Kapımız projesi olan herkese açık

Vali Bahaeddin Güney döneminde Yunus Emre’yi anma  haftası ile ilgili yapılan etkinlikler bir başka idi.

Bir taraftan festivaller yapılır, bir taraftan özellikle Türk Dünyası ülkelerinden davet edilen bilim adamları dünyanın unutamadığı Yunus Emre’yi anlatırlardı. Bir hafta dolu dolu bir program olurdu. Bırakın yerel basını o zamanlar yaygın TV kanallarının sayısı bugünkü kadar çok değildi. Yerel TV kanallarımız ile özellikle TRT bu etkinliklere çok büyük yer ayırırdı. Bir hafta boyunca hem TRT’de de hem yerel TV’ler ile birlikte yerel ve bazı yaygın (İstanbul Basını) gazetelerde Yunus Emre haberleri yer alırdı.

Hatta Sayın Güney, Yunus Emre’nin Lületaşından yazılan;

‘Sevelim, sevilelim bu dünya kimseye kalmaz’ dediği dünyaya önemli mesaj veren bu sözünü astırmayı başarmıştı. Önemli bir başarıydı. Bilmiyorum bu yazı hala duruyor mu?

Vali Bahaeddin Güney’in Eskişehir’den merkeze alınmasıyla gelen Valilerde, geçmişteki gibi Yunus Emre’yi anma programları gerçekleştiremediler. Vali Kadir Çalışıcı ve şimdiki Emniyet Genel Müdürü olan Valimiz Mehmet Kılıçlar da bir şeyler yapmak istediler. Ancak maddi imkansızlık onların elini kolunu bağladı.

Yunus Emre Anadolu'da doğan yine Anadolu'da batan bir tasavvuf güneşidir. Yaşadığı çağda Türkçe bir kenara itilmiş  hor görülmüşken  Yunus  Türk dilini  bütün incelik ve güzellikleriyle sırtlamış  ayağa kaldırmış  kendinden sonra gelen ozanlara öncülük etmiştir.
Yunus Emre’nin dili  Anadolu'nun öz dilidir. Onun doyumsuz sevgisinde  tüm insanlığın sesini duyarsınız. Bu seste gerçek inanç  Tanrı sevgisi  insan değeri ve var olmanın sevinci vardır. Tüm kötülüklerden arınmış  duru bir gönülle seslenirdi insanlığa.

“Adımız miskindir bizim, Düşmanımız kindir bizim,  Biz kimseye kin tutmayız,  Kamu âlem birdir bize...” derken  insanları anlayış ve dayanışmaya  birliğe ve dirliğe davet eder. Onun bu çağrısı “sevgi” ocağınadır. Seslenir:
Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım. Sevelim sevilelim. Dünya kimseye kalmaz.”

Valimiz Dr. Kadir Koçdemir’in de 2013 yılında yapılacak olan Yunus Emre anma törenleri ve haftası için kalıcı bir şeyler yapma gayretin içinde olduğunu görüyorum. Bunun için Cumartesi günü Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ayhan Kavas, ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen,  Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, Yunus Emre Vakfı Genel Sekreteri Güven Tanyeri ile birlikte yapılacak olan etkinlikler hakkında basına bilgi verdi.

Tabii sadece basın mensuplarından değil,”KAPIMIZ PROJESİ OLAN HERKESE AÇIK” diyerek Eskişehir halkından da sadece bilgi değil görüş ve öneri de istedi..

Doğrusunu yapıyor. Halkı içine katmadığınız, halkın içinde olmadığı bir projenin başarılı olması çok ama çok zor. Projelerin içine halkı da kattığınızda, o projenin başarısız olmaması mümkün değil. Bunun örnekleri geçmişte yaşandı.

Valimizi bu düşüncesinden dolayı kutluyorum, bir de kendisine not iletmek istiyorum be vesile ile.

YUNUS EMRE VAKFI’NIN YERİ YOK

Büyük önem verdiğimiz Yunus Emre’mizin adını aldığı ‘Yunus Emre Kültür ve Sanat Vakfı’nın kalıcı bir yeri yok. Bir zamanlar valiliğin küçücük bir odasına sıkıştırılmıştı. Hala orada mı? Onu da bilmiyorum. Ancak bu Vakfa daha iyi hizmet verebilmesi için kalıcı bir mekan bulunmalı. Sekretaryası, odası, kendisine özel telefon, faks bulunan bir binada hizmet vermesi halinde, bundan böyle daha önemli hizmetlere imza atacaklarına inanıyorum.

Takdir zatıalinizin.

*-****

Hep eleştiri, hep eleştiri!

Geçtiğimiz Cumartesi günü ’24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladık ülke olarak. Bu vesile ile tekrar öğretmenlerimizin bu günü tekrar kutluyorum.

Böylesine bir günde öğretmenlikle ilgisi olan da olmayan da kurum ve kuruluşlar da açıklama yaparak, sözde öğretmenlere şirin görünmek, onlara verdikleri değeri göstermek! Adına.

Birisi ‘Öğretmenlerimiz ekonomik sorunlarla mücadele ediyor’, bir diğeri ‘Öğretmenler ağır ekonomik sorunlar altında eziliyor’, bir başkası ise, ‘sıkıntılarla boğuşuyoruz’, bir sendika da öğretmenlere haksızlık yapıldığını iddia ederek kimlik bırakıp, Milli Eğitim Bakanını istifaya çağırmış.

Sayın Bakan Ömer Dinçer. Ne olur şu sizi istifa davet eden öğretmenleri, sendika başkanlarını ve öğretmenlikle ilgisi olmayan sivil toplum kuruluşlarının da başkanlarını kırmayın da istifa edin! Böylelikle gönüllerini alın! Bakın ne kadar memnun kalacaklar.

Siz istifa ettiniz ya;

Hemen ertesi gün maaşları yüzde yüz artacak, atama bekleyen tüm öğretmen adaylarının atamaları gerçekleştirilecek, şimdiye kadar talep ettikleri bütün istekleri yerine gelecek!

Hükümeti ‘öğretmenlerin haklarını vermiyor’ diye kuru kuru eleştireceğinize, benim gibi elinize bir karanfil ve bir kutu şeker alıp, bir okulu ziyaret ederek okuldaki tüm öğretmenlere, idarecilere, memur ve hizmetlilerine o karanfilleri verseydiniz, bu hareketiniz bence yaptığınız eleştirilerden daha fazla ses getirdi.

Böylelikle sadece o okulda görev yapan değil, tüm okullardaki eğitimcilerin de gönüllerine girmiş olurdunuz.

Kuru kuru eleştiri artık prim yapmıyor. Öğretmenler gazete sayfalarındaki ‘laf olsun torba dolsun’ diye yaptığınız açıklamalarla değil, yapacağınız ziyaretlerle kendilerine değer verdiğinizi anlamış olurlardı.

*-**********

Fıkra;

Hamburger

Adamın biri otobüse biner. Karnı çok açtır.
Aklından "Keşke şimdi iki hamburger olsa da yesem diye düşünür".
Yanında duran kız:
"Şunlardan bi tanesini de bana ver" der.
Adam şaşırır:
"Herhalde bana söylemedi diyerek", hamburgerleri düşünmeye devam eder.
Biraz sonra kız sesini sertleştirerek:'
"Ver artık şunlardan birini" der.
Adam afallar:
"Ketçap-mayonez de olsun mu?" der.
Kız da:
"Ya manyak mısın nesin. Şu asılı tutacaklardan bir tanesini ver de biz de
tutunalım, ikisini de işgal etmişin."

*-*******

(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz.

Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)