Kazım Kurt’un cesareti

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, geçtiğimiz Salı akşamı ES TV’de Murat Taşkın ve Cihan Yıldırım’ın sorularını yanıtlamıştı.
Kurt’un ifadelerinin çoğu sonraki günlerde gazetelerin sütunlarına taşınırken, üzerinde tartışılması gereken bazı ifadelerini nedense o sütunlarda okuyamadık.
 
*
 
Bugün üzerinde tartışılması gereken o ifadeleri birlikte okuyalım ve yorumlayalım.
 
*
 
Kazım Kurt: “Şimdi bu elinizle yazdığınız bir olay ve İl kongresini belirleyecek elemanları seçiyorsunuz. İster istemez bencillik oluyor. İster istemez işi garantiye almanın hesabı yapılıyor. Bunu herkes yapıyor. Sadece Kazım Kurt yapmadı ki. Ama yani sadece… ‘Ama Eskişehir’de şöyle bir hastalık var. Ben de bunu özür dileyerek basından rica edeyim. Yani sadece bizim hareketlerimizi görmesinler. Sadece bizi eleştirmek için bir gazetecilik aşkıyla araştırmacılık yapmasınlar.’ Bu, bu işin gerçeğidir. Somut gerçeğidir. Dolayısıyla kongrede etkili olmak isteyen ekipler böyle yapar. Yani biz geçmişte çok farklı delege yapıları yaptık. Ama onların çok da işte öyle anlayışlı olmadıklarını gördük. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. Dolayısıyla bir koruma içgüdüsüyle hareket edilmiş olabilir.”
 
*
 
Kurt, kongre sürecinde bencillik yaptığını itiraf ettiği bu ifadelerinde kısacası ne demek istiyor?
Bana kongrede güvenilir delege lazım, beni satmayacak delege lazım, ben de ona göre liste hazırladım demek istiyor.
O zaman akıllardaki tüm sorulardan çok daha önemli bir soru karşımıza çıkıyor.
Odunpazarı Belediyesi’nin delege yazılmayan CHP’li meclis üyeleri güvenilir değil mi?
Dahası, Kazım Kurt, delege yazılmayan ancak meclis komisyonlarında görev yapan ve imza atan meclis üyeleri için “Her an kazık atabilirler” diye mi düşünüyor?
Mesela Aydın Ünlüce: Hukuk Komisyonu üyesi ve Meclis 1. Başkan Vekili.
Mesela Nüket Yücesan: Tarihi Kentler Birliği Meclis Üyesi.
Mesela İnci Erol: Meclis Divan Katibi ve Plan Bütçe Komisyonu üyesi.
Mesela Yavuz Metin: Plan Bütçe Komisyonu üyesi ve Çevre Sağlık Sosyal İşler Komisyonu üyesi.
Mesela Gülten Seber: Sağlıklı Kentler Birliği Meclis Üyesi, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi ve Çevre Sağlık Sosyal İşler Komisyonu üyesi.
Mesela Mustafa Kosku: Plan Bütçe Komisyonu üyesi ve Parklara İsim Verilmesi Komisyonu üyesi.
Mesela Cevdet Karanfil: Hukuk Komisyonu üyesi.
 
*
 
Yukarıda okuduğunuz isimler Kazım Kurt’un ifadesiyle, il kongresi seçimini koruma içgüdüsüyle delege yapılmayan ve anlayışlı olmayan isimler.
 
*
Diğer taraftan güvenilir ve anlayışlı tavırları nedeniyle delege yapılan ve Kazım Kurt’un gözdeleri olan diğer meclis üyelerini yazalım…
Hüdai Doğu, Bekir Sıtkı Saraç, Dilaver Atay, Gülvezir Özdamar, Mahmut Çakmak, Cahide Tetik, Önder Tuna ve Emre Genç.
 
*
 
Şöyle bir ayrıntıyı da gözden kaçırmamak gerekiyor.
Delege listesine alınmayan isimlerin bazıları, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’le oldukça yakın.
Hatta Büyükerşen’in gözdeleri olduklarını söylersek yanlış olmaz.
 
*
 
Kısacası bu kongrede Kazım Kurt’un gözdeleri in ve güvenilir, Yılmaz Büyükerşen’in gözdeleri out ve güvenilmez.
 
*****
 
Şimdi, Kazım Kurt’un yazının başında okuduğunuz ifadelerinden dikkat çeken bir bölümü paylaşıp inceleyelim…
 
*
 
Kazım Kurt: “Ama Eskişehir’de şöyle bir hastalık var. Ben de bunu özür dileyerek basından rica edeyim. Yani sadece bizim hareketlerimizi görmesinler. Sadece bizi eleştirmek için bir gazetecilik aşkıyla araştırmacılık yapmasınlar.”
 
*
 
Burada Kazım Kurt meslektaşlarımıza ayar vermeye niyetleniyor ve aslında şunu ifade etmeye çalışıyor: “Tepebaşı İlçe Kongresine de bakın!”
Sanıyorum Kazım Kurt medyayı yakından takip etmiyor ve sadece kendini ilgilendiren konuları okuyor, izliyor.
Tepebaşı İlçe Kongre sürecinin Eskişehir medyası tarafından A’dan Z’ye eleştirel bir bakış açısıyla incelendiğini görmemek, iyi niyetli bir ifadeyle gazete okunmadığının, televizyon izlenmediğinin göstergesidir.
Ancak soru zor olunca, haliyle Kurt’un açıklama yapması da zor oluyor.
Dönüyor dolaşıyor, abalı yine medya oluyor.
Medya ne yapsın?
İşi eleştirmek.
Haliyle en çok malzemeyi veren, en çok eleştirilendir.
Kazım Kurt iğneyi, önce kendine batırması lazım.
Az malzeme az eleştiri, çok malzeme çok eleştiri!
Eskişehir medyası, Türkiye’nin en önde gelen yerel medyalarından.
Bu nasıl oluyor?
Bilinmeyenleri ortaya koyarak, doğruyu yazarak, konunun muhatabını eleştirerek ve düzeltmesini sağlayarak oluyor…
Ama Kurt’un eleştirisini ben de dahil meslektaşlarımız mutlaka dikkate alacaktır ve eksiği varsa, daha iyisini yapmak için gayret gösterecektir.
Bu nedenle Kurt’a, eleştirisi için teşekkür ediyorum.  
 
*****
 
Şimdi de Kazım Kurt’un üzerinde durulması gereken bir ifadesine daha göz atalım…
 
*
 
Kazım Kurt: “İşte şöyle bir şey deniyor: ‘Efendim belediye başkanları karışmasın!’ Odunpazarı’nda 8 bin küsur üye var. Hepsinin kongreye karışma hakkı olacak. Partiye en çok ihtiyacı olacak belediye başkanının partiye karışma hakkı olmayacak. Şimdi bu doğru bir mantık değil.”
 
*
 
Şimdi, “Belediye başkanları kongrelere karışmasın” diyen kim?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
Ne diyor Kılıçdaroğlu?
“Belediye başkan adaylıklarının belirlenmesinde ön seçim yapılmayacak. Kongre süreçleri başladığında o kongrelere müdahil olmayın ve delegelere karışmayın işinize bakın. Örgüt kendi içinde demokratik bir şekilde en doğru kararı verecektir.”
CHP lideri bu konuşmayı iki yerde yapıyor?
Birisini Belediye Başkanları toplantısında, diğerini ise 16 Ağustos 2017 Çarşamba günü yapılan MYK toplantısında.
Buradan yola çıkarak şunu net bir biçimde ifade edebiliriz: Kazım Kurt’a göre Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu talimatı mantık dışı. O nedenle Kurt CHP liderinin bu talimatını uygulamadığını açıkça ifade ediyor.
 
*
 
Bu anlamda belediye başkanlarının, belediye kaynaklarını kullanmadan kongrelere müdahil olmasının doğal olduğunu düşünen biri olarak, Kazım Kurt’un Kılıçdaroğlu’na karşı yaptığı bu açıklamayı oldukça yerinde buluyorum.
Ayrıca cesurca yapılmış bir açıklama olduğunu ifade ederek kendisini tebrik ediyorum.
 
*
 
Genel başkanlar, her dediğinin doğru olduğunu iddia etmemeli ve partinin deneyimlilerine danışmalı.
Mesela bu konuda Kazım Kurt’u dinleyerek talimatının yanlış olduğunu kabul etmeli ve o talimatı geri çekmeli!