CHP’nin il il milletvekili aday listeleri belli oldu.
Söz konusu listeler, parti kamuoyunda
yüksek perdeden gerçekleşen tepkilere neden oldu.
Öyle ki liste dışı kalan milletvekillerinin birçoğu, parti yöneticilerine ilişkin ciddiye alınması gereken eleştirilerde bulundu.
*
Bu noktada en önemli tepkinin, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı
Muharrem İnce’den geldiği parti kulislerinde konuşuluyor.
Zira Muharrem İnce, listelerin sızmasıyla birlikte kişisel Twitter hesabından şöyle bir tweet atmıştı:
“Sesim kısıldı, yarın yapmayı planladığımız Zonguldak ve Bartın Mitinglerimizi iptal edersek kusura bakmayın. Önümüzdeki günlerde telafi ederiz.”
Aslında İnce’nin mitingleri iptal etme kararı vermesi, listelere
ciddi bir tavır koyduğunun göstergesi olarak konuşuldu.
Çünkü…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısık sesle birçok miting yaptığını ve bu durumun, halk nezdinde hoş karşılandığını biliyoruz.
Ayrıca…
24 Haziran seçimlerinin ölüm kalım mücadelesi halini aldığını da düşündüğümüzde...
Muharrem İnce’nin, sesinin kısılması nedeniyle mitinglerin iptal edilebileceğini duyurması, özellikle parti kamuoyuna hiç inandırıcı gelmedi.
*
Bu açıklamasıyla birlikte Muharrem İnce’nin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüştüğü, listelerin yanlış hazırlandığını ve değiştirilmesi gerektiğini söylediği çokça konuşuldu.
Dahası, listelerin değişmemesi halinde sonucu hiç iyi olmayacak olayların gelişebileceği yönünde Kılıçdaroğlu’nu uyardığı yüksek sesle dillendirildi.
*
Görüşme trafiğinin ardından…
Muharrem İnce Twitter hesabından bir açıklama daha yaptı ve dedi ki:
“Sesim biraz düzeldi, bugün 14.30’da Bartın’da, 17.00’de Zonguldak’ta mitinglerimize devam edeceğiz. Sesim kötü çıkarsa kusura bakmayın.”
Ancak mitinglerini izlediğimiz İnce’nin sesi sapa sağlamdı.
Yani…
Mitingleri iptal edecek kadar sesi kısılan bir insan, herhalde
uhrevi güçlerle sesini düzelttirdi!
Yersen!..
*
Neyse…
İnce’nin mitinglere çıkma kararı almasıyla birlikte işlerin düzeldiğini, uzlaşıldığını düşündük ancak Muharrem İnce Bartın mitinginde öyle bir cümle kurdu ki
çatlağın ne denli olduğu net bir biçimde ortaya çıktı. (Bu arada İnce’nin istediği birkaç milletvekili tekrar listeye alındı.)
İnce dedi ki:
“Milletvekili listeleriyle uğraşacak halimiz yok. Hedef büyük, zaman dar. Ben Cumhurbaşkanı olduğumda bakanların listesini ben yapacağım. Bunlara takılmayın.”
*
İnce bu açıklamasıyla ne demek istiyor?
Yaygın kanı şu ki İnce, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na ciddi bir mesaj veriyor.
“Cumhurbaşkanı olduktan sonra listeye almadığın o milletvekilleri kabinede ve cumhurbaşkanlığı yönetim kadrolarında yer alacak” diyor.
Yani İnce, Kılıçdaroğlu’nun liste yaklaşımına, cumhurbaşkanı olduğu takdirde aynı tonda cevap vereceğini ifade etmeye çalışıyor.
*
Peki, Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’ye yakın milletvekillerini niçin tasfiye etmiş olabilir?
Dahası, Kılıçdaroğlu,
ön seçimle aday olan ve parlamentoya giren milletvekillerinin çoğunu hangi sebeple gözden çıkarmış olabilir?
*
Şöyle…
- Koltuk sevdalısı ve başarısız bir lider olması nedeniyle, özgüven yetersizliğinden dolayı, yerini sağlama almak istemiş olabilir mi?
- Muharrem İnce’nin kamuoyunda ‘tutması’ nedeniyle, “Durun kardeşim, bu partinin patronu benim” diyerek açık açık sopa göstermek istemiş olabilir mi?
- Yine… İktidarının yiteceği korkusuyla, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı seçilmesini istemediği için; İnce’nin sürekli moral-motivasyonunu düşürmek, siyasi gücünü alaşağı etmek istiyor olabilir mi?
- Demokrasiyi ayaklar altına alarak, parti içerisinde kendine muhalif tek bir isim dahi bırakmak istememesinden dolayı olabilir mi?
*
Zira hatırlayın…
Kemal Kılıçdaroğlu, çatı aday olarak
Abdullah Gül’ü ısrarla istiyordu.
Ancak bu tezgahı, İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı adayı
Meral Akşener bozdu.
Kaldı ki Kılıçdaroğlu’nun, İYİ Parti’nin seçime girebilmesi için ihtiyacı olan 15 milletvekilini vermesinin asıl sebebi de, Meral Akşener’e, Abdullah Gül’ün çatı adaylığını kabul ettirebilmekti.
Ancak Akşener, bu
zokayı yutmadı!
Hatta…
Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül’e öyle aşık ki, Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkan kim varsa tasfiye etti.
Mesela
Haluk Pekşen…
Mesela
Gaye Usluer…
Ve hatta Haluk Pekşen, Abdullah Gül’ü istemediği için tasfiye edildiğini resmen açıkladı!
*
Ve Kılıçdaroğlu…
Muharrem İnce’nin adaylığının önünü açmak zorunda kaldı.
Çünkü…
Partililer, ‘yeter!” dedi.
Çünkü…
Kamuoyu, CHP’den umudunu yitirdi.
Çünkü…
Meral Akşener, Abdullah Gül tezgahını bozdu.
Çünkü…
Kendisinin, aday olabilecek kadar özgüveni yoktu ve kaybedeceğini biliyordu.
Çünkü…
Bir yanlış daha yaptığında, kongre dahi yapılmadan koltuğundan gideceği korkusu vardı.
*
İşte tüm bu nedenlerden dolayı…
Kılıçdaroğlu…
Muharrem İnce’nin;
istemeye istemeye, korka korka, pısa pısa cumhurbaşkanı adayı olmasının önünü açtı.
Ve daha sürece başlarken, cumhurbaşkanlığı adaylık açıklamasında kabul edilemeyecek bir saygısızlık yaparak, İnce’yi sahneye şöyle davet etti:
“Muharrem İnce, gel bakalım buraya!”
*
Ne diyeyim?
Allah, Kılıçdaroğlu’nun çarşısına pazar versin.
Kılıçdaroğlu’nun şu tavırları, başında bulunduğu parti ve kamuoyu karşısında ne kadar samimiyetsiz olduğunun net bir göstergesidir.
Ve Kılıçdaroğlu’nun, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den hiçbir farkı yoktur!
*
Yıllardır şunu savunmuşumdur: Devlet Bahçeli, AK Parti’nin yedek lastiğidir…
Ne yazıktır ki Kemal Kılıçdaroğlu için de aynı benzetmeyi yapmak yanlış olmaz!