Kırım Türktür

Kırım Türklerinin lideri olan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Emine Cabbarova ile birlikte Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u ziyaret etti.
“Küçük Dev Adam” olarak da bilinen Abdülcemil Kırımoğlu’nu gördüğüm zaman, rahmetli Rauf Denktaş’ı hatırlıyorum. Nasıl ki Kıbrıs’tan Türklüğü yok etmek isteyenlere karşı Rauf Denktaş ve arkadaşları kahramanca mücadele etmişti, işte Kırım’daki Tatar kardeşlerimiz de öyle mücadele ediyor.
Aslına bakarsanız Kırım davasıyla, Kıbrıs davası da birbirine çok benziyor. Şu farkla ki; 1974 yılının “Güçlü Türkiye”si Kıbrıs davasında dik durmuş, eğilmemişti.
27 Şubat 2020’de, İdlib’de 34 askerimizi uçaklarla bombardıman edip, cayır cayır yakarak şehit eden Rusya’nın karşısında ezilip bükülüyoruz. 1974’ün Güçlü Türkiye’si gitmiş, yerine gölgesinden korkanlar gelmiş…
Eğer ki vatan kahramanı Abdülcemil Kırımoğlu ülkemize geldiyse, onun havaalanında Cumhurbaşkanı tarafından karşılanması, sokakların Türk ve Kırım Bayraklarıyla süslenmesi gerekirdi. Meydanların “Kırım Türktür Türk kalacak!” sloganlarıyla çınlaması gerekirdi. Dünya televizyonlarının canlı yayınlarını durdurması, Türkiye’den korkan Rusların ne yapacağını şaşırması lazımdı.
Halbuki Tatar yurdu Kırım’ın lideri sessiz sedasız ülkemize geliyor ve gidiyor. Sözde değil, özde milliyetçi olan Kazım Kurt’a teşekkür ederiz. Atalarının kutsal davasına sahip çıkıyor. Hepimize örnek olsun.
 

Emine Günay yanılıyor

AK Parti Milletvekili Emine Nur Günay, Taşbaşı ve Hamamyolu esnafını ziyaret etmiş. Sayın Günay “Gerçek durumu gözlemlemek için ‘tebdîl-i kıyâfet’ olarak alışveriş yapmak için tek kişi ziyaretleri yaptım” ifadelerinde bulunmuş ve ekonomik sorunların geride kaldığını vurgulamış.
“Madem tek kişi ziyarette bulunmuş, esnafla konuşurken bu ayrıntılı fotoğrafları kimler çekmiş?” sorusunu, başka bir yazıya bırakalım.
Şimdi öncelikle şu “Tebdil-i kıyafet” meselesini açıklığa kavuşturalım. Osmanlı zamanında padişahlar, sıradan insanlar gibi giyinir ve halkın arasına karışarak yerinde gözlem yaparlarmış. Mesela Sultan 4’üncü Murat’ın yüzünü kimse bilmediği için de “tebdil-i kıyafet”in bir anlamı olurmuş.
Her ne kadar bazı AK Partililer millete tepeden baksalar da kimse şah değil, padişah değil. Şık ve zarif giyinse de Emine Nur Günay’ın kıyafetleri sıradan insanlardan farklı değil. Ayrıca herkes milletvekillerinin yüzünü biliyor; Allah aşkına kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz? Dolayısıyla “Fotoğrafımı haberim yokmuş gibi çek kanka!..” edebiyatı yapmanın lüzumu yok. Komik duruma düşmemek lazım.
Emine Nur Günay’ın, “Ekonomik sorunlar geride kalmış” sözü ise “tebdil-i kıyafet” sözünden bile komik olmuş. Ancak bu konuda Emine Nur Günay’ı eleştirmeyeceğim. Zira şu anda mizah yapacak havamda değilim.