Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı
Sanırım beş yıldan fazla zaman geçti, bu köşeden yazmaya başlayalı. Zaman zaman Eskişehir’i ilgilendiren konulara kaysa da köşemiz, köşemde ağırlıklı olarak yer verdiğim konular, akademik olarak çalıştığım, çevreyi tehdit etmeyen, diğer yandan çevrenin ve afetlerin tehdit etmediği insan yerleşimleriyle ilgili sorunlar ve çözümler. Böyle bir niyetle yazmaya başlayınca küresel iklim değişiklikleri merkeze yerleşiyor ister istemez. Bu hafta köşemde yine küresel iklim değişikleri olacak, ama bu sefer farklı bir şekilde; bir ödül haberiyle. Bu yıl Nobel Ekonomi Ödülü, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından ABD’li akademisyenler William D. Nordhaus’a verildi. Akademinin açıklamasında William D. Nordhaus‘a ödül, iklim değişikleriyle ilgili geliştirdiği ekonomi ve iklim arasındaki karşılıklı etkiyi açıklayan dinamik entegre değerleme modeli nedeniyle verildi. Açıklamada Nordhaus’un geliştirdiği modelin teorilerle, fizik, kimya ve ekonominin deneysel sonuçlarını entegre ettiği ve ekonomi ve iklim alanlarında nasıl birlikte ilerlenmesi gerektiği, karbon vergileri gibi alanlardan iklim politikaları uygulamalarının sonuçlarını değerlendirmeye olanak sağladığı bilgisi verildi. Nordhaus’un geliştirdiği Dinamik Entegre İklim Modeli, iklim politikalarının sonuçlarını tahmin etme alanında çok geniş bir şekilde kullanılıyor. Ayrıca Nordhaus, iklim değişikliği ile mücadelede en etkili yöntem olarak tüm ülkelerde karbon vergisi uygulamasını öneriyor.
Peki nedir karbon vergisi? Karbon vergisi, karbon ticaretiyle birlikte karbon salınımını azaltmak için dünyada kullanılan en temel iki alternatif yaptırımdan biridir. Karbon vergisi, karbon bazlı kömür, doğal gaz vb fosil yakıtların yakılması ile atmosfere salınan karbondioksit gazının azaltılması amacıyla uygulanan, kullanılan yakıtların karbon içeriği ile doğrudan ilişkili, sera gazı emisyonlarını azaltmayı hedefleyen bir emisyon ve satış vergisidir. Karbon vergisi uygulamada, fosil yakıtların kullanımı ile ortaya çıkan karbon salımı miktarına bağlı olarak ücret ödenmesi esasına dayanır. Karbon ticareti ise karbon emisyonlarını sınırlama kararı alan ülkeler ve şirketlerin oluşturduğu karbon piyasasında yapılan ticarete deniyor. Bu ticaret karbon piyasası karbon emisyonlarını sınırlama kararı almış ülkeler ya da gönüllü olarak bu kararı almış özel sektör grupları içinde kendisine tanınan haktan daha fazlasına ihtiyaç duyanla, kendisine tanınmış haktan daha azını salan şirket ya da ülkeler arasında gerçekleşiyor. Bu bazen salım kredisini piyasadan satın almak yerine, ağaç dikmek vb emisyon azaltıcı bir projeyi finanse ederek de gerçekleşebiliyor. Ancak genellikle karbon ticareti, karbon vergisine kıyasla atmosfere yayılan karbon miktarını azaltmak için yeteri kadar etkili olamıyor. Belki de bu yüzden Nordhaus, ortaya koyduğu model dahilinde karbon ticaretini değil, karbon vergisini ön plana çıkarıyor.
Ekonomi ve iklim arasındaki karşılıklı etkiyi ortaya koyduğu modelle kazandığı ödül nedeni ile Nordhaus ”İnsanlığın daha az karbon üretmesi tamamen mümkün. Emisyonlarımızı düşürmeye bir kere başlayınca, bunun aslında tahmin ettiğimiz kadar zor olmadığına şaşıracağız. Politikalar bilimin ve yapılması gerekenlerin çok fazla gerisinde kalıyor” diyor.
Daha önce de yazılarımda belirtmiştim, ülkemiz dünyada iklim değişikliklerinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Sizce Nordhaus’un tavsiyesi denemeye değmez mi?
Herkese iyi haftalar