Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkan Adayı Celalettin Kesikbaş’ı, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) adaylığı sürecinde üstüne basarak eleştirdiğim bir konu vardı.
Neydi o konu?
Eylem, söylem ve ekip anlamında siyasi argümanları sıklıkla kullanması ve bir türlü vazgeçememesi.
Dahası, kullanılan siyasi argümanların çoğunun yanlışlığı, siyasi kişilerarası iletişimde yapılan stratejik hatalar vesaire…
*
Nadir Küpeli’ye karşı beş oyla kaybedilen EOSB seçiminin birçok kaybetme nedeni vardır ancak bahsettiğim
“siyaset” konusu, belki de en önemli unsurların başında geliyor.
*
Şimdi yeni bir yarış başlıyor.
ESO seçim yarışı.
EOSB Başkanı Nadir Küpeli’nin aday olduğunu biliyoruz.
Celalettin Kesikbaş’ta düzenlediği basın toplantısında aday olduğunu resmen açıkladı.
Söz konusu bu açıklamanın önemli noktalarını önceki gün kaleme almıştık.
*
O açıklamada bana göre ESO seçimlerini
önemli derecede etkileyecek bir duruş sergilendi.
Kesikbaş konuşmasının bir bölümünde dedi ki…
- “Birlikte Biz Kazanacağız” ekibi siyaseten burada olan bir ekip değil. Eskişehir sanayisini geliştirmek için burada.
- Bu sefer ESO başkanı seçmeyeceğiz. Bu sefer siyasetten uzak bir CEO ve CEO’nun yönetim kurulunu seçeceğiz.
- Biz, Sanayi Odası olarak taraf olacağız. Ama Eskişehir’in menfaatine taraf olacağız.
- Ben proje insanıyım. Beni ve ekibimi projelerimizle değerlendirin.
*
Kesikbaş’ın yukarıdaki ifadelerinin sanayiciler ve kamuoyu nezdinde
oldukça olumlu karşılandığını düşünüyorum.
Çünkü Kesikbaş,
“Artık siyaset yok, siyasetle alakam da yok” şeklinde çok ciddi bir mesaj verdi.
*
Ne demişler?
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş.
Sakin güç: Nadir Küpeli
EOSB Başkanı Nadir Küpeli’ye de ayrı bir bölüm açalım.
Özetle değerlendirmek gerekirse…
Kötü başladığı EOSB seçim sürecini kısa sürede toparladı.
Seçim sürecine siyaset bulaştırdığı görüşünü, gerçekleştirdiği yerinde hamlelerle çabucak dağıttı.
Belki siyasi işbirlikleri gerçekleştirdi ancak söz konusu bu işbirlikleri profesyonel bir biçimde “çaktırmadan” yaptı, dolayısıyla “seçim sonuna kadar” hiçbir biçimde “ayyuka” çıkmadı.
Kimseyle kavga etmedi.
Her ne olursa olsun sakin kalmayı başardı.
Belki de bu sakinliği, seçimin sonunda başarılı olmasının en önemli sebeplerinden biriydi.
*
Tüm bunların yanı sıra mevcut EOSB Başkanı olmanın avantajını iyi kullandı.
Bir taraftan hayal ettiği projelerini sanayicilere anlatırken, diğer taraftan planlanan yatırımları gerçekleştirdi.
Bunu yaparken rakibi Celalettin Kesikbaş’ın eleştirilerini de fırsata çevirdi, söz konusu yatırımları hızlandırdı.
Bu noktada Kesikbaş’ın, Küpeli için bir nevi itici güç olduğunu ifade edebiliriz.
*
Peki, Nadir Küpeli, Kesibaş’ın eleştirilerini nasıl avantaja çevirdi?
Yine sakin davrandı.
Eleştiriyi kriz olarak gördü ve nasıl çözebileceğini tasarladı.
En iyi yolun, yatırımların hızlandırılması olarak düşündü.
Sonuçta yatırımları gerçekleştirdi, böylelikle Kesikbaş’ın yatırım konusunda elinde olan eleştiri argümanlarını aldı.
Sonra bu yatırımların reklamını yaptı ve takdir gördü.
Günün sonunda “Eleştirmek için eleştiriyor” algısıyla boğuşan bir Celalettin Kesikbaş kaldı.
*
İşte tüm bu oyun kurma sürecinin başarıyla gerçekleştirilebilmesinin altındaki en büyük neden ne biliyor musunuz?
Deneyim…