Yaşamın İçinden
--Kızılcahamam kampı—
AKP’nin Kızılcahamam kampına katılanlardan İl Başkanı Süleyman Reyhan,
Tepebaşı İlçe Başkanı Vahap Ata,
Odunpazarı İlçe Başkanı Ercan Kelleci’yi biliyorum
İlçelerden on kişi daha var, ama çoğunu şahsen tanımıyorum.
Başbakan Erdoğan il ve ilçe başkanları toplantısında gene aynı şeyi söylemiş:
“ Engelleniyoruz.”
Fazla uzatmaya gerek yok.
Nasıl olsa Süleyman Reyhan yeterli notu, Vahap Ata kamera kaydına almıştır.
Konuşulanlar, kayıt olanlar,yani alınan talimatlar ilk basın toplantısında çıkacak ortaya.
Daha uzağa gitmeye belki gerek de kalmayacak.
Başkan Ahmet Ataç sıkı dursun.
Vahap Ata 2 Mayıs Tepebaşı Belediye Meclis toplantısında kendi deyimleriyle, bombayı patlatabilir.
--//-
Ahmet Tan yazmış.
“Yılda yurdumuza 30 milyon turist geliyor.
Üçte ikisi biracı. Almanlar ve İngilizler.
Diğer yarısı Şarapçı. Fransızlar.
Kalan votkacı. Ruslar.
Kalanlar biracı. Rakıcı ve kolacı.
Keşke hepsi milli içki ayrancı olsalar.
Ayrana dadansalar da.
Petrol zengini Araplardan sonra biz de,
Yoğurt zengini olsak.”
--//--
İktidarın alkol savaşının altında politika yatıyor.
Dolayısı ile CHP’yi kıskaca alırken, kendi yandaşlarına şirin görünmek için bastırıyor.
AKP harama karşıyız diyecek.
CHP haramı helalı hesaplamadan, olayı yaşam biçimine müdahale olarak ele alacak.
Daha önce Erdoğan,
“Rakıyı susuz içenler” demedi mi?
Aynen böyle.
--//--
Gelelim Erdoğan’ın “Milli” ilan ettiği ayrana.
Başbakan Erdoğan’ı anlamak zor.
TC’yi söküp atanlara bir şey demedi.
Ama rakıyı görünce ayranı kabardı.
Ardından bizim milli içkimizdir deyip çıktı işin içinden.
Ne dersiniz?
Ayran kabarınca, aslan sütünü basar mı?
--//--
Kısa bir not:
Dün Eskişehir’de iki ayrı alanda, aynı duyguları paylaşan işçilerin ve emekçilerin bayramını kutladık.
Bir süre Sıhhiye Meydanı’nı izledim.
Ardından Odunpazarı’na baktım.
Pek çok tanıdıkla konuştuk. Aralarında benim gibi iki bayram yerine gidenler vardı.
“Nerdensin?” diye soranlara yanıtım, “Ayrı alanlarda olsak da gönlüm işçiden-emekçiden yana” oldu
Doğrusu bu değil miydi?
.
Günlerin getirdiği
--Harun Bey siz ne diyorsunuz?—
Eskişehir’de günün konusu eski stadyumun yeri. Eskişehir’i seven, kendisine bu konuda sorumluluk düşen insanlar tartışıyorlar. Ve büyük bir kesim “eski stadyumun yeri kent meydanı olsun” doğrusunda birleşiyor. Ne var ki, zamanında kentsel planlamada kendisini, görevli sayan, planlamaya karşı kampanyalar düzenleyen, insanların kafasını karıştıranlardan tek yorum duymadık. İMO konuştu. Başkan Fercan Yavuz görüşlerini net biçimde açıkladı. Mimarlar Odası Başkanı Mehmet Güler ve arkadaşları açıkladılar. TOKİ’nin amacından uzaklaştığını söylediler. Şehrin dört bir yanını fotoğrafları ile süsleyen, rakibi olmadığı halde birileri ile yarışır bir hava içinde köy kasaba demeden dolaşan ETO Başkanı Harun Karacan’dan çıt çıkmayışı dikkat çekmeye başladı. ETO üyeleri soruyorlar: “Başkan Harun Karacan eski stadyumun yerine gökdelenler dikilmesini mi yoksa burasının kent meydanı olarak düzenlenmesini mi istiyor? Her konuda konuşan Başkan Karacan neden bu konuda hiçbir yorum yapmadı. Yoksa bazı siyasileri rahatsıza etmekten mi çekiniyor?”
Gerçekten ilginç değil mi? Sahi diyoruz. İşin içinde siyaset mi var dersiniz de, ETO Başkanı Eskişehir’i ilgilendiren eski stadın yeri için konuşmuyor? Yoksa birilerinin verdiği ya da vereceği kararı mı bekliyor?
--Alper Potuk işi bitsin artık—
Gazetelerin spor sayfalarına baktığınız da hemen her gün Eskişehir’in genç futbolcusu Alper Potuk ile ilgili bir haber görüyorsunuz:
“Alper’in işi bitti. Alper GS ile anlaştı. Alper FB’ye daha yakın. Trabzon Alper’in peşini bırakmıyor.”
Ardından Es-Es yöneticilerinin açıklamalarını okuyorsunuz.
“Halil Ünal bu iş bitti diyor.” “Erdal Şahbaz Alper için 6. 5 milyon avro istiyoruz dedi.” “Halil Ünal gelen teklifleri değerlendireceğiz demekte.” “Alper Potuk için para, artı futbolcu öneriliyor” vb.
Alper Potuk hatırlarsanız FB’ye gidip gelmişti. Şimdi sıra da GS ve Trabzon var. Eskişehirspor elbette Alper’den para kazanmak isteyecektir. Bir de Eskişehir’de yetişmiş genç bir futbolcunun geleceği var işin içinde. Bir okurum aradığı için Alper’i konuk ettim köşeme. Okurum “Alper işi, gerek Alper ve gerekse Eskişehirspor zarar etmeden bitmeli artık ki, Eskişehirspor geleceğine baksın. Müşteri kızıştıracağız diye oyalanmayalım. Üstelik Alper işi sağlıklı bir çözüme kavuşmazsa, diğer futbolcularda bundan rahatsız olur” diyor. Aynen katılıyoruz okurumuzun yorumuna. Alper işi bir an önce bitmeli artık. Satılacaksa satılmalı. Satılmayacaksa ona göre açıklama yapılmalı.
.