Kol saati gibi!..

Kol saati gibi!..

9 Haziran 2014 09:49
A
a
Sütiş Eskişehir
Kucağındaki bebeği ile cezaevinde görünce çok duygulanmıştı "Rahşan Hanım..."
Ecevit'i ikna etti ve tarihi aflardan biri çıktı...
"Rahşan Affı!.."
 Dışarı çıkar çıkmaz, çıkardılar bıçaklarını, ateşlediler silahlarını!..
"Onlarca günahsız yaşamanı yitirdi!”

…………

AKP iktidarında yaşanılan ilk af ise...
Kişilere özeldi…
"Para affıydı!.."
Kulakları çınlasın eski Maliye Bakanı "Kemal Unakıtan"ın...
“Ne unlar akıtıldı!”
"Ne mısırlar cır-cır oldu!"
Ama "Kemal abi", büyük güven veriyordu "aga"sına :
"Babalar gibi satarım!"

………..

Şimdi yeni bir af daha gündemde...
Bu kez adını siz koyun...
 "17 Aralık Operasyonu'nu kurtarma affı olabilir!.."
Hoş...Kadrosu değiştirilen TÜBİTAK, Erdoğan ve Bağışın tapelerini "montaj" diyerek sıfırladı ya, ne de olsa...
"Bilirkişim işini bilir!"
Kimine göre, "Sarraf", kimine göre "Ayakkabı kutusu", kimine göre de , "Kol saati!" adı verilebilir ama, yasal adı "Vergi affı..."
Spor kulüplerimize de yansıyor...
"Enayi Fener borcunu ödemiş!"

……….

Espri bir yana, üzüldüğümüz bir nokta var!
Gazetelerde manşet:
"Eskişehirspor'a piyango vurdu!"
"35 milyondan kurtulduk..."
Ne garip değil mi?
Ağlanacak hallere "gülmek" bile yetmiyor artık!
"Bayram yapılıyor, bayram!.."
Hem de "kutu-kutu..."
"Kol saati gibi!.."

Günün Balı
Ankara'daki sel seçimden 3 gün önce olsaydı, AKP kesin yüzde 60’ı bulurdu!..
Balthör


Kıssa-dan
Okuman yazman yoksa, sen parmağını bas, biz istifanı yazarız!..


Gerilim
Ölümlerimize karanfiller bırakmış, mumlar yakmıştık. Titrek ışıklarımız sönmedi henüz. "Adalet arıyoruz bu kez, mumla!.."

Özdeyiş
Cesaretin ölçüsü ölüm değil, yaşamdır...
Hanri Benazus

Günün İncisi
Sadece cesur olan bağışlamasını bilir.
Laurence Sterne
 


Günün Şiiri

Cana kıyıcı

Cana kıyıcı ölüm kusar kan kusar
Kanı gözsüz kulaksız sülüklerden gelir
Elindeki ölümcül karaçeliğin suyu
Sen'den Ren'den büyük göllerden gelir
Cana kıyıcı nefret kusar kin kusar
Kininin tohumu bir koca yoksunluğu
Karanlık köşelerde gizleyenlerden gelir
Tetik düşer gün kararır gül solar
Kıyıcı kaçar pusar inlerden gelir
Onu kör eden ışık seven gözlerden gelir
C. Yerli (Varlık-1976)
 



Nazım Hikmet'in takma adları

Bugünlerde dünya şairi "Nazım Hikmet"i özel etkinliklerle bir kez daha anıyoruz...
Nasıl kaçırıldığını, denizdeki gergin dakikaları, bir parola olan "Süt şişesinin kapağı uydu" sözlerini öğreniyoruz...
Bizim gözümüze de şairin çevirmenliği ve takma adları takıldı...
"Varlık" dergisinin 2010 yılı Haziran sayısında "Tozan Alkan" kaleme almış...
Nazım'ın Fransızca kadar Rusçayı da çok iyi bildiğini şu anekdotla dile getiriyor:
Moskova'daki bir toplantıda Nazım Türkçe konuşmaktadır. Çevirmen Tatar'dır. Bir sözü doğru çevirmez. Nazım onu durdurur, mikrofonun karşısına geçerek Rusça konuşur:
-Çevirmen doğru çevirmedi. Ben dedim ki, "Benim eziyet çekmiş Türk halkım" ama o eziyet çekmiş sözünü çevirmedi…

………

Nazım. Bursa Cezaevindeyken "La Fontaine"den çeviriler yapar ve bu çeviriler yayınlanır. Çevirmen adı olarak "Ahmet Oğuz Saruhan" geçmektedir.
Ve de Nazım çeşitli dönemlerde şu takma adları kullanmıştır:
"Mümtaz Osman"
Ercüment Er
"İbrahia Sabri"
Nurettin Eşfak
"Ahmet Cevat"
İhsan Koca
"İmzasız Adam"
Ve daha niceleri...

Okuduğumuz kitabı hatırla
İki kampçı çadırların önünde yaktıkları ateşin kenarında otururlarken birden karşılarına dev gibi bir ayı çıkmış.
"Sakin ol" demiş birisi, gözünü ayıdan ayırmadan sırtını ağacın birine yaslayarak uyarmış:
"Okuduğumuz kitabı hatırla... Sert ve kararlı bir şekilde gözlerine bakıp kaçmazsak saldırmaz..."
Öteki titreyerek, "Hadi sen bu kitabı okudun, ben de okudum ama" demiş:
"Bakalım bu ayı okudu mu?"

Dilencinin tatili
Adam dilenciye bir miktar para uzatmış ve “Bunu veriyorum ama" demiş:
"Sen gidip bir şişe şarap alıp kafayı çekeceksin."
Dilenci, "Güzel diyorsun da" diye karşılık vermiş:
"Bu parayla Antalya’ya gidip tatil yapacak değilim ya!.."
 
Günün Olayı
Gezi direnişinin masuniyetinin en büyük göstergesi, iktidarın hâlâ, "Camiye ayakkabıyla girdiler, camide bira içtiler, tesettürlü bacıma saldırdılar" yalanından başka suçlama bulamamasıdır...
Akif Kökçe

Günün Biberi
PKK'nın siyaset ortağı olan muhteremler bir yandan barıştan, kardeşlikten söz ediyor, bir yandan ulusun duyarlıklarına saldırıyorlar. Pusulayı iyice şaşırmış durumdalar...
 
Gerçek aşkı boşverin
Sanatında, hoplayan, zıplayan, kimi kötü kadın, kimi ajan olarak izliyoruz.
Yaşamında da, bir barış elçisi gibi...
Ama "Angelina Jolie"yi hiç böyle görmediğinize eminiz...
"Uyuyan Güzel" masalı var ya... İşte Angelina bu filmde kötü karakteri yani "Malefiz"i oynuyor.
Ve de filmin sonunda "Gerçek aşkı boşverin" diyor Malefiz...
Fırsat bulursanız izleyin...
 
Sevgili Hitler'imiz!
Aydın Boysan’ın "Haydi Dostlar" adlı kitabından:
 -Naziler döneminde "Hitler" saygısı öylesine abartıldı ki, Almanlar birbirlerine "İyi günler" bile demeyip, "Heil Hitler", yani "Yaşasın Hitler" demeye başladılar.  O sıralarda devletin en üst kademelerinde bulunan iki kişi, birbirine takılıyor. "Goring", Propaganda Bakanı "Goebbels"e görüş bildiriyor:
-Bu kadar propagandaya karşın hala birbirine "İyi günler" yani "Guten Tag" diyenler var.
Öteki yanıt veriyor:
"Sevgili Hitler"imiz yaşadıkça artık iyi günler söz konusu olamaz..."

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi