Katil 10 seneye aramızda

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir'de ve sokağın ortasında satırla dilim dilim öldürülen Ayşe Tuba Arslan cinayetini TBMM gündemine getirdi. Bilindiği gibi Ayşe Tuba Arslan eski kocasının sürekli dayaklarına maruz kalıyor ve ölüm korkusuyla yaşıyordu. Bu sebepten dolayı devlete tam 23 kere dilekçe yazarak korunma talep eden Arslan'ın, saldırıya uğradığı gün çantasından 24'üncü dilekçe çıkmış, hepimizin duygulanmasına neden olmuştu. Tabii, "Ah keşke o dilekçeyi verseydi, belki kurtulurdu" diyememiştik. Zira 23 dilekçe karşısında kılını kıpırdatmayan devlet mekanizması, 24'üncü dilekçeye de, daha evvelki dilekçelere ne yaptıysa onu yapardı.

Nihayetinde göz göre göre bir kadıncağız öldürüldü. Toplum olarak hepimizin üzerinde vebali vardır...

Şimdi saldırgan eski koca Yalçın Özalpay'ın müebbet hapis cezasında bir indirime gidildi. Yüce mahmeke eski eşini takip eden, cebinden hususi bu iş için getirdiği belli olan kasap satırını çıkartan, eski eşini işe gitmek için beklediği durakta kıstıran adamın "Vahşice hisle" öldürmediğine kanaat getirmiş. Ki aynı katil elindeki satırı tam 15 kez eski eşinin başına vurmuş, Ayşe Tuba Aslan'ın sıçrayan kanından da muhtemelen sadist bir zevk alarak, maktulenin üst vücudunda nereye denk gelirse oraya saldırmıştı.

Demek 15 kere satırla dilimlemek, "Vahşice his" sayılmıyormuş. Çok merak ediyorum; "Vahşice his" sayılmasının alt sınırı nedir? 16 kere mi, yoksa 17 kere mi satır vurmak gerekiyor? Yoksa daha mı fazla?..

Netice itibarıyla katil 24 seneyle kurtulacak ki bunun Türkiye'deki anlamı, en çok 10 sene yatıp dışarı çıkacak olması. Tabii yeni bir seçim affı çıkartılırsa, bu süre daha da kısalacaktır.

Bu arada konuyu gündemden düşürmemeye gayret eden gazeteci kökenli Milletvekilimiz Utku Çakırözer'i ayrıca tebrik etmek lazım. "Emniyetin, yargının ihmalleri ve bu ihmallerin caydırıcı cezalandırılmamış olması; katile haksız tahrikten ceza indirimi verilmesi bunların hepsi ama hepsi bundan sonra işlenecek binlerce yeni kadın cinayetine gerekçe ve zemin hazırlamakta" diyen Çakırözer, konuyu gayet güzel özetlemiş.

Komşu seçimlerini yaptı

Bulgaristan 11 Temmuz'da sandık başına gitti. Eskişehir'de Bulgaristan seçimlerinde oy kullanma hakkına sahip olan 3 bin çifte vatandaş bulunuyor. 4 Nisan'da yapılan seçimlerde Eskişehir'de 540 seçmen oy kullanmıştı. Şimdi bu rakamın biraz üzerinde oy kullanıldığını görüyoruz. Belki yaz tatili olduğu için belki de başka sebeplerden ötürü sandığa katılımın az olduğunu görüyoruz. Bu durum Eskişehir'deki göçmen derneklerinin biraz daha çalışması gerektiğini gösteriyor. Yeri gelmişken bir Kırım göçmeni olan Kazım Kurt'un da bu seçimlere katılımı yüksek tutmak için azami çaba sarf ettiğini belirtelim.

"Türkler'in partisi" olarak adlandırılan HÖH'ün ülke genelinde yüzde 12 oy aldığını görüyoruz. 240 sandalyeli Bulgaristan Parlamentosu'nda yaklaşık 30 sandalye alacak olan soydaşlarımız için ve elbette ki bütün Bulgaristan için sonuçlar hayırlı olsun.
 

Misafirin kıymetlisini getirmiş

Dost ve kardeş ülke Kosova Büyükelçisi Eskişehir'i ziyaret ederek bir dizi temaslarda bulundu. Öncelikle misafirimiz olan ekselans Ilir Dugolli'ye "Hoş geldiniz" diyelim. Kendisini kentimize getiren Fahri Konsolos Alihan Karaca'ya da ayrı bir teşekkür edelim; kentimize misafirin kıymetlisini getirmiş. AK Parti Milletvekili Harun Karacan'ın oğlu olan Alihan Karacan, belli ki babasının yolunda ilerliyor ve kentin gelişmesi için elini taşın altına koymaktan çekinmiyor.

Vali Erol Ayyıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile ESOB Başkanı Nadir Küpeli ve ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş'ı ziyaret eden büyükelçi, iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağlardan bahsetmiş.

Söz konusu ziyaretin yeni bir takım iş antlaşmalarıyla taçlandırılması en büyük temennimiz. Kosova ve Eskişehir arasında daha sıkı ticari ilişkiler kurulabilir; rızkın onda dokuzu ticarettedir. Ayrıca Eskişehirli işadamlarımız gidip Kosova'da fabrikalar da kurabilir. Avrupa'nın göbeğinde bir fabrika kurmak, Türk işadamları açısından büyük faydalar getirir. Ancak Kosovalı işadamlarının gelip de Eskişehir'e fabrika kuracağını hiç zannetmiyorum. Biz yine "İnşallah" diyelim ancak, olmayacak duaya da amin denmeyeceğini unutmayalım. Birincisi "Koskoca Kosova Cumhuriyeti" dediğiniz ülkenin nüfusu 1 milyon 900 bin. Öyle fabrikalar kurup da, kabından taşan, yeni yatırım yapacak bakir topraklar arayan bir Kosova ekonomisi yok ortalıkta. Adamlar dışarı fabrika kurmuyor, dışarıdan fabrika kurulması için ülkelerine davet ediyor. İkincisi ve en önemlisi Türkiye gerçeği. Maalesef aklı başında hiç kimse bu memlekete yatırım yapmaz. Allah aşkına kim yarın öbür gün birilerinin "Malına Mülküne Çökme" riskinin bulunduğu bir ülkeye gelip de fabrika kurar?