Kılıçdaroğlu’nu yuhalayanlara…

Yenikapı meydanında “demokrasi dersi” veren genel başkanımızı keşke yuhalamak yerine dinleyebilseydiniz. Sizin için adalet dedi, sizin için kardeşlik dedi, barış dedi, özgürlük dedi. Her şeyden önemlisi dine saygı dedi. Bunları anlayacak vicdanı, algısı olmayanlar ise yuhalamayı tercih etti. Sizi çirkinliğinizle baş başa bırakıyorum…
Böyle isyan etmiş bir CHP’li yurttaşımız sosyal paylaşım sitesinden.
A. B: Yuhalama yapan herkesi lanetliyorum. Lanet olsun size siz kim demokrasiyi anlamak sindirmek kim, ikiyüzlü riyakârlarsınız.
C. E: Ne sandınız tabii ki yuhalayacaklar onların demokrasi dediğine inanıp ta oraya katılana şaşırıyorum…
Son on yılda inanılmaz biçimde kutuplaştı bu millet.
Öylesine ki aynı dünya görüşü içerisindeki insanlar dahi birbirlerine muhalefet edecek kadar, uzlaşmayacak kadar aralarında uçurumlar oluşturuyorlar…
Biat kültürünü sakız ettik son birkaç yıldır.
Koşulsuz kabullenmedir biat.
Verileni, dikte ettirileni asla sorgulamaksızın kararların uygulanmasında aracı olmaktır, nefer olmaktır kısacası…
Biat kültüründe kendi içlerinde kutuplaşma ancak yönetim noktalarında gözlemlenebilir. Onca yıl birlikte iş yapıp sıra paylaşımdaki anlaşmazlıklara geldiğinde başlar.
O zaman da dananın kuyruğu ölümüne kopar tabii…
Sol diye nitelediğimiz, halkçı-demokrat-sosyal demokrat-devrimci-ilerici-entelektüel kesimde ise ideolojilerin yeşerdiği günden bu günümüze süren bir talihsizlik sürüp gelmekte. Zaten var olan hizipçilik son on yılda iyiden iyiye ayyuka çıkmış durumda.
İki sosyal demokratın dahi bir konu üzerinde anlaşamadığını görmek toplumu umutsuzluk bataklığına sürükleyen nedenlerden sadece biri…
Bu kesim(demokrat) ise kendisini şöyle teselli etme yoluna gidiyor; kardeşim bizler biat kültürünün neferleri değiliz ki! Hepimizin özgür iradesi var, koyun değiliz ve kendi doğrularımızı söyleriz…
Vay babam vay!
Kendi doğrularınızı söylersiniz de, asgari müştereklerde de mi birleşemezsiniz Allah’ın anti sosyalleri? Kendine demokratları!
Biat edin diyen yok ki sizlere, koyun olun diyen yok ki!
Örgüt disiplini, hiyerarşi, asgari müştereklerde uyum gibi olması gerekenlerden bihabersin onu vurguluyoruz dilimiz döndüğünce. Kılıçdaroğlu’nun 7 Ağustos Mitingine katılıp kayılmaması konusunda dahi hemfikir olamayan kitlelerin bu kaygan duruşunu Ekmeleddin dayatmasında da gördük, Bekaroğlu-Tanrıkulu-Aygün-İhsan Özkes gibi laf ola beri gele kişilerin taltif edilmesinde de gördük. Koca bir partiyi baraj altına bırakıp zerre yüzü kızarmayan Baykal takıntılarında (amigoluklarında) da gördük. Biat edin diyen, koyun olun diyen yok. Tam tersine artık şu cahil cesaretinizden, gereksiz kibrinizden arının be kardeşim! 93 yıllık Cumhuriyet tarihinden bihabersiniz. Atadan CHP’liyim gibi saçma sapan avuntularla CHP’li olunmuyor. Futbol takımı taraftarlığının sığlığı ile ele alırsanız vatan meselesini 63 yıldır ana muhalefet partisi olmaktan öte bir nane yiyemezsiniz. Suç sadece taban diye nitelenen sizlerde değil merak etmeyin. Başta genel merkez olmak üzere iller bazındaki başkanlıklar düzeyinde üyelerine asla verilemeyen Cumhuriyet ideolojisinden mahrum bırakılmanızdandır meselenin özü. Parti okulları vs gibi iyimser çalışmaların amacına ulaştığını ve bu okullardan geleceğin donanımlı Atatürkçülerinin yetiştirildiğini bana kim söyleyebilir? Gözlerimin içine bakarak kim diyebilir? Çok basit bir soru sorayım mı sizlere? Bu kentte Cumhuriyet tarihini çok iyi özümsemiş, analiz etmiş ve kitlelere anlatırken öğretici özelliği ile tanınan bir akademisyenden bahsedeceğim sizlere. Anadolu Üniversitesinde Doç. Dr. Kemal Yakut’tan bahsedeceğim. Ve iddia ediyorum ki çok büyük bir bölümünüz onun adından dahi bihabersiniz! Kaç kere panel-söyleşi-bilgi şöleni-parti okulu gibi faydalı buluşmalarda üyelerinizi bilgilendirmek adına böylesi akademisyenler öncülüğünde Cumhuriyet Tarihimizi öğretmeyi amaç edindiniz? Cumhuriyet tarihinden habersiz insan CHP’li olsa ne survivorde yarışmacı olsa ne kardeşim? LahmAcun’un ses yarışmasında salya sümük katılımcılardan biri olsa ne? Bakın 1950’den bu yana tek başına iktidar olamamış bir CHP’den bahsediyorum, Bu ağır sonuca rağmen hala tribünlere oynamaya devam eden yöneticilerden bahsediyorum. Böylesi tarihi günlerde dahi genel başkanlarına etki etmek amaçlı toplantı üstüne toplantı yapması gerekirken, şov yapmaktan öte bir hüner gösteremeyenlerden bahsediyorum. Kitlelere umut olmamak adına % 25 ten bir gıdım yukarı çıkmamak adına elinden geleni ardına bırakmayan ve artık “defolun gidin ulan o Atatürk’ün partisinden” diye haykırmak istediğimiz statükoculardan bahsediyorum…
Kılıçdaroğlu’nu yuhalayanlara kızın da; kızılması gerekenler öncelikli olarak onlar değil. Onların o konuma, o tercihe ve o karanlığa düşmelerinde el vermeyen statükocu-kendine demokratlarına niye kızmıyorsunuz?
Katılması ya da katılmaması onlar açısından hiç bir şeyi zaten değiştirmezdi. Katılmasaydı da yuhalanacaktı, katıldığı için de yuhalandı sonuçta. Buralara nasıl geldik diye tarihi satır satır okumaya başla istersen. Zira bu cehaletinle inan sen de med cezir misali yükselir-alçalırsın kendi dünyanda…
Sözüm şu; ya Atatürk’ün partisi bu çınara bizim gibiler (yani dışarıdan gazel okuyanlar) bizzat üye olup sahiplenmeli ve statükoya karşı gereğini (hem de ivedi biçimde) yapmalıyız. Ya da bu partiden üzüm yiyeceğiz (ülke olarak güzel günler göreceğiz) diyerek boş hayaller kurmaya, didinmeye devam edeceğiz. Zira başka parti hayali boş bir hayal, çünkü ortalarda yeşermiş tek dal görünmüyor. O halde var olan CHP’lilerin bizleri kazanmak gibi dertleri olmadığına göre, biz Atatürk’ümüzün partisine bizzat sahip çıkarak ev sahipliğini, Atatürk Devrimlerine nasıl sahip çıkılacağını onlara göstermeliyiz…
Başka hiçbir seçenek kalmıyor geriye. Ya da dört maymunu oynayanların safına geçeceğiz; görmedim-duymadım-bilmiyorum-şeyimde(umurumda) değil diyenlerden biri olacağız?
Hangisi olsun?
 
OZANCA
 
Dönen insan fırıl fırıl kıvırır
Dün yükseltir buğun yere devirir
Kaz yanmasın altı üste çevirir
Dünya değil insan dönen gardaşım
İşi düşer ağam paşam balımsın
Çiçek açmış mor menevşe dalımsın
İş bitince kara yazı zalımsın
Dünya değil insan dönen gardaşım
Bozkır-i der dönek denir dönene
Bir orada bir burada inene
Zikzak çizip bir püf ile sönene
Dünya değil insan dönen gardaşım… Adnan SİVRİ