik bu süreçte pozitif bir değişim için herkesin yapabileceği bir şey var. Kişisel tedbirler olan maske, mesafe ve temizlik kurallarına dikkat etmek… Etmezsek yeni çağın ilk yıllarında ödeyeceğimiz bedeller çok ağır olacak... Pandemi, insanlık tarihinin insanlığa en büyük zararı veren ve en olumsuz etkileyen afeti haline dönüşecek, bizler de bunun canlı tanıkları olacağız.
Eskişehir Teknik Üniversitesi olarak, bu yıl da afetlere karşı dirençli toplumlar yaratma konusunda bilgi, deneyim ve bilimsel çalışmaların paylaşılacağı Uluslararası Dirençlilik Kongresine ev sahipliği yapıyoruz. Kongre 13-15 Ekim tarihleri arasında online olarak gerçekleşecek. Kongreyle ilgili detaylı bilgiler için www.idrcongress.org adresini ziyaret edebilirsiniz.