Salih Gözek, İzmir’de kaldığım yıllarda tanıdığım rahmetlik Saim Gözek’in ağabeyidir. Saim Gözek ise İşçi Partili olarak tanıdığım, benim de bu partiye üye olmamı gönülden isteyen ve arada bir İlker Yücel ile ziyaretime gelen bir arkadaştı. Aniden sarmaladı onu kanser hastalığı! Ağabeyi Salih Gözek benden çok daha iyi tahlil etmiştir o günlerde Saim’in yalnızlığını (örgüt anlamında yalnızlığını, çünkü ailesi etrafındaydı). Hastalığını duyduktan sonra iki kez yârimle birlikte evinde ziyarete gitmiştik. Kefir mayalamıştık ve onunla yaşama dair umutlar paylaşmıştık. Saim çok genç ve erken ayrıldı dünyamızdan. Salih Gözek ise bencileyin partisiz (yuvasız) kuşlar misali bir başına inançları doğrultusunda yaşayanlardan gördüğüm ve anladığım kadarı ile…
Geçtiğimiz günlerde bir paylaşımı dikkatimi çekti. Bakınız önce onu paylaşayım, daha sonra da gerek muhatap aldığı Vatan Partililer; gerekse ülkesi ile ilgili kaygı taşıyan tüm duyarlı insanlar yorumlarını yapsınlar…
***
Hâlâ oralarda olmak zorunda kalan devrimci arkadaşlarım olduğunu biliyorum. Partilerinin bu dizginsiz sağ sapmasından derin acı duyduklarını da çok iyi biliyorum. Ama bazılarınızın düştüğü duruma gerçekten üzülüyorum.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Atilla Uğur'un “asıl darbe Kasım'da, on bin İngiliz askeri geliyor” vs. vs. saçmalığını hemen benimsediniz ve paylaştınız.
Biat böyle bir şey, gerçeği aramıyorsunuz ve hatta gerçekten nefret eder hale geldiniz. Parti, başkan ve hatta parti yöneticileri ne derse doğrudur algısında muhakeme tutulmasına uğradınız (daha ağır eleştiride bulunuyor ama ben değiştirdim).
O kadar öyle ki, VP Genel Başkanı Perinçek'in 27 Ağustos’taki “Cemaat artık temizlendi, tehlike oluşturması mümkün değil” açıklamasını bile unuttunuz. Biat böyle bir şeydir, devrimci gerçeği olgularda arar. Sağcılık ise gerçeği genel başkan ve yönetici demeçlerinde bulur. Sizin bileceğiniz iş, ben uyarayım dedim.
Karar verin: Genel Başkanınız mı doğru, Hasan Atilla Uğur mu?
Yoksa bir ayda Güneydoğu'da, İngiltere'de, dünyada ve memlekette durum değiştiği için bu gerçeğe mi geldiniz? Durmadan düştüğünüz saçmalıklardan artık yorulmadınız mı?
***
Haber fotoğrafında gördüğünüz gibi Oda TV bunu zaman aralıkları ile iki ayrı haber şeklinde sunmuş okurlarına. Gerçekten de ilkinde Genel Başkan Perinçek’in yaptığı yorum farklı; ikinci haberde Genel Başkan Yardımcısı H.Atilla Uğur’un yorumu farklı. Biri; “Cemaat artık temizlendi, tehlike oluşturması mümkün değil” derken, diğeri tam tersine; “asıl darbe Kasım'da, on bin İngiliz askeri geliyor” türünden açıklamalarda bulunuyor!
Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP’nin önümüzdeki seçimlerde inanılmaz oy ve prestij kaybına uğrayacağına inananlardanım.
Hatta söz konusu kişi sayesinde bu parti ikinci kez baraj altında kalarak tarihe ikinci kez adını yazdıracak kanısındayım.
Atatürk’ün partisi olup, Atatürksüz yolda giden yeni CHP için düşüncelerimi zaten bilmesi gerekenler bilir.
Tabela partilerini hiç önemsemiyorum bile!
En az on beş yıldır seçimlere girip binde bir oy alamayan, lakin yüzleri zerre kadar kızarmayan tabela partilerinin yöneticilerini kale bile almayalım o halde. Bir zamanlar televizyon programımda konuk aldığım ve yüz yüze tanışma olanağı bulduğum Osman Pamukoğlu’nun partisinin de bir kitle partisi olması söz konusu değil! Geriye Vatan Partisi kalıyor diyeceksiniz normal olarak.
Çok yakından tanıdığım birçok arkadaşım bu partide aktif olarak yer almakta. Onlar beni, ben onları gayet iyi biliriz. Kimlik ve kişilik anlamında da, niyet anlamında da iyi biliriz. Muhalefet partisi anlamında bu topluma umut olacak bir parti varsa, bunun adı da onlara göre Vatan Partisi ise lütfen yanıtlasınlar şimdi sorumu!
Birbirine tam tezat açıklamayı yapan biri genel başkan, diğeri de genel başkan yardımcısı arkadaşlar! Ve bu tür çelişkiler ne ilk, ne de son olacak gördüğümüz kadarı ile. Vatan Partisi’nin önümüzdeki seçimlerde de binde üç üzerinde bir oy alabileceğini savunan var mı içinizde? En zor günlerinde Mustafa Kemal’in yaratıldığı Anadolu topraklarında, halka umut olabilecek bir muhalefet partisi yaratmak bu kadar mı zor yahu?
SİZİN SESİNİZ
Siyah beyaz filmler…
Fotoğrafa dikkatlice bakın lütfen!
Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk devrimleri rotasından henüz çıkarılamadığı yıllar o yıllar. İlimin-bilimin-sanatın bu topraklarda yeşerdiği; bilim insanlarının ve sanatçıların Anadolu topraklarına küsüp başka topraklara yeşermeyi düşünmediği yıllar…
Çağdaş Türk insanının kılık kıyafetine de bakın ayrıca.
Bir bu görüntülere bakın, bir de günümüzde türbe önlerinde dilek ağaçlarına bez parçaları bağlayanlara bakın. Bir bunlara bakın bir de aşevleri önünde, dağıtılan erzak ve kömür arabaları önlerinde bekleyenlere bakın. Bir bunlara bakın, bir de bedava dağıtılan ve dağıtılanın ne olduğunu önemsemeksizin birbirlerini ezen insanlara bakın. Bir bunlara bakın, bir de salt giyiminden ötürü bir kadını (metrobüste) elli kişinin önünde tekmeleyen zihniyete bakın. Bir bunlara bakın, bir de etkinlik yaptığını sanan ve gerici güruha sadece malzeme olmaktan öte (itici olmaktan öte) hiçbir işe yaramayan “kokoşlara” bakın.
Bakın ve söyleyin şimdi, söz sizde!
OZANCA
MANİ
Emekli dernekleri
Nafile emekleri
Ne işe yarar bilmem
Çokçadır örnekleri… Şinasi KULA