Eskişehirspor’un bugün iki önemli kongresi var. Birincisi ‘Mali’, ikincisi ise Olağanüstü Genel Kurul.
Bu sezon taraftarlar olarak öldük öldük dirildik. Son haftalarda alınan galibiyetlerle rahat bir nefes aldık. Önümüzdeki sezonda aynı sıkıntıları yaşamayalım. Ara transferde alınan futbolcular Eskişehirspor’u ligde tuttu.
Ertuğrul Sağlam’ın istifasıyla boşalan Teknik Direktörlüğe getirilen Skibbe, daha takım içerisindeki futbolcuları bile tanımadan ‘Ara transfere gerek yok. Eldeki kadro yeterli’ demişti. Yönetim Skibbe’nin sözünü dinlemiş olsaydı belki de Siyah-Kırmızı Kulüp 2015-2016 futbol sezonunda Bank Asya’da yoluna devam ediyor olacaktı.
Bugün yapılacak olan genel kurul, iki yıl önce yapılan genel kurulun rövanşı olacak. 2 yıl önceki genel kurulda yapılan iki önemli hata Halil Ünal’a pahalıya mal olmuş ve seçimi kaybetmişti. Halil Ünal bugün yapılacak genel kurulda başkanlığa yeniden aday oldu. Yaptığı basın açıklamasında ise önümüzdeki sezon ilk beş arasına girebilecek takım kuracaklarını, bu takımın başına da Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ı yani üç büyükleri de çalıştırdığı dönemlerde şampiyonluk yaşayan Mustafa Denizli hocayı getireceğini söyledi. Mesut Hoşcan ise herhangi bir vaatte bulunmadı.
Sandık bu sonucu açılmadan belli olmaz. Ama seçim sonunda kazanan kim olursa olsun, Eskişehirspor kazansın.
Tekrar ediyorum yeni sezonda geçtiğimiz sezon yaşanan sıkıntılı günler tekrarlamasın. Stadyuma gelen taraftarlarda hop oturup hop kalkmadan maçı izlesin.
Geçmişte başkanlık için adı geçen isimlerden Erdoğan Tekgöz, Mesut Hoşcan’ı, Mehmet Akman ile Levent Karaca’da Halil Ünal’ı destekleme kararı aldılar.
Bakalım sandıktan kim zaferle çıkacak.
*-******
Hafta sonu postaneler neden kapalı?
Geçtiğimiz Pazartesi günü torunum Ada Çınar’ın sünnet düğününü yaptık. Düğün öncesi şehir dışındaki dostlara davetiyeleri posta ile göndermek için Cumartesi günü merkez PTT’ye gittim. Kapalı. Kapı camındaki yazıda çalışma saatlerini gösteren yazı asılı. Yazıda,’Hafta içi saat 08.00 ile 17.00 arası açık olduğu, hafta sonları ise hizmet vermedikleri yazıyor.
Son yıllarda PTT ile bir işim olmadığından hafta sonları açık olup olmadığını bilmiyordum. Davetiye göndermek için cumartesi günü kapısına dayandığımda öğrenmiş oldum.
Hadi diyelim hafta içi çalışma saati 17.00’de sona eriyor. Bunu kabul ederim. Veya vatandaşlar anlayışla karşılayabilir.
Ancak Cumartesi ve Pazar günleri özel kurye şirketleri hizmet verirken, PTT’nin kapalı olması beni şaşırttı.
Özel kargo şirketlerinin yaygınlaşmasıyla PTT’nin kar edip etmediğini bilmiyorum. Eğer kar etmiyorsa nedeni belli. Özel kargo şirketleri ile hizmet yarışında geride kalması. Düğün davetiyelerimi PTT kapalı olduğu için özel kargo şirketlerinden birisine verdim. Kargo şirketinin şubesine gittiğimde içeride 10’u aşkın insan vardı. 10 dakikalık süre içerisinde gördüğüm sayı. Hafta sonu PTT şubeleri kapalı olduğundan benim gibi vatandaşlar özel kargo şirketlerini tercih etmek zorunda kalmışlar.
Geçmişte Cumartesi günleri saat: 13.00’e kadar hizmet verdiklerini biliyorum.. Çalışanlara fazla mesai vermemek için hafta sonu çalışma iptal edilmiş.
Hemen Google arama motoruna ‘PTT’ yazıp web sayfalarına girerek birazcık araştırma yaptım.
Web sitesinde PTT’nin ana sayfasında devamlı yanıp sönen ‘200 işlem tek adres’ yazısı gözüme çarptı.
PTT’nin hızlı işlem yaptığı belirtiliyor web sayfasında.
Hafta sonları ve hafta içi mesai saatleri dışında hizmet vermiyorsa nasıl hızlı işlem oluyor bunun adı doğrusu merak ediyorum.
Pazar günü yakının bir başka şehirde düğünü var, mazereti nedeniyle gidemeyeceğinden telgraf çekecek ancak, hafta sonu PTT hizmet vermediği için çekemiyor.
İadeli taahhütlü mektup veya havale gönderecek, tren bileti alacak, PTT hizmetlerinden yararlanacak ama bu hizmet maalesef hafta sonu vatandaşa verilemiyor. PTT son yıllarda yaptığı hamlelerle gerek bankalarla gerekse kargo şirketleri ile yarışa girdi.
Ancak bu nasıl yarış anlamış değilim.
Cumartesi günleri kargo şirketleri akşam 20.00’ye kadar açık.
Bazıları Pazar günleri de açıyor.
Ama devletin tekelindeki PTT hafta sonları uyuyor.
Havale, telgraf, mektup gönderecek, tren bileti alacak, fatura ödeyecek kapalı.
Bu hizmetleri veren özel işyerleri açıkken, PTT uyur ise eee o zaman yukarıdakilerin zarar ettiklerinden yakınmaya da hakları yok.
Bu anlayışla elbette ki zarar eder.
*-******
Geleceğini biliyordum…
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü.
İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar.
Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti,
-Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür.
Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma.
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti, asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı.
Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;
-Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
-Değdi, dedi, gözleri dolarak, -değdi…
-Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
-Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim içim.
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum… Geleceğini biliyordum…
3. Ders: Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da önemlidir.
‘Her sabah Afrika’da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir.
Her sabah Afrika’da bir aslan uyanır. En hızlı ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır.
Aslan veya ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur. Afrika Atasözü
Çok çalışmak, emek harcamak, güven vermek, sevmek ve paylaşmak hayatın anlamlı olmasını sağlar.
Her sabah uyandığımızda bir de böyle bakalım dünyaya. Unutmayın hayat uzun bir öyküye benzer.
Ancak öykünün uzun olması değil, iyi olması önemlidir.