Dem Dem takılmadı Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı İşitme Engelliler yaşa takılıyor Birbirlerini tebrik ettiler Heyecanlı maça ilgi vardı Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği… Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller… Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler… Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı… Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor… Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme … Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar… Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo… Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği! Eskişehir'in gözde ilçesinde yatırımcılara yeni fı…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Önder Baloğlu

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Kara bir leke!..

21 Mayıs 2014 10:00

Görüşler

Kara bir leke!..

"Picasso",

"Kimisi" demiş:

"Sarı bir lekeyi güneşe dönüştürür, kimisi de güneşi sarı bir lekeye..."

Resim sanatı kapsamında söylemiş ama, yaşamın her çizgisine konabilir bu sözler...

Soma katliamına da yakışır!

"Kimisi, kara bir lekeyi güneşe dönüştürür, kimisi de güneşi kara bir lekeye..."

…….

1500 imam gitmiş Soma’ya...

Diyanet İşleri Başkanlığı Soma halkına "sabır" tavsiye etmek için görevlendirmiş bunları...

Sakallı, cübbeli imamlar, biraz yüksek sesle konuşan veya ağlamaya kalkışan annelerin, babaların yanına gidip, "Bizim de kardeşlerimiz içerde... Biz de madenci yakınıyız" diyorlarmış:

"Ama ağlamıyoruz... Çünkü onlar kendileri şehit oldu, bizi de şehitlik mertebine eriştirdi. Onlar sayesinde biz de günahlarımızdan arındık... Sakın ağlamayın, bağırmayın..."

…….

TRT’deki bir programda da diyor ki bir adam: "Karbonmonoksit, oksijenden daha hafiftir, yukarı çıkar. Hiçbir şey hissetmezsiniz. Kokusu yoktur. Çok tatlı bir ölümdür!”

Ve de biliyor musunuz kimdir bu adam?

"Prof. Dr. Orhan Kural..."

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden fakültesi Bölüm Başkanı...

…….

Kimisi diyor ki:

"Onlar bizim günahlarımızı da arındırdı..."

Kimisi diyor ki:

"Çok tatlı bir ölümdür!"

Ne dersiniz?

Bu insanlar, kara bir lekeyi güneşe mi dönüştürmek için çabalıyorlar...

Yoksa…

"Güneşi kara bir lekeye mi!..”

Ulusal bayramların coşkuları

Bir 19 Mayıs daha gelip geçti...

Biz de yılları geçirdik gözümüzün önünden...

“Belki onlarca 19 Mayıs’ı…”

Ne güzel, ne coşkuluydu o günler...

Ya şimdi?

Daha iki yıl önceydi...

Bir tramvayda bir bayanın başına gelen "Atatürk rozeti” olayını anımsayanlarınız olacaktır...

Kadının önüne dikilen bir adam diyor ki:

“Onu çıkarın yakanızdan, kim olduğunu ve neler yaptığını bilmiyor musunuz?"

Ama karşısında dirençli bir "Atatürkçü" varmış ki, karşılığını vermişti...

Olayın üzücü ve asıl düşündürücü yanı ise, tramvaydakilerin sanki hiçbir şey olmuyor gibi suskun kalmalarıydı...

Aynı günlerde bir "Kemalist takıntısı" söylemleri de ortaya çıkmıştı...

Liberaller diyordu ki:

"Müslümanlar Kemalist olmuşlar…”

Benzerlik mi?

"Kemalizm de yasakçıymış bugünün iktidarı da..."

Bir körlük mü söz konusu?

Yoksa bugünün iktidarı üzerinden dünü karalamak mı?

Her türlü numara vardır bizim liberallerde...

Acaba "Peter Usitov"un şu sözünü bilirler mi?

"Güneş doğanken de batarken de gökyüzü aynı renge boyanır. Zamanı bilemezsen aradaki farkı, yani gündüz mü başlıyor gece mi başlıyor anlayamazsın..."

Liberal enteller de o hesap...

Gündüz mü başlıyor gece mi, farkında değiller...

Ya da farkında değil görünüyorlar!

İşte, tüm bu olaylar için özlüyoruz ulusal bayramlarımızın o coşkulu günlerini...

" Harika başladık safariye!"

Temel ile İdris Afrika'ya gitmişler... Safariye...

Bir hafta kalmışlar ve döner dönmez de doğru Avcılar Kahvesi'ne…

"Harika başladık safariye... Birinci gün iki aslan, bir geyik... İki de, noplease vurduk" demişler... Dinleyenlerden biri sormuş:

"Yahu her şeyi anladık da, vurduğunuz noplease ne oluyor? Biz böyle şeyi hiç duymadık..."

"Biz de duymamıştık" demiş Temel :

"Avlanmaya başlıyorduk. Bazen çalıların arasından ufak tefek, kara kuru yaratıklar çıkıyordu...Ellerini ayaklarını sallayarak No please... No please diye bağırıyorlardı. Biz de onlara bu adı taktık...”

……….

Not : No please "Hayır lüffen..."

Temel ve inekler

Cemal'in ineği hastalanır, komşusu Temel'e gider ve sorar:

"İneğin hastalandığında ne verdin ona?"

"Tuz ruhu!" der Temel...

Cemal bir gün sonra yine Temel'e gelir ve "İneğim öldü" der...

"Vay canına!" diye karşılık verir Temeli

"O zaman benim ki de ölmüştü…”

Günün Olayı

Çalışma Bakanı Faruk Çelik, "Asgari ücretle geçinilir, 800 TL büyük paradır" derken çok kızmıştık…

Adam haklıymış!

"Bir aileden 2-3 işçi çok çıktı!.."

Günün Biberi

"Bu yıl da atlattık" diye sevinmeyin! 19 Mayıs tam bağımsızlığın bayramıdır. Anlamayanlarda kulak ağrısı, yurtdışı gezi arzusu gibi beklendik yan etkileri vardır. Zamanla geçer...

Metin Uca

Yalnız Aziz Nesin değil ki!

"Türkiye'nin yüzde 60’ı aptaldır" demişti Aziz Nesin... Yalnız o değildi “aptal”lıktan söz eden... "Russel" :

-İnsanlar bilgisiz doğar, aptal değil, eğitilerek aptal olurlar.

"Bernard Shaw" :

- Bir aptal utanacağı bir şey yaptığında, yaptığı şeyin mutlaka görevi olduğunu iddia eder.

"Boileau" :

-Her aptal, onu beğenen başka bir aptal bulur.

"Molieere" :

-Bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır.

"Voltaire" :

- Kendini akıllı sanan herkes aptaldır.