Kazım Kurt cevap verdi

Bu tip iddiaların insaf dışı olduğunu belirterek ve Hüseyin Özcan'ı kast ederek, "Bu arkadaş yargı önünde hesap verecektir" dedi.

13 Mart 2019 06:15
A
a
Sütiş Eskişehir

ES TV'de yayınlanan Vaziyet Programının bu haftaki konuğu Kazım Kurt'tu. Kazım Kurt yaklaşan seçimlerden, memleketin genel durumuna ilişkin pek çok sorumuzu yanıtladı. Bu arada yakın bir geçmişte bir gazetede yayınlanan ve Kurt'un Özel Kalem Müdürü'nü hedef alan bir takım iddialara da cevap aldık. Bilindiği gibi Demokrat Parti'nin yeni İl Başkanı Sayın Hüseyin Özcan, Odunpazarı Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü'nün harcamalarının çok arttığını, endişeli olduğunu harcamaların nereye aktarıldığını bilemediğini belirtmişti. Özcan "Acaba paralar HDP'ye mi aktarıldı?" diye endişelerini de ifade etmişti.

Kazım Kurt Hüseyin Özcan'ın ileri sürdüğü harcama raporlarının üç aşağı beş yukarı doğru olduğunu fakat harcamaların makul olduğunu savundu. Özel Kalem bütçesinin içinde – kendisi dâhil – memurların maaşlarının da bulunduğunu söyledi. Üstelik daha önceden pek çok müdürlüğün kendisine ait 'temsil ve ağırlama' bütçesinin kaldırılarak, bunların hepsinin birden Özel Kalem Müdürlüğüne verildiğini belirtti. Kurt ayrıca 5 yıllık görev süreleri boyunca müfettişler tarafından didik dikik arandıklarını, alınlarının ak olduğunu söyledi.

Kurt CHP'li belediyelerin terör örgütüyle ilişkili gibi gösterilmesine de sert çıktı. Bu tip iddiaların insaf dışı olduğunu belirterek ve Hüseyin Özcan'ı kast ederek, "Bu arkadaş yargı önünde hesap verecektir" dedi. Özel Kalem Müdürlerinin devlet memuru olduğunu da hatırlatan Kazım Kurt, Terör örgütü PKK ile ilişkisi bulunan bir kişinin zaten devlet memuru olamayacağını söyledi. Kurt Özcan'ın görüşlerinin yayınlandığı gazetenin patronunun kendileri karşısında AK Parti'den aday olduklarını da hatırlatarak, "Zaten işleri bu" dedi.

Sayın Kurt'a, "Madem AK Parti sizi yıpratmaya çalışıyor, neden söz konusu iddiaları göğüslerini gere gere yapmıyorlar? Neden böyle bir açıklamayı – sizin iddia ettiğiniz gibi – küçük bir partinin İl Başkanına yaptırıyorlar?" sorusunu da yöneltme fırsatı buldum. Kazım Kurt, iftira atarak kendilerini yıpratmamak için karşısına çoluk – çocuğu çıkarttıkları mealinde bir açıklamada bulundu.

Tabii Kazım Kurt'un sözleri neticesinde Sayın Hüseyin Özcan da bize ulaşarak cevap hakkının doğduğunu belirtti. Programın ikinci kısmında da Özcan'ın karşı açıklamalarını ekranlara getirme fırsatı bulduk.

Özcan "Ben hiç bir zaman ihale istemedim. Kazım Kurt ispat etmezse müfteridir" ifadelerinde bulundu. Tabii bir iddiayı ispatlamayanların müfteri olduğunu hatırlaması, kendisi açısından olumlu bir gelişme...

Özcan ayrıca "Benim kredi kartı borcumu Türk Dünyası ödemiş' diyor. Bu doğru değildir" dedi. Bizler politikacıları bazen insan üstü kahramanlar olarak görüyoruz. Yanılıyoruz; politikacılar da sizin – benim gibi âdemoğulları... Hata yapmalarını doğal karşılamak gerekir. Nitekim Sayın Özcan da, Kazım Kurt bir kere bile "Kredi kartı borcunu ödemişler" dememesine karşın böyle bir savunma yaparak hata etti. Kendisine büyük geçmiş olsun dileklerimi iletirim. Sayın Özcan canını sıkmasın; olur böyle şeyler zaman zaman. Nihayetinde 'Düşmez kalkmaz bir Allah'tır. Politika da hata yapa yapa öğrenilir.

Kazım Kurt bu iddialara karşın, "Ben Hüseyin Özcan benim zamanımda belediyeden iş aldı' demedim. 'İş alamadığı için böyle konuşuyor' dedim. Kredi kartı meselelerini de ben bilmem. Demek ki gocunduğu bir şey var ki söylüyor. Ben bir kere bile 'Kredi kartı borcunu ödemişler' demedim" ifadelerinde bulundu.

Anlayacağınız meslektaşım Arif Anbar'ın sunduğu, Ali Baş ve şahsımın katıldığı Vaziyet programında iddialar ve karşı iddialar havalarda uçuştu. Benim açımdan keyifli bir programdı. Umarım ES TV izleyenleri de keyif almışlardır...

Dün İstiklal Marşı bugün andımız

12 Mart'ta İstiklal Marşımızın kabulünün sene-i devriyesini kutladık. Buruk bir kutlamaydı bu. İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" demiş. Ancak görülen o ki bundan yüz yıl önce yaptığımız hataları yine tekrarlıyoruz.

Yüz yıl önce bu millet bir takım tarikatlerin ve hokkabazların insafına terk edilmişti. Bugün devletin hemen her kademesine, her tersanesine sızmış tarikatler mevcut değil mi? İşte o şerefsizlerden biri bugün Pensilvanya'da saklanıyor. "Al papazı ver papazı" dediğimiz, "Bu fakir burda oldukça..." diye kükreyerek başladığımız nutukları çoktan unuttuk.

Unutkan bir milletiz vesselam. Mesela 6 Eylül 1980'de Konya'da yapılan Kudüsü Kurtarma Mitingi'ni de unuttuk gitti. Bugün o mitinge katılan zibidilerin İstiklal Marşımızı yerlere oturarak protesto ettiğini kaç kişi hatırlıyor acaba? Bunlar da mı Ce Ha Pe'liydi acaba? Yoksa hapse tıkmakla tehdit edilen Meral Akşener ve ülkücüler mi İstiklal Marşımızı yerlere oturarak protesto etmişti?

Papazı ve Konya Mitingi'ni unuttuğumuz gibi, andımızı da unuttuk. Hani "Andımızı okutmazsak!.." diye başlayan tartışmalar da aklımızdan uçup gitti. Andımız son olarak MHP – HDP ve AK Parti ittifakıyla yeniden yasaklandı...

Fazla unutkanlık iyi bir şey değildir. Milletçe başımıza gelenleri unutmaya devam edersek, korkarım o İstiklal Marşını yeniden yazmak zorunda kalabiliriz.

Allah bu millete bir da İstiklal Marşı yazdırmasın...

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
osman metin 13 Mart 2019 16:00

AKP liler arabalarla 2 eylül gazetesini tüm esnaflara bedava dağıtıyorlar.Ama esnaflar inanmıyor.Neden cesaret edipde kendileri basın önüne çıkıpda bu şikayetleri dillendirmiyorlar.Çünkü kendi açıkları o kadar çokki konuyu başkaları üzerinden gündemde tutmak istiyorlar.

3 4 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi