Haklılar. İktidarda olmayan bir partinin hazineden aldığı yardım da ona göre. Bu nedenle yüksek kira bedelleri ödenerek salon tutulması elbette ki kolay değil. Çünkü biliyorum yeni göreve gelen il yönetimin kasasında yüksek kira bedelini ödeyecek para yok.
Ancak bu organizasyon bir defa yapılıyor. Yarın tekrarını yapmaya kalksanız mümkün değil. Bu nedenle 23 aday adayı var. 23 aday adayından bir kereye mahsus 250 lira para istenmiş olsaydı, o parayla şehir merkezinde bu toplantının yapılabileceği salonlar vardı.
Cuma günü aday adayı tanıtım toplantısının Ihlamurkent’teki düğün salonunda yapılacağını öğrendiğimde samimi olduklarıma aynen şunu söyledim:
“Salon güzel ama bu tür toplantılar için ters. Bir düğün olsa insanlar gelir. Ancak aday adayı tanıtım toplantısı. Partili işini gücünü bırakıp da gelmez. Partililerin çoğuna toplantının yapılacağı salonun nerede olduğunu sorun bilmezler. Merkezde bir yer olsaydı çarşıdaki işini görüp salona gelirdi.”
Dediğim çıktı. Salonun yarısı boştu. Bu toplantı merkezdeki bir salonda yapılsaydı ben dolup taşacağına inanıyordum.
Bunu eleştiri anlamında yazmadın. İl Başkanı sevgili Oğuz Sever’de eleştiri diye anlamasın. Eleştiri ise evet bir öz eleştiri… Bazı şeyler yaşandan öğrenilmez. Oğuz Sever ve il yönetimi iyi niyetle, birazda ağır bir masraf yükünün altına girmemek için bu kararı aldıklarını sanıyorum.
Ama “amacına ulaştı mı diye” soracak olursanız ulaşmadı. 23 aday adayı ile bazılarının eş ve çocukları da gelmemiş olsaydı salon tamamen boş olacaktı. Salondaki partili sayısı 100 civarında idi.
Sevgili Oğuz Sever ile yönetim kurulundaki arkadaşları, bir daha bu tür bir toplantı düzenlemeye kalktıklarında aday adayı tanıtımında yaşanan bu sıkıntıyı mutlaka göz önüne alacaklardır.
DEMİREL, ÇÖKEN, SEZER, KATILMADI
Aday adayı tanıtım toplantısında gözlerim Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’i aradı. Kendisi yoktu ama danışmanı Nurten Gündüz salondaydı. Olup bitenleri izledi. Sanıyorum Ruhsar Hanıma salonda neler yaşandı rapor edecektir.
Ayrıca aday adayı olduğunu açıklayan daha sonra ortalıklarda bir daha görünmeyen İl eski Başkanı Ayhan Sezer’de aday adayı tanıtım toplantısına katılmadı. “Ayhan Sezer neden katılmadı?” Diye sorduğumda,”çekildi” dedi partililer.
Tanıtım toplantısına aday adaylığı için müracaatı olan Aydın Çöken ile Ahmet Türer, Hande Topbulut, Hasan Hatip’de katılmadılar. Aday adayı tanıtım toplantısına katılmayanların sayısı 5 idi. Ayhan Sezer yüzde 90 çekildi. Diğerlerinin ise neden katılmadığı bilinmiyor.
Aday adayı sayısının 25 olduğu açıklandı. Ruhsar Demirel ile Ayhan Sezer’de dâhil olmak üzere. Sezer çekildi ise bu sayı 24’e düşüyor. Aydın Çöken ile Ahmet Türer’in de durumları ise belirsizliğini koruyor.
11’İNİ YAKINDAN TANIYORUM
Tanıtım toplantısına katılan 21 aday adaydan 11’ini çok yakından tanıyorum. Hepsi ile oturmuş, sohbet etmişliğim, memleket meselelerini tartıştığım isimler.
Ancak bunların içerisinde konuşmalarıyla beni etkileyenlerin sayısı 6’yi geçmez. İsimlerini yazmıyorum. Diğer 10 kişinin içerisinden de etkilendiğim aday adayı sayısı ise 4.
Salondaki katılımcı sayısı az olsa da, aday adaylarının bazıları o kadar etkileyici konuştular. Bunlardan hangisini birinci, ikinci yaz diye bana görev verseler zorlanırım. Ama MHP adına sevindirici olan aday adayı sayının 20’nin üzerine çıkması…
Geçmişte milletvekili adayı yazılacak altı kişiyi zor bulan MHP’ye bugün 20’nin üzerinde aday adaylığı için müracaat varsa bu partinin nereden nereye geldiğini çok iyi anlatıyor.
MHP’ye gönül verenler kimseye kızmayı, küsmeyip inandıkları dava uğruna aday olanları bağrına basıp sandığa gidip oy verse çıkardığı milletvekili sayısı 100’ü geçer.
Yazıcıoğlu’nun adı caddeye verildi
Büyükşehir Belediyesi meclis kararıyla yeni otogarın ön tarafındaki TOKİ konutlarına doğru giden caddeye uğradığı helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ismi verildi.
Muhsin Yazıcıoğlu ile aynı masada öğle yemeği yemiştim. Dönemim BBP İl Başkanı Ahmet Namık Akdoğan, partiye Yazıcıoğlu’nun geleceğini söylemişti.
Saat: 11.00 sularında parti binasına geldi Yazıcıoğlu. Basın toplantısı yaptı. Toplantı bitiminde gazeteci arkadaşlar gitti. Can Hacıoğlu, ben kameraman Abdullah Bayraktar ve Metin Demir kaldık. Muhsin Yazıcıoğlu 45 dakika kadar özel sohbet ettik. Daha sonra BBP İl Başkanı Akdoğan,’ Sayın Genel Başkanım yer ayırtmıştım. Yemeğe gideceğiz’ dedi.
Biz kalktık Muhsin Yazıcıoğlu’ndan izin isterken,’Nereye gidiyorsunuz? Sohbet yemekte de devam edecek. Yemeğe birlikte gidiyoruz’ diyerek gitmemize izin vermemişti.
Kendisini sevmiştim. O sohbetten sonra özel takibim alanına girmişti. Her ne kadar bazı konularda fikir ayrılığı yaşasak da, ortak noktada birleştiğimiz çok konu vardı.
Bu vesile ile Allah’tan kendisine bir kez daha rahmet diliyorum. Yattığı yer nur, toprağı bol olsun. Memleket için yaptıkları ve uğradığı kaza nedeniyle bende kendisine ‘şehit’ unvanı yakıştıranlardanım.
Rahmetli Yazıcıoğlu’nun aramızdan ayrılışının üzerinden 6 yıl geçti. Alpaslan Türkeş (Başbuğ)’dan sonra MHP’ye Genel Başkan olacağı kesin gözüyle bakılıyordu. Yaşasaydı belki bugün MHP’nin Genel Başkanlığı koltuğunda oturuyor olacaktı.
BBP İl Başkanlığının talebi üzerine Büyükşehir Belediye Meclisi yeni otogarın ön tarafındaki TOKİ konutlarına doğru giden caddeye ‘Muhsin Yazıcıoğlu’ adını verdi. Yarın (30 Mart 2015 Pazartesi) yapılacak ve BBP Genel Başkanı hemşerimiz Mustafa Destici ile Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de katılacağı törenle caddenin açılış kurdelesi kesilecek.
28 Mart günü (bugün) ikindi namazından önce Çarşı Camii’nde Rahmetli Yazıcıoğlu için mevlit okutulacak. Bu arada Çarşı Camii’nin önünde açılmış olan “Muhsin Yazıcıoğlu Resim Sergisi “ birkaç gün daha ziyaret edilebilecek.
FIKRA:
OTUZ SENEDİR
Temel büyük bir yük gemisinde kaptandır ve sürekli okyanuslarda dolaşır. Bir gün Trabzon'a yolu düşmüş, köyüne gelmiş, köy kahvesinde can arkadaşı Dursun'u görmüş ve Dursun'a:
-“Ula Tursun gel getureyim seni gemilan uzak denizlere!" demiş. Dursun kabul etmeye yanaşmamış ama nihayetinde zor da olsa ikna etmiş. Yola çıkmışlar. Büyük okyanusun ortalarına gelmişler. Dursun bide ne görsün küçücük bir adanın kenarında, saçı sakalı uzun sefil durumda yaşlı bir adam el kol sallayarak gemiye doğru bağırıyor.
Dursun Temel'e sormuş:
-"Ula Temel ha bu adamda kim dur?"
-"La ne bileyim otuz senedur haburdan gelur giderum, o adam bana hep oyle el sallar delimi dur nedur anlamadum ki."
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...