Muhafazakâr bir babanın oğlu Harun Karacan’ın yaşam tarzı da babasının çizgisine uygun. Bu nedenle de AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunda parti tabanı tarafından çok yadırganmadı. AK Parti ile ciddi doku uyuşmazlığı yaşamadı.
Dönemin başbakanı ve bugünün cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gönlünde ayrı bir yeri var Harun Karacan’ın…
Geçtiğimiz hafta içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Genel Başkanı Erkan Güral başkanlığındaki işadamı heyetini kabul etti. Erdoğan, Eskişehir’i temsil eden ESGİAD heyetindeki iş adamlarıyla yaptığı sohbette halen BALO Başkanlığı yapan ve son seçimde AK Parti’nin Büyükşehir adayı olan Harun Karacan’dan da sitayişle söz etmiş.
Toplantı sonunda Eskişehirli iş adamlarını uğurlarken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Harun’u seviyoruz. Harun Başkan’a selam söyleyin” demiş…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler öncesi Trabzon’da karşılaştığı Eskişehirli iş adamlarına, “Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Harun Karacan. Kendisine sahip çıkın” demişti.
Belli ki Erdoğan, yerel seçimlerde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığını kaybetse de Harun Karacan’a karşı ilgi ve alakası olanca muhabbetiyle sürüyor.
MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI OLACAK MI?
Genel seçimlere 5 ay kaldı. AK Parti’de milletvekili aday adayı olmak isteyenlerin müracaat takvimi daha açıklanmadı. Sanıyorum Şubat ayı içerisinde açıklanır. Eskişehir’de çoğunluğun merak ettiği Harun Karacan’ın milletvekili aday adayı olup olmayacağı.
Karacan ile iki ay kadar önce Zübeyde Hanım Fizik Tedavi Merkezi’nde karşılaşmıştık. Ayaküstü kısa bir sohbet ettik. Bu sohbette, “milletvekili aday adaylığı için müracaatın olacak mı? Aday adayı olursan şansını nasıl görüyorsun?” diye sormuştum.
“Sadi Bey biliyorsunuz trafik kaza geçirmiştim. Şimdi sağlığımla uğraşıyorum. Daha seçime de uzun zaman var. Önce sağlığıma kavuşayım. Ondan sonra oturur düşünürüm” demişti.
Şimdi sağlığı yerinde ve kazadan dolayı kalıcı bir iz de kalmamış. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da sevgisi devam ettiğine göre büyük ihtimalle Harun Karacan milletvekili aday adaylığı için müracaat edecektir.
DENGELER DEĞİŞİR Mİ?
Harun Karacan milletvekili aday adayı olması halinde çok büyük olasılıkla aday gösterilir. AK Parti kurulduğu tarihten beri üç genel seçim geçirdi. Bu üç genel seçimde de Eskişehir’den üç milletvekili çıkardı. 7 Haziran 2015’de dördüncü kez seçime girecek. Bu seçimde öncesinde yapılan tahminlere göre yine üç milletvekili çıkarma ihtimali yüksek. Harun Karacan aday olursa o zaman mevcut milletvekillerinden birisi ya listeye giremeyecek ya da dördüncü sıraya yazılacak.
Bakan Nabi Avcı’nın yeniden aday gösterilip gösterilmeyeceği konuşuluyor. Nabi Avcı, “Eskişehir’den aday olmak istiyorum” derse o zaman liste çatlayacak demektir. Eğer Harun Karacan milletvekili adayı olursa en kötü ihtimalle ikinci sırada olur. Bu da Salih Koca veya Ülker Can’ın birer alt sıraya kaymaları demektir.
Ankara kulislerinde ise Milli Eğitim Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın Ankara, İstanbul gibi büyük illerin birisinden aday gösterileceği dedikoduları dolaşıyor.
Ben şahsen Salih Koca ve Ülker Can’ın 7 Haziran seçimlerinde liste dışı kalacakları ihtimallerinin zayıf olduğunu düşünüyorum.
Gerçi siyasette kimse kimseye bugünden, yarın için söz vermez. Bunu geçmişte gördük yaşadık. Daha aday adaylıkları için başvuru takvimi açıklanmadı. Takvim belli olsun. Başvuruları bir görelim. Ondan sonra fotoğraf biraz daha netleşir.
*-*********
“CHP iktidar olamaz”
30 yılı aşkın dostluğumuz, arkadaşlığımız olan koyu CHP üyesi, hatta fikir olarak biraz daha sosyalistlere yakın olan birisi ile bir saate yakın sohbet ettim.
Kendisiyle bir yılı aşkın süreden beri yüz yüze görüşemiyorduk. Geçmişte işyeri şehir merkezinde olduğu için hafta en az iki-üç gün uğrar, çayı içer sohbet ederdik.
Şimdi ise yeni Adliye Sarayının yakınlarına taşındığı için ziyaret trafiğim azaldı. Hatta bir yılı aşkın hiç olmadı. Dün aklıma geldi. Kendisine telefon ettim.
“Arayı çok açtık. Birbirimizi özledik. Nerede ise yüzümüzü unutacağız. Müsait isen bir çay içmeye geleceğim” dedim.
“Ayağına sıcak sular mı döksek? Hangi dağda kurt öldü! Gerçi ben senin yüzünü ekranlarda görüyorum. Bu nedenle özlemedim” diye hem sitem etti hem de espriyi patlattı.
Telefonu kapattım. Yaklaşık 30 dakika sonra sevgili dostumun, arkadaşımın yanında soluğu aldım.
Çaylarımızı içerken, başladık sohbete.
Önce; “CHP’de neler oluyor? Son gelişmelere nasıl bakıyorsun?” diye sordum.
“Eskişehir’e mi yoksa Genel Merkeze mi?” diye sordu.
“Hem Eskişehir hem de Ankara” diye cevapladım.
“Önce Ankara’yı değerlendireyim” dedi.
“Bu CHP iktidar olamaz. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu siyaseti bilmiyor. Yaşanan bir takım olaylardan sonra paraşütle geldi genel başkan oldu. İktidara karşı siyaset üretemiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partiyi Demirel ve Cindoruk’un ağzına bakarak merkez sağa kaydırmaya çalıştı. Seçim sonunda da dersini aldı. CHP sol çizgisini kaybetti. Aslında merkez sağda boşluk var. Merkez sağın oylarını çekmek için yeni bir politika üretilmeli. 7 Haziran seçimleri CHP adına önemli. Eğer merkez sağın desteğini alamazsa yine iktidar olması hayal.”
ESKİŞEHİR’DE İKİ ÇIKARSA SEVİNSİNLER
“Gelelim Eskişehir’e” dedi ve şöyle devam etti:
“Nihat Çuhadar iyi bir insan ancak iyi bir siyasetçi olamadı. CHP’de il başkanları eski partililerden herhalde korkuyorlar. Bugüne kadar bizleri ne arayan oldu ne de soran. Ben birkaç kez Pazar toplantılarına gittim. Bir köşede oturdum. Benim gibi çok arkadaş vardı. Gelip kimse hatırımızı sormadı. Bu saatten sonra bir yerlere aday falan olma niyetimiz yok. Sadece destek amacıyla gittik. Bir ağabey olarak fikrimiz sorulsaydı söylerdik. Parti içi birlik beraberlik kaybolmuş. Yeni yönetimden de umutlu değilim. Kazım Kurt’u severim. Belediye Başkanı olmasını da sevindim. Ancak milletvekili olarak kalmalıydı. Süheyl Batum’um ihracı da yanlış. Bugün parlamentoda Eskişehir’i temsil edecek milletvekili kalmadı. Bu kafa yapısıyla CHP Eskişehir’de iki milletvekili çıkarabilirse öpsün başının üzerine koysun. Oysa parti içi birlik çoktan sağlanmış olsaydı. Milletvekilleri görevde kalsalardı, seçim çalışmaları için bir yıl öncesinden düğmeye basılmış olsaydı CHP 3 hatta 4’ü zorlardı.”
50 yıllık CHP’li böyle diyor.
CHP’liler bence 50 yıllık CHP’linin bu anlattıklarını tekrar tekrar okuyarak gerekli mesajları almalı.
Bence vakit geçmiş değil.