CHP’nin deneyimli isimlerinden Avukat
Yunus Emre Karabulut aradı ve CHP’nin 24 Haziran seçimleri öncesi,
ön seçimsiz aday belirlemesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
*
CHP’nin, parti anayasası olan tüzüğü
iki kez ihlal ettiğine vurgu yapan Yunus Emre Karabulut, bu ihlallerin çeşitli bahaneler üretilerek gerçekleştirildiğini savundu.
*
İşte Karabulut’un o ifadeleri:
1 KASIM SEÇİMLERİNE VURGU
- “Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yayınladığı seçim takviminde ön seçim maddesine yer vermedi. Halbuki 1 Kasım seçimlerinden önce, seçim takvimi yine kısa olmasına rağmen, ön seçim maddesi konulmuştu.
YSK’DAN KARABULUT’A CEVAP
- İşin aslını astarını öğrenmek için YSK’yı aradım ve şöyle bir cevap aldım: ‘Seçime girme hakkı olan tüm partiler, ön seçim yapmayacaklarını YSK’ya bildirdiler, bu nedenle YSK, seçim takvimine ön seçim maddesini koymadı.”
CHP BAHANE ÜRETİYOR
- Demek ki bizim parti, tüzüğünde adayların yüzde 85’inin ön seçimle belirleneceği maddesi olmasına rağmen, bunu fırsat bildi ve ön seçim istemediğini bildirdi. CHP’nin bu tavrı, parti anayasasına tamamen aykırı. Ancak bahanesi ittifak. Ama her parti zaten kendi listesiyle seçime girecek. O nedenle burada ön seçim yapılması için bir engel yok.
PARTİ ANAYASASI ÇİĞNENDİ
- Bakın bir tüzük maddesi daha var: ‘Bir kişi Merkez Yoklaması modeliyle üst üste iki kere aday olamaz.’ Şimdi ön seçim olmadığı için, milletvekili adaylarını Merkez Yoklaması modeliyle yapmak zorundayız. Yani yine parti anayasasına aykırı olmasına rağmen; bir kez ön seçimsiz aday olan kişi, bir kez daha ön seçimsiz aday olabilecek. Bunun bahanesi de ön seçim yapılmayacak olması. Böylelikle, aynı anda iki kez parti anayasası çiğnenmiş oluyor. İlki ön seçim yapmamak. İkincisi, Merkez Yoklaması maddesini hiçe saymak.”
*
Yunus Emre Karabulut’un ön seçim ve Merkez Yoklamasına ilişkin görüşlerini okudunuz.
Bu görüşlere göre sadece CHP için değil, tüm partiler için şunu söylemek mümkün:
- Her siyasi partinin bir tüzüğü olmak zorunda. Durum böyle olunca partiler, kafasına göre tüzüğünü hazırlıyor ve zorunluluğu yerine getiriyor. Ancak tüzüğe uygun hareket etmiyor, yine aynı tüzüğün içerisine, tüzük maddelerini ihlal edebilecek açıklar bırakıyor. Yani minareyi çalan kılıfı hazırlıyor.
Tabi bir şey daha söylenebilir:
- Birbirlerine sağlı sollu çakan partiler, menfaatler ortak olunca şak diye uzlaşabiliyorlar. Ön seçimsiz vekillik meselesinden bahsediyorum. Bakın seçime girme hakkı olan tüm partiler, aralarında anlaşıyor ve ön seçim istemediklerini YSK’ya bildiriyor. Yani kıyak vekillik ittifakında uzlaşıyor!
Yılmaz Büyükerşen tebrik etti ama…
Dün öğleden sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’le cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin görüşme yaptım.
Büyükerşen görüşmede, cumhurbaşkanı adayı olmayacağını, Muharrem İnce’yi tebrik ettiğini ve böylesinin daha iyi olduğunu söyledi.
*
Şimdi, Yılmaz Büyükerşen’in cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin aktardıklarının tamamını okuyalım…
İNŞALLAH AYDINLIK GÜNLERE KAVUŞURUZ
- “Öncelikle, Türkiye’de şahsım adına gösterilen teveccüh için teşekkür etmek istiyorum. Sayın İlhan Kesici Ankara’da. Ona söylemiş olmalılar ki Sayın Muharrem İnce’yi tebrik etmiş. Sanıyorum Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dilinden konuşabilecek bir isim olduğu için Muharrem İnce tercih edilmiş olabilir. Ya da başka nedenler de olabilir. Ben de Muharrem İnce’yi tebrik etmek için aradım. Ancak meşgul olduğu için sesli mesaj bırakarak tebriğimi ilettim. İnşallah Türkiye için aydınlık günlere kavuşuruz.”
*
Tabi, Yılmaz Büyükerşen aday olmayacağım dedi ve Muharrem İnce’yi tebrik etti ama…
Aması var…
Aday resmi olarak açıklanmadan hiçbir şey için net konuşmamak gerekiyor.
Çünkü her an her şey olabilir, kesin aday denilen kişinin yerine bir başkası aday olarak gösterilebilir.
Olamaz mı?
Ekmeleddin vakasına baktığımızda, olabilme ihtimali olduğunu net bir biçimde görebiliyoruz.