Karacan karar verici

AK Parti’nin listesi ilk açıklandığında şu tespiti yapmıştım:
-Nabi Avcı listenin 1 numarası! Listenin başı… Eskişehir’in patronu!
Ve şu uyarıda bulunmuşuz:
-Genel seçimlerden hemen sonra yerel seçimler var. AK Parti’de gözler bakir olan belediye başkanlıklarına çevrilecek! Aday adayı olanlar, listede geride kalanlar bunu iyi değerlendirmesi gerekiyor. Belediye başkanlıklarına talip olanların “patronun gözüne girmesi” gerekiyor!
…/…
Geldik bugünlere…
Yerel seçim çalışmaları başladı. Herkes gönlünde yatan “aslanı” açık açık dillendirmeye başladı…
İyi ama patron belli mi?
Kimisi hesabını Nabi Avcı’ya göre yapıyor. Kimisi hesabını Harun Karacan’a göre yapıyor.
Hesabını doğru yapan kazanmak için ilk adımı atar!
AK Parti Kongresi’nde Eskişehir’i ilgilendiren tek konu Harun Karacan’ın MKYK’da yer alması oldu…
Partinin en üst karar alma ve yönetim birimi…
Karacan, partinin yüksek katlarında  karar vericilerden birisi...
Gönlünde belediye başkan adaylığı yatanlar, “kararlarını yeniden gözden geçirmelerinde fayda var”



TANAL ‘IN MESAJI
ÜNAL’A DESTEK!
CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal, Eskişehirspor’u Meclis’e taşıdı. Sıkıntıların çözüme kavuşturulmasını istedi. Tanal, verdiği dilekçede dikkat çekici ifadeler kullandı:
- Eskişehirspor sadece bir Anadolu takımı değil, Eskişehir’in karakteridir. Eskişehirli gençlerin uğraşıdır, hayatının birer parçasıdır. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği herkesin hayatında önemli bir yere sahiptir. Deplasmanda dahi olsa boş kalmayan, çoğu teknik direktörün ve oyuncunun hayali olan tribün coşkusu, başarı dolu tarihi ile Eskişehirspor yalnız bırakılmamalıdır.
- Eskişehirspor’un yaşadığı sıkıntının temelinden çözülmesinin tek yolu, yerinde tespitidir. Eskişehirspor Kulübü Yöneticileri ile birebir görüşme yapılmalı. Eskişehirspor Kulübü taraftar dernekleri ve temsilcileri ile istişare edilmeli. Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesindeki Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’ndan oluşan bir heyetin Eskişehir’e görevlendirilmeli.
…/…
Açıklama Eskişehirspor yönetimine ve Halil Ünal’a açık bir destektir…
Tanal’ın CHP’ milletvekili… Kısa süre önce Halil Ünal ile Yılmaz Büyükerşen arasında yaşanan “polemiği” hatırladığımızda acaba Büyükerşen’e de “parti içi mücadelede” bir gönderme mi var, sorusunu sormadan edemiyorum…



TRİKOPİS’İN FOTOĞRAFI!
Dün Kurtuluş Savaşı sırasında bizim elimize esir düşen Yunan Genelkurmay Başkanı Trikopis’in hikayesini yazmıştım…
Sevgili dostum Hakan Mantar, bir fotoğraf yollamış. Fotoğrafta Trikopis ve Yunan subayları teslim olduktan sonra Türk subaylarıyla kazım Karabekir paşa ile birlikte görülüyor.
Bir de bilgi notu paylaşmış…
Trikopis aynı zamanda bir sporcuymuş. 1896 olimpiyatlarında atıcılık şampiyonu olmuş…
Bizlere böyle katkı veren okurlarımız olduktan sonra sırtımız kolay kolay yere gelmez!
----------------------
 
DOLAR BİZİM
PROBLEMİMİZ!
ABD, Vietnam’da savaşa girer ve bütçe harcamaları artar. Artık ekonomi hem bütçe açığı hem de dış açık vermeye başlamış, enflasyon yükselişe geçmiştir. Harcamaları gerçekleştirebilmek için dolar  basılır… Ama sorunlarını çözmek için hükümetin elini kolunu bağlayan bir ucube vardır. Onun adı Bretton-Woods’tur.
1971 yılının 15 Ağustos’unda Başkan Robert Nixon, ABD’nin sistemi terk ettiğini ve doların altına çevrilebilirliğine son verildiğini açıklar. Hem de sistemdeki hiçbir üyeye haber vermeden. Bu hareket piyasalarda büyük bir paniğe neden olur. Ardından zorlama bir anlaşmayla (Smithsonian Anlaşması), dolar yaklaşık yüzde 10 oranında devalüe edilir ve 1 onz altın 38 dolara çekilir. Ancak bu da çözüm olmaz, altın fiyatı yükselişe geçer ve bir yıl sonra 70 dolara çıkar. Artık kardeşlerin göbek bağı kesilmiştir.
Dolar değer kaybetmeye, işler Avrupa ekonomisi aleyhine dönmeye başlar. Avrupa durumda son derece rahatsızdır ve Amerikan hükümetinin buna müdahil olmasını ister. Ancak Hazine Bakanı John Connally’nin gelen taleplere o meşhur cevabı verir: “Dolar bizim paramız ama sizin probleminiz”.  
NOT: Yukarıdaki yazı H.Bader Arslan’ın T24 Haber sitesinde 2010 yılında kaleme aldığı “Dolar imparatorluğunun hikayesi” başlıklı yazısının bir bölümünden  alınmıştır.