Kar bereket iletişim felaket

Türk Sineması'nın en beğendiğim filmlerinin başında 1986 yapımı Değirmen gelir.

20 Ocak 2022 09:11
A
a
Sütiş Eskişehir

Şimdi bu Değirmen filmiyle Eskişehir arasında bir benzerlik var. Malumunuz AK Partili dostlarımız da Eskişehir'de bir film çevirmeye kalktılar, fakat farklı olarak ellerine yüzlerine bulaştırdılar.

Önce AK Partililerin değil, Atıf Yılmaz'ın filminden bahsedelim. Hikâye 1914 yılında, Cihan Harbinden hemen önce Sarıpınar adlı hayali bir kasabada geçer. Kasabanın Kaymakamı (Şener Şen) felekten bir gece çalmak ister. Eşraftan birinin bağ evinde işrete dalınır. Kadehler birbiri ardına yuvarlanır. Daha sonra ortaya bir dansöz çıkar (Serap Aksoy). Dansöz öyle bir afettir ki, sağ tarafa göbek atsa erkekler sağa, sol tarafa göbek atsa erkekler sola savrulur. Türlü şehvet hayalleri kuran erkekler, taşkınlık yapıp üstlerini başlarını çıkartırlar (Önemli Not: Erkeklerin bir aşüfte karşısında üstlerini çıkartması meselesi ile Eskişehir'in güncel hadiseleri arasındaki olası benzerlikler, tamamen tesadüften ibarettir...)

Her neyse biz konumuza geri dönelim. Bir ara ortalık öyle bir sallanır ki, âleme dalan ve mest olan erkekler deprem olduğunu düşünür. Hatta içlerinden birisi Başkent İstanbul'a telgraf çeker, depremin Sarıpınar'ı yer ile yeksân ettiğini bildirir ve ortalık karışır. Bundan sonra Sarıpınarlı yöneticiler, aslında olmayan depremi yönetmek mecburiyetinde kalır...

Eskişehir 18 Ocak sabahına tatlı bir kar yağışıyla uyandı. Parkları ve yolları kapatan kar örtüsü, yanıp yanmamakta tereddüt eden ürkek sokak lambaları ve rızıklarını arayan tombul serçelerden oluşan manzaralar pek bir güzeldi. Pek çok Eskişehirli, kentimizin bir birinden güzel fotoğraflarını gururla twitter'da paylaştı ve Eskişehir bir anda TT oldu. (Yani Twitter âleminde gündem oldu.)

İşte büyük ihtimalle kıyamet bunun üzerine koptu.

Muhtemelen sabah sabah Saray tarafından bilmem hangi sebepten dolayı fırça yiyen ve hırsını çıkartacağı bir mazlum arayan AK Partili Genel Merkez yöneticileri, Eskişehir'i gözlerine kestirdiler ve, "Kardeşim siz Eskişehir'de ne yapıyorsunuz öyle? Beni getirmeyin Eskişehir'e. Alırım ayağımın altına sizin Zihiyetinizi... CeHaPe'li belediye yine algı yaratıyor. Boş boş oturuyorsunuz. Tiz kapu kullarımız AK'ıncı Trollerimize haber uçurula!.. Kösler vurula, mehterler çalına!.. Eskişehir Kal'ası muhasara edile... Düşmanın Serdâr-ı Ekrem'i Yılmaz Büyükerşen'in kellesi alına!.." diyerek telefonu bizimkilerin suratlarına kapattılar.

Tabii tıpkı Saraydan esas duruşta fırça yiyip, hırsını başkasından çıkartmaya çalışan Genel Merkez gibi, bu kez bizimkiler de hırslarını başkasından çıkartmaya çalıştılar. Telefonlar şarjları bitene kadar çaldı durdu. Ve ilçeler, mahalleler ve en ön saflardaki trollere kadar herkes fırçalandı. Üstü tarafından her fırçalanan, bir altındakini fırçaladı ve bu zulüm bir müddet böylece devam etti. Eskişehir bu çileyi Yunan işgalinden beri çekmemişti... Muhtemelen troller de kendilerine çay getiren hanımlarını fırçaladı ve tarihe Birinci Eskişehir Kar Savaşı olarak geçecek algı çalışması başlamış oldu.

Fakat tıpkı Şener Şen gibi çaresizlik yaşayan troll kardeşlerimizin küçük bir sorunu vardı. Çünkü ne Sarıpınar'da bir deprem olmuştu, ne de Eskişehir'de kar felakete neden olmuştu. Bütün yollar açıktı, bütün toplu ulaşım araçları vızır vızır çalışıyordu...

Reşat Nuri Güntekin, 'Değirmen' adlı kitabında, yıkılmakta olan bir İmparatorluğun yöneticilerinin nasıl sefil bir hâle geldiğinden bahseder. Demek yıkılmakta olan bütün imparatorlukların yöneticileri, her devirde aynı zilleti yaşıyormuş...

Allah kimseyi olmayan bir şey hakkında algı yaratmak mecburiyetinde bırakmasın...

Sonuç olarak evvelki gün ülkemizde pek çok yerde yoğun kar yağışı yaşandı 52 şehrimiz ve pek çok ilçemizde okullar tatil edildi. Ancak bunların arasında Eskişehir yoktu. Zaten Sayın Valimizin okulları tatil etmesine gerek de yoktu. Çünkü Eskişehir'de her şey yolundaydı...

Sonuç olarak "Kar Bereket, İletişim Felaket" diyelim ve bir iki nasihatle yazımızı sonlandıralım.

Madde 1) Siyasette algıyı yönetmek ayrı bir beceridir. Mesela belediyenin başaramadığı bir şey mi var? İşte burada bir algı yaratabilirsiniz ve yaratmalısınız da.

Madde 2) Ancak olmayan bir sorundan algı yaratmaya çalışırsanız, kendi kendinizi küçük düşürürsünüz.

Madde 3) Hem AK Partililer hem de CHP'liler sosyal medyayı fazla önemsiyor. Mesela konuyla ilgili 6 bin twit mi atılmış? Bunun 4 bin 500'ü zaten ya trolldür ya da "Aman yukarıdan bana laf etmesinler" diye korkan AK Partili yöneticidir. 1.000 tanesi buna cevap yetiştirmeye çalışan CHP'li troll ve yöneticilerdir. Kalan 500'ü de gündem olan tag'ı kullanarak alakasız şeylerden bahseden – mesela ne bileyim – epilasyon aleti filan satmaya çalışan tiplerdir... Bu tip çalışmalar sizin partinize 1 oy kazandırmaz, karşı tarafa da 1 oy kaybettirmez.

Madde 4) Sosyal medya sivilceli ergenlerin veya ergen gibi davranan Melih Gökçek tarzı arkadaşların birbirine laf sokuşturduğu bir mecra. Sonuç olarak bu mecrayı kesinlikle kullanın, fakat fazla da ciddiye almayın.

Madde 5) Partinize oy mu kazandırmak istiyorsunuz? Bir zahmet koltuğunuzdan kalkın ve halkın arasına karışın. Merak etmeyin istediğiniz sokağa gidebilirsiniz. Ben tetkik ettim; Eskişehir'in bütün yolları açıktır...

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
HADİ ORDAN 20 Ocak 2022 23:35

ESKİŞEHİRDE YAŞAMASAM İNANMA GAFLETİNİ GÖSTERECEM TOPU TOPU YAĞAN KAR 5 CM BİLE DEĞİL YAYA KALDIRIMLARI BUZ PİSTİ GERÇEKLER ACIDIR

4 2 Cevap Yaz
FANATIK 20 Ocak 2022 14:11

Yollar kendi kendine mi açıldı güldürme insanı

2 4 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi