Yıllarca; “neden Eskişehir’e uçak gelmiyor? Bizden daha küçük illere yolcu uçakları inip kalkıyor. Eskişehir neden bundan mahrum ediliyor? Bizde uçakla Eskişehir’den yolculuk yapmak istiyoruz” diye eleştirdik birilerini. Hadi daha açık yazayım iktidar partililerinin milletvekillerini, bakanlarını.
Sonunda nihayet sesimizi duyan birileri oldu. Türk Hava Yolları İstanbul-Eskişehir-İstanbul arası uçak seferlerine başladı. Hem de Atatürk Hava Limanı’na. Seferler başladı ama birileri gidiş-dönüş günlerini, kimileri ise kalkış-iniş saatlerini beğenmedi. Eleştiriler doğrultusunda THY tarifiler de bazı değişiklik yaptı. Ancak istenilen değişikliğe, istenilen hava alanına gitmesine rağmen büyük uçakları dolduramadık. Doldurmayı bırakın 20-25 kişiyle uçtu uçaklar İstanbul’a. Çünkü aynı gün sabah İstanbul’a gidip akşam ise dönmek isteniyordu. THY bunun sağlanmasının zor olduğu söyledi. Sonunda THY “zarar ediyorum” diyerek seferleri kaldırdı.
Uçak seferleri kalkınca bu kez “uçağımızı istiyoruz!” diyerek yine bağırmaya başladık. Hatta kimileri; “ne olacak canım. THY Eskişehir’den de kar etmeyiversin. Diğer illerden kazandığı kara saysın” diyerek zararına da olsa seferlerin devam etmesini savundu.
Yıllarca devlete kambur olduklarını iddia ederek zarar eden kuruluşların elden çıkarılmasını, satılmasını savunanlar, bu kez tam tersine,”THY Eskişehir’den zarar etse de seferlere devam etmeli” demeye başladılar. Kendi şirketleri sürekli zarar ediyorsa kapatıp kurtulmayı savunanlar bile.
Bu eleştiriler doğrultusunda AK Parti Milletvekili Nabi Avcı, Özel Uçak Şirketi Borajet yetkilileriyle görüştü. Bu kez sadece İstanbul değil, İstanbul-Eskişehir-İzmir arasında seferler başlatıldı. Geçtiğimiz günlerde Borajet de seferlerini durdurdu. Nedenlerini de Milletvekili Nabi Avcı’ya yazdıkları özel mektupta açıklamışlar. Seferlerin durdurulmasındaki tek nedenin uçuşlara olan ilgisizlik olduğunu üzerine basa basa belirtmişler. 28 Aralık’tan 23 Mart’a kadar yapılan seferlerin verileri şöyle.
"İstanbul-Eskişehir arası 34 uçuşta sadece 638 yolcu seyahat etmiş. Eskişehir’den İstanbul’a ise 32 uçuşta ancak 736 Eskişehirli uçmuş. İzmir’den Eskişehir’e 32 uçuşta koltuklardan 679’u dolmuş. Eskişehir’den İzmir’e ise 34 uçuşta, 654 kişi ise bu hizmetten yararlanmış. Toplamda ise 132 uçuş yapılmış. Toplam 8976 koltuk uçaklarda Eskişehirlilere sunulmuş. Bunların 2707’i ancak dolmuş. Doluluk oranı ise sadece yüzde 30 olmuş".
Firma Milletvekili Avcı’ya yazdığı mektupta, Eskişehir’in uçuşlara yeterli desteği veremeyeceği ve Eskişehir’in uçamayacağını anladıklarını, üç aylık zararlarının ise 658 bin TL olduğunu da belirtmiş. “Uçmak istiyoruz” diye bağıranların çoğu uçağa binmemiş.
Artık kimsenin “uçak istiyoruz” diyerek bağırmaya hakkı kalmadı.
Nabi Avcı’nın, bundan sonra yapılacak olanın ise Eskişehir’deki kurumların bir araya gelerek, “Eskişehir Havayolu” adı altında bir şirket kurup istedikleri günde ve istedikleri yöne uçuş yapmalarını önerdi. Bunun tutacağına inandığını da söyledi.
Ben şahsen bunun gerçekleşeceğine inanmıyorum. Çünkü Eskişehir’de birlik, beraberlik yok. Herkes “küçük olsun benim olsun” diye düşünüyor.
“Hep aynı isimler komisyonlara giriyor”
Parti gurubun değil de bireysel olarak komisyona aday olan İl Genel Meclisi üyesi Bedriye Yönlüer, AK Partili üyelerin oyları ile seçildi. Bu hareketi hem CHP’li bazı İl Genel Meclisi üyelerinin ve CHP İl Teşkilatının tepkisine neden oldu.
Bu davranışının sonunda CHP İl Yönetimi, Bedriye Yönlüer’i parti disiplini işlediği gerekçesiyle Tepebaşı İlçe Disiplin Kuruluna sevk etti.
CHP Tepebaşı İlçe Disiplin Kurulu iddiaları araştırıp, Bedriye Yönlüer’i, disiplin suçu işlemiş olduğunu belirlemesi halinde partiden ihracını isteyecek İl Disiplin Kurulu’ndan. Dün kendisiyle Yediler’de karşılaştık. Torununu gezdiriyordu.
Beni görünce içini dökme ihtiyacı duymuş olacak ki, ayaküstü 5 dakika sohbet ettik. AK Parti’li İl Genel Meclisi üyelerinin oyları ile komisyona seçilen Bedriye Yönlüer,”Herkesin bir tahammül derecesi vardır. Benimde bu tahammül derecem aşınca bireysel olarak aday olma hakkımı kullandım” dedi.
İl Genel Meclisi’nde Cumhuriyet Halk Parti’sinin dört bayan üyesinin bulunmasına rağmen, komisyon seçimlerinde özellikle kendisinin yok sayılmasına tepki olarak aday olduğunu da söyledi.
“Atilla Çetinkaya ve Emin Çokaygil, komisyon seçimlerinde hep kendi isimlerini yazdırarak komisyonlara giriyorlar. Hadi girdikleri komisyonda toplantılara gitseler, alınan kararlara o gün imza atsalar yine sesimi çıkarmayacağım. Ama komisyon toplantılarına çoğu zaman işlerinin yoğun olmasından dolayı katılmıyorlar. Beni disipline sevk ettiklerini duydum. Ben CHP’den İl Genel Meclisi üyesi seçilmedim. DSP’den seçime girdim ve seçildim. Daha sonra değerli hocamız Yılmaz Büyükerşen ile birlikte CHP’ye geçtim. Partime de saygılıyım. Partimle benim bir sorunum yok” dedi.
Bunları anlatırken ne kadar yıprandığı ve üzgün olduğu yüzünden belli oluyordu.
Bakalım CHP Tepebaşı İlçe Disiplin Kurulu ne diyecek?
Veya Bedriye Yönlüer, partiden ihraç edileceğini hissettiğinde istifa edecek mi? Bu soruların yanıtı hafta sonu yapılacak CHP Odunpazarı İlçe seçiminden sonra netleşir.