Karantina bölgesi olan Gündüzalp Yurdu’ndaki sağlıkçılar tehlike altında!

Eskişehir Gündüzalp Öğrenci Yurdu’ndan öğrenciler çıkarılmış, yerlerine umreden gelen yüzlerce yurttaşımız yerleştirilmişti. Bunun nedenini biliyorsunuz. Covid-19 salgını yüzünden, yurt dışından gelen umreciler Gündüzalp Öğrenci Yurdun’da karantina altına alındılar. Buraya kadar normal… Ancak anormal olan bir durum söz konusu! Nedir o? Anlatayım… Umrecilerin karantinaya alındığı yurtta 12 doktor ve 15 hemşire canhıraş bir biçimde görev yapıyor. 1 Nisan’a kadar da görevleri devam edecek. Ancak aldığım bilgiye göre ‘sağlık çalışanlarının kullanması gereken özellikte maske’ yokmuş! Dahası, ‘yine sağlık çalışanlarının giymesi gereken tulum da’ yokmuş! Ve söz konusu doktorlar ile hemşireler bu durumdan rahatsız oluyorlarmış. Hatta konuyu gündeme getirmelerine rağmen, hala sorun çözülmemiş. Buradan süreci çok iyi götüren Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğüne bir çağrı yapmak istiyorum. Lütfen, Gündüzalp Öğrenci Yurdu’nda görev yapan sağlık çalışanlarımızın hayati önemdeki eksikliklerini giderin.

ESGAZ ve OEDAŞ, insanlık yap!

 
Bir okurumuz mail attı, “doğalgazı kestiler” dedi. Kesmelerinin nedeni, borcunu ödemekte 14 gün gecikmiş olması! Ve yazdıklarına göre anlıyorum ki, ödeyecek ekonomik koşullara sahip değil. Zira Covid-19 nedeniyle çalıştığı işyeri kapanmış. Kendisi de haliyle işten çıkarılmış. Bu vatandaş, yarın elektrik parasını da ödeyemeyecek. Bu sefer, elektriği de kesilecek! Türkiye’nin dört bir yanı, işini kaybetmiş vatandaşlarla dolu. Ev kirası, elektrik, doğalgaz, vesaire… Ödeyemiyorlar! O nedenle biz, Eskişehir tarafında çağrı yapalım. ESGAZ, insanlık namına doğalgazı kesmesin. OEDAŞ ve ZORLU Enerji, insanlık namına elektriği kesmesin. Yıllarca bu milletin sırtından milyarlarca lira kazanan bu işletmeler, bir kere olsun müşterisine değer versin. Aslında bu iş çok kolay olurdu. Nasıl mı? Özelleştirme gafletine girmeseydik, bu işletmeler kamunun olsaydı, yurttaşlarımıza kolaylıkla tolerans sağlanabilirdi. Hala yapılabilir, yeter ki devlet bu iki kuruma bastırsın!

Gaye Hoca’nın Covid-19 mücadelesi

 
Covid-19 gündemimize girdiğinden bu yana, Türkiye genelinde birçok akademisyen bir taraftan ekranlara çıkarak, diğer taraftan konferanslar vererek yurttaşlarımızı bilgilendiriyor. Bununla da kalmıyorlar, bağlı bulundukları hastanelerde şifa dağıtıyorlar. Bu noktada Eskişehir’de de gece gündüz demeden görev yapan birçok değerli hocamız var; Prof. Dr. Nurettin Erben gibi, Dr. Ali Gümüş gibi… Ve tabii Prof. Dr. Gaye Usluer gibi… Usluer’e ayrı bir parantez açmak gerektiğini düşünüyorum. Bu hastalığın ilk defa Çin’de görüldüğü günlerde kimsenin umurunda değilken işin ciddiyetini anlatmaya çalışan bir isimdi Usluer. Ve hala aynı gayretle çalışmalarına devam ediyor. Yakın zamana kadar ülkenin çeşitli şehirlerinde konferanslar da veriyordu. Hatta en son CHP Genel Merkezinde Covid-19’a ilişkin bilgilendirme yaptı. Şimdilerde canhıraş bir biçimde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde şifa dağıtıyor. Sıklıkla televizyon ekranlarına da çıkıp, geniş kitleleri bilgilendirmeye çalışıyor. Bu durum usta gazeteci Uğur Dündar’ın da dikkatinden kaçmamış ve bununla beraber Gaye Hoca ile yanında birkaç akademisyeni referans göstererek Covid-19’a ilişkin Sözcü’deki köşesinde bilgilendirme yapmış. Harika…

 Bu tiplere fırsat vermeyelim

 
Sakin olun dedikçe, toplumu ısrarla geren enteresan tipler pıtrak gibi artıyor. Bir tanesi de maalesef Eskişehir’de çıktı. Kim mi? Daha duyarlı olması gereken bir doktor, maalesef! Bu doktor gidiyor hastaneye, zorla kendine Covid-19 testi yaptırıyor. Ancak hanımefendi bekleyemiyor. Sosyal medya canlı yayınında “test yaptırdım ama sonucu hala gelmedi” şeklinde feryat ediyor. Bununla beraber bazı yayın organlarına demeç de veriyor. O yayın organları da “cezaevi doktoru Covid-19 olduysa hükümlüler de büyük risk taşıyor” şeklinde haber yapıyor. Bununla beraber tedirginlik artıyor. Ancak bu işin doğrusu şu: Söz konusu doktorun cezaevindeki görevi üç ay önce bitmiş. Yani cezaevinde bir virüs sorunu yok. Ayrıca doktorun yaptırdığı Covid-19 testi negatif çıktı. Peki, bütün bu yaygaraya, toplumu germeye değdi mi? Görüldüğü üzere değmedi. Zira Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı da konuya ilişkin açıklama yapıp yurttaşlarımızı sakinleştirmeye çalıştı. Son söz: Bu ve bunun gibi insanlara fırsat vermeyelim, onları dikkate almayalım, hatta toplumu germe noktasında ileri giderlerse ihbar edelim.

 Sağlıkçıları taciz etmeyin!

 
Halk sağlığını korumak adına riskli grup içerisinde yer alan sağlık çalışanlarının son dönemde başına gelenleri çok iyi özetleyen bir örnek vereceğim size. Bursa’da yayınlanan Yen Dönem gazetesinden okudum. Haberi yapan Lale Aksoy. Aksoy’un o haberinin bir bölümü şöyle: “Bursa’daki bir kamu hastanesinde görevli yoğun bakım hemşiresi komşularının hakaretine maruz kaldı. Hemşirenin komşularının, ‘sen mikrop taşıyorsun buraya gelme, asansörü kullanma’ sözleriyle sağlık çalışanını taciz ettikleri bildirildi.” Yani, insanlarda bir panik, bir korku var. Ancak bu iş abartılmamalı. Hele ki bizler için kendini riske atan, gecesi gündüzü olmayan sağlık çalışanlarına çok daha iyi davranmalıyız. Motivasyonlarını bozacak herhangi bir harekete asla ve asla izin vermemeliyiz.

 Sağlıkta şiddet yasası?

 
Covid-19 belasının musallat olduğu zor günlerden geçiyoruz. Bu noktada sağlık çalışanlarına ayrı bir teşekkür etmek gerekiyor. Şu an kutsal bir görev yapıyorlar. Ancak kuru bir teşekkür etmek, övgü dolu sözler söylemek yetmez. Asıl teşekkür, sağlık çalışanlarımızın dört gözle beklediği ‘sağlıkta şiddet yasasının’ bir an önce çıkarılmasıdır.