Odunpazarı ve Alpu Belediyeleri arasında beton kiltli taş üretim tesisleri arasında bir protokol imzalandığını öğrendiğim zaman, aklıma Neil Armstrong geldi. Hani şu aya ilk inen adam. Attığı ilk adım öncesinde, "Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım" demişti.
Yapılan antlaşmaya göre Alpu Belediyesi'ne ait olan ve nicedir kullanılmayan kilit taş fabrikası Odunpazarı Belediyesi tarafından bir süreliğine kullanılacak. Tabii Alpu Belediyesi'ne ait olan bu fabrikanın neden âtıl durumda olduğu da ayrı bir konu. Siz para verip bir fabrika alıyorsunuz, sonra da o fabrikayı çalıştırmıyorsunuz. O fabrika kilit taş üretmek içindir, kapısına kilit asmak için değil.
Her neyse... "Ce Ha Pe zihniyeti" diyelim de konu kapansın bari... Gerçi, "Bunlar üç kazı bile güdemezler" deniliyor ancak şimdi söz konusu fabrika CHP'li her iki belediyenin mutabakatı sayesinde çalışacak. Belki de onlarca Alpulu kardeşimiz, çalışan fabrika sayesinde evine ekmek götürecek. İmza töreninde konuşan Sayın Gürbüz Güler, "...Her iki belediyemizin de ihtiyaçlarının karşılanması için böyle bir girişimde bulunduk. Umarım hem Alpu ilçemiz hem de Odunpazarı ilçemiz için iyi olur. Seri üretim olacak ve halka hizmet biran önce olacak. Kazım Başkan’a çok teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.
Mevzubahis antlaşmadan Odunpazarı Belediyesi'nin bir takım faydalar sağlayacağı acık. Ancak yaklaşık 400 bin kişinin ikamet ettiği Odunpazarı Belediyesi bu işe girişmese batmazdı. Yani yapılan antlaşma Odunpazarı Belediyesi için küçük bir adım. Oysa ki 11 bin nüfuslu ve 50 milyon lira borçlu olan Alpu Belediyesi için büyük bir adım.
Süllü çiftçiyi işaret etti
CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, çiftçimize geçen seneden kalan desteklerin verilmemesini eleştirdi. Yeni bir hasada hazırlanan çiftçimizin enflasyon karşısında ezildiğini de ifade eden Süllü, sertifikalı tohum hibe ve banka kredisi desteklerinin derhal verilmesini istedi. Memleketimizde her geçen gün daha çok çiftçimiz verimli arazilerini ekmekten vazgeçiyor. Elbette boş duran tarladan para kazanamıyorlar. Ancak hiç olmazsa tarlalarını ekip de zarar etme riskinden uzak duruyorlar. Bir ülkede tarlalar "Zarar ederiz" diye boş bırakılıyorsa, orada tarım politikaları çökmüş demektir. Kimse "Yerli ve milli uçağımız göklerde" palavralarını sıkmasın. Kuru fasulye bile üretmekten aciz duruma geldik. Allah beterinden saklasın elbette... Ekrem Pakdemirli'nin oğlu olan Tarım Bakanımız'ın işi başından aşkın. Şu sıralar kaç uçağın yağ damlattığını, kaçının karbüratöründe sorun olduğunu açıklayarak, ihale verdikleri özel şirketlerin haklarını savunmakla meşgul. Bizler "Şu mektepler olmasa Milli Eğitimi ne güzel yönetiriz" diyen bakanların ahvadıyız. Tarım bakanımız da, "Şu çiftçiler olmasa Tarım Bakanlığı'nı ne güzel yönetirim" veya "Şu ormanlar olmasa, yangın söndürme sorunumuz olmazdı" diye düşünüyor olabilir. İşi zor elbette... Bir ara yoğun mesaisinden fırsat bulur da çiftçimize bir senedir verilmeyen ödeneklerle ilgilenirse çok seviniriz. Bir sene az buz bir süre değil çünkü...
"Bizim" vali Günyüzü'ne geldi
Ordu Valisi Seddar Yavuz, memleketi Günyüzü'nü ziyaret etti. Türkiye Sayın Seddar Yavuz'u, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile giriştiği münakaşa sonrasında tanımıştı. Ne yalan söyleyeyim kendisini daha önceden tanımazdım. Seddar Yavuz, Ekrem İmamoğlu ve annesini havaalanının VİP salonuna sokmamış, aslında prensipte haklı olan İmamoğlu da sinirlerine hâkim olamayarak çirkin bir söz sarf etmişti. Şimdi bu sözü burada tekrar etmeye terbiyem el vermiyor... Fakir bir aileden gelen Seddar Yavuz, devletin parasız okullarında okuyarak ilerlemiş, mülkiyeyi bitirdikten sonra da çeşitli ilçelerde kaymakamlık yapmış başarılı bir isim. Hatta o kadar başarılı ki 2008 yılında 'Yılın Kaymakamı' ödülünü almaya da hak kazanmış. Daha sonra Uşak ve Muş'ta da valilik yapan Yavuz, şu anda kendisini yetiştiren devlete Ordu Valisi olarak hizmet ediyor. Kendisinin daha önemli görevlere yükselebilecek bir kapasitesi olduğunu görüyoruz. Ancak Seddar Yavuz'un Günyüzü ziyareti mutlu bir ziyaret olmamış. Amcası Muzaffer Yavuz'u toprağa veren Seddar Yavuz'a baş sağlığı dileriz. Daha iyi zamanlarda memleketine gelip, daha uzun süre kalmasını temenni ederiz...