Yine mi bir "uzaylı" diye dönüp baktık... "Utku Kırdemir..."
Birlikte çalışmıştık... Kanal D, Star ve son olarak NTV'deki "Doğuş Yayın Grubu"nun Haber Müdürlüğü görevinden ayrılıp kesin dönüş yapmış...
"19 yıl sonra Eskişehir'de..."
…..
Osmanlı zamanında karşıya geçmek için bir sandala binmiş profesör.
Kayıkçı çekiyor, profesör soruyor:
“En kötü firavun kimdi?"
Kayıkçı da çıt yok!
"Brütüs'ün ne yaptığını biliyorsun, değil mi?"
-!..
“Ya Napolyon’u?"
-!..
Derken yolun yarısında hava birden patlamış...
Bir yağmur, bir fırtına, kayık havada!
Kayıkçı , "profesör" diye bağırmış:
"Sen yüzmeyi bilir misin?"
…..
Profesörler alınmasın, severiz, bu yakıştırmayı ...
Hem sonra, gazetecilik yolundan kimler gelip-geçmiş kimler?
Daha geçenlerde yitirdiğimiz "Ercan Güven..."
Yine rahmetli "Cengiz Tekin..."
Ve de "Yılmaz Büyükerşen..."
Hepsi de profesör, ya yenileri?
"Halil İbrahim Gürcan bugün Dekan..."
"Erkan Yüksel de profesör..."
Gerçekten başarılı isimler...
İşte bunlardan biri de "Utku"ydu, İstanbul'u seçti... "Bülent Uzun" Ankara'da ve AA'da... "Murat Toplucu”, NTV'yi bıraktı yazarlık yapıyor...
Kısacası, mum dibini ışıtmasa da...
"Eskişehir'den güzel insanlar yetişiyor..."
Yani...
"Bu mesleğin kayıkçılığı da güzel!"
İsteyene profesör...
İsteyene kayıkçı... “Hoş geldin Utku...”
Cumartesi Öyküsü
Arabaya konulacak bomba...
-Biz "Uğur"la 1976'da evlenmiştik. 12 Eylül'e doğru hazla giderken olaylar yoğunlaşıyor, şiddet hızla tırmanıyordu. Savcı "Doğan Öz"ün, "Bedrettin Cömert"in, İstanbul Üniversitesi önünde 7 öğrencinin öldürüldüğü 1978 yılında, hem kapının önünde sürekli bir bekçi hem de bizimle birlikte dolaşan yakın koruma vardı. Zamanın İçişleri Bakanı "İrfan Özaydınlı" talimatıyla tahsis edilmişlerdi.
Bu koşullar yüzünden memuriyetten istifa ederek ayrıldım. Çalışmaya devam etmem halinde hareketlerimizin zamanlaması çok belirli ve değiştirilemez oluyordu. Aynı saatte evden çıkmak, aynı saatte dönmek zorundaydık.
"Saldırganlar için biçilmiş kaftan durumu..."
Gerçi onların da yöntem değiştireceklerini, çapraz ateş yerine bombayı yeğleyeceklerini yıllar sonra görecek ve yaşayacaktık. Ama o dönemde yavrumuz "Özgür"ü düşünerek bu kararı vermiştik.
"Uğur"a yönelik tehditler sürekli artıyordu. 0 yaz "Kemal Türkler" de öldürüldü ve geldik 12 Eylül’e...
Terör, 12 Eylül darbesiyle bıçakla kesilmiş gibi durdu. Bu arada bizim koruma da geri çekildi.
Uğur, o dönemin sıkıyönetim savcılarından "Süleyman Takkeci"nin mafya ile olan ilişkilerini yazmaya başladıktan sonra yeniden koruma verildi. Birkaç yıl sonra bu koruma da geri çekildi.
"Bahriye Üçok"un da öldürülmesinden sonra, o zamanki hassas Korumalar Şube Müdürü eve geldi.
Evimizde yaptığı incelemelerden sonra, "Uğur"a yönelebilecek bir suikast için bir tek yol kaldığını söyledi:
"Arabaya konulacak bomba..."
Bu gerçek öykünün öncesini ve sonrasını da öğrenmek istiyorsanız, "İçimden Geçen Zaman"ı okumanız gerekiyor...
Yazarı "Gürdal Mumcu"
Kesin karara varmadan
Psikoloji dersinde profesör büyük bir kafesin tam ortasına erkek bir fare, bir köşesine bir parça kek, diğer köşesine de dişi bir fare koymuş...
Erkek fare keke doğru koşup yemiş...
Deney sürmüş, erkek fare her seferinde dişi fareye değil de, yiyeceğe yönelmiş.
Profesör, "Bu durum gösteriyor ki, bir erkek için yiyecek her zaman daha önemlidir çocuklar" demiş...
Aynı anda arka sıralardan bir öğrenci, "Bir kere de dişi fareyi değiştirsek efendim" diye atılmış:
"Bakarsınız, deneydeki mevcut dişi karısı falan olabilir. Kesin karara varmadan yanılmayalım da!.."
Kırmızı ışık
Trabzon'da bir çocuk yoldan geçerken polis kolundan tutmuş :
"Niye kırmızı ışıkta geçiyorsun?"
Çocuk, "Motorum yok, arabam yok, ne kırmızı ışığı?" diye sorunca, "Yasalar değişti, artık yayalara da ceza var" demiş. Tam o anda yanından yaşlı bir teyze çocuğun kulağına fısıldamış:
"Kaç git oğlum, arkanda plakan mı var?"
Barış dehası
Yıl 1937...
Dünyada faşizm kol geziyor ve "Atatürk" bir Amerikalı gazeteciye verdiği röportajda şunları söylüyor:
-Bugün bütün dünya milletleri aşağı yukarı akraba olmuşlardır. Bu itibarla insan, mensup olduğu milletin varlığını ve saadetini düşündüğü kadar, bütün cihan milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli ve kendi milletinin saadetine ne kadar kıymet veriyorsa, dünya milletleri için de elinden geleni yapmalıdır. Bütün akil adamlar takdir ederler ki, bu vadide çalışmakla hiçbir şey kaybedilmez. Çünkü dünya milletlerinin saadetine çalışmak, diğer bir yolda kendi huzur ve saadetini temine çalışmak demektir.
"Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan mahrumdur..."
Günün Şiiri
Anlam dışı
Kendinle bir uzaklık kalır aranda
Ne kadar uğraşsan boş
Görünmez duvarların ötesi
Kuytu, karanlık korkularda
Yakalanmışsın bir kez
Aşılmaz duvarların ötesi
Nereye atılsan, nereye koşsan boş
Taşıyacaksın kendini
Bir mutluluk anı biliyorum
Tüm anlam dışı
Bir sardı mı sarhoşluğunu
Gece karanlığında gün ışığı...
Yetkin Aröz (Varlık-1969)
Günün Sözü
Hayat bir öyküye benzer, önemli yanı eserin uzun olması değil, iyi olması...
Seneca
Guk
Politikada kadın sayısının az olması, iki yüze makyaj yapmanın zahmetindendir...
Günan Balı
Gözyaşlarınızı kimse hak etmez ama hak eden varsa sizi zaten ağlatmaz.
G. G. Marquez
Günün İncisi
Koyunları sürü yapan başlarındaki çobandır.
Rus Atasözü
Özdeyiş
Cesareti olmayanın ümit etmeye hakkı yoktur.
Hanri Benazus
Gerilim
Bu son uçak olayı ile Türkiye ardından da Rusya bir kez daha gördüler ki, Ortadoğu batağında şaha kalkan kıçın kıçın batar...
Ali Sirmen
Kolsuz Yaşar'dan
Bugün yıllık iznimden bir günümü kullanıyorum abi..
Sakın "tırstı" diye yazma!..
Kıssa-dan
Paris halkının ünlü "Bastille" hapishanesi önünde adalet isteğini haykırdığı 14 Temmuz 1789 günü, Kral XIV. Louis güncesine şu sözcükleri yazmıştı:
"Bugün önemli bir olay olmadı.'"
Günün Sorusu
Ortalık yangın yeri...
"Attilâ İlhan”ın bir romanı geliyor aklıma:
"Fena halde Leman!"
Sahi "Leman" nerede "Leman?"
Hikmet Çetinkaya
Günün Olayı
AKP Bayır Bucak Türkmenlerini bu kadar çok düşünüyorsa, Türkmenlerin yaşadığı Türkmendağı İslamcı teröristlerin eline geçerken neredeydi?
Akif Kökçe
Günün Biberi
Uçak düşürüldükten sonra, Türkiye'nin Rusya'yı düşmanlaştırması rasyonel bir davranış değildir ve hem Rusya hem Türkiye'ye zarar verir...
Nejat Eslen (Emekli General)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...