Dem Dem takılmadı
Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı
İşitme Engelliler yaşa takılıyor
Birbirlerini tebrik ettiler
Heyecanlı maça ilgi vardı
Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği…
Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti
Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller…
Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler…
Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı…
Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor…
Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme …
Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar…
Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo…
Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği!
Eskişehir'in gözde ilçesinde yatırımcılara yeni fı…
Kanunların Ruhu
Kanunların Ruhu
7 Mart 2014
09:22
A
a
Görüşler
Kanunların Ruhu
"Montesquien" 1748’de yayımlanan "Kanunların Ruhu" adlı yapıtında, siyaset biliminin ve çağdaş anayasa hukukunun özünü ortaya koymuştu:
"İktidarı elinde bulunduranlar, bir süre sonra bu iktidarı kötüye kullanmaya eğilim gösterirler. Onun için üç büyük güç, Yasama-Yürütme ve Yargı birbirinden ayrı olmalıdır..."
…….
Öyle bir bomba ki son telefon tapeleri...
"Adaleti uçuruyor!.."
Başbakan Erdoğan ile dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasındaki konuşmayla kanatlanıyor adalet!..
Doğan Grubu'nun Onursal Başkanı Aydın Doğan hakkında Sermaye Piyasası Yasası'na muhalefet iddiasıyla dava açılıyor...
Başbakan, Adalet Bakanı'na davanın yakın takibe alınmasını istiyor...
Beraat kararı çıkınca da rahatsız olduğunu iletiyor...
Bakan Ergin de, "Hakim Alevi" diyor:
"Yargıtay’da hallederiz..."
Erdoğan, Aydın Doğan'ı kastederek noktayı koyuyor:
"Bunların mahkum olması lazım..."
…….
Eğer bu konuşmalar doğruysa...
"Montesquien halt etmiş!"
Neymiş?
"Yasama -Yürütme ve Yargı birbirinden ayrı olmalı..."
Yazık ki göremedin!
Yüzyıllar sonra, bırak ayrı olmalarını, tek elde toplanıyor işte...
İki dudak arasında!
"Kimi gün savcı, kimi gün yargıç!”
Kemiklerin sızlıyor mu Montesquien?
Adaletin adı budur:
"Kanunların Ruhu..."
" Hooop hooop! Binecek var!..”
Yolunuz mutlaka İsmet İnönü Caddesi'ne düşüyordur...
Tramvaylar çalışmıyor ama, girmesi yasak olanlar cirit atıyor!
Hadi otoyu görüyor insan... Ama ya o elektrikle çalışan sessiz motorlar yok mu!..
Çileden çıkarıyorlar!..
Yanınızdan, bazen burnunuzun dibinden "zııp" diye geçiyorlar...
Bir pizzacı öyle gidiyordu ki, bakakaldık!..
Kaç yıldır binip gidiyoruz, hala tramvaya alışmaya da çalışıyoruz...
Kara-mizah gibi olaylar yaşıyoruz...
Geçen gün yine Vişnelik durağından bindik...
Tramvay tam hareket etti ki, iki genç birlikte bağırmaya başladılar:
"Hoop hoooop! Arkadaşlar geliyor, binecek var..."
Yabancı öğrenci oldukları belliydi ama, tramvay içinde bir kahkaha koptu ki, sonunda kendileri de gülmeye başladılar...
Görünen o ki…
Dolmuş alışkanlığını silmek kolay kolay olmayacak…
Rahibeyi baştan çıkaran kim?
Papazın biri, mahzende şarap fıçılarının yanına inmiş olan zangoca bağırıyormuş:
"Bizim şarapları kim bitiriyor?"
Zangoç da "Ne söylediğiniz duyulmuyor"' diye karşılık veriyormuş. Papaz ısrar etmiş:
"Seninkini ben duyuyorum da benimkini sen nasıl duymuyorsun?"
Zangoç da öyle:
"Yemin ederim ki duyulmuyor. Gelin yer değiştirelim, bir de siz deneyin bakalım duyacak mısınız?"
Yer değiştirmişler, bu kez Zangoç yukarıdan mahzendeki papaza bağırmış:
"Baş rahibeyi kim baştan çıkardı ey papaz efendi?"
Ses gelmeyince devam etmiş:
"Kilisede dua eden genç rahibeleri kim taciz ediyor ey papaz efendi?"
Biraz sessizlikten sonra papazdan yanıt gelmiş:
"Haklıymışsın, mahzenden hiç ses duyulmuyor yahu!"
Gösteren yaşı
Uçak bileti alırken 65 yaş indiriminden faydalanmak için müracaat etmiş adam.
Biletini aldıktan sonra gişedeki kıza teşekkür etmiş:
"Hiçbir evrak istemeden vatandaşın beyanına itimat etmeniz çok güzel..."
Kız gülerek, "Önemli değil efendim" demiş:
"Zaten 75 gibi gösteriyorsunuz î"
Nazi İmparatorluğu’ndan
"William Shirer"in "Nazi İmparatorluğu" kitabından okuyoruz :
-Berlin’de çıkan gazetelerin yazı işleri müdürleri ile Almanya'nın başka yerlerinde çıkan gazetelerin muhabirleri, her sabah Propaganda Bakanlığı'nda toplanırdı. "Gobbels", kendilerine hangi haberlerin yayınlanacağını, nasıl yazacaklarını anlatır, şehir dışındaki küçük gazetelere de bu emirler telgraf ya da mektupla ulaştırılırdı.
Ancak tek kalemden çıkan gazetelerin tirajları düşmeye başlayınca, Nazi yayıncıları fırsat bilip
bu gazeteleri teker teker satın aldı…
1934 yılında "Amman " ile "Gobbels", bir ara partiye aşırı derecede dalkavukluk eden gazete yazarlarından daha az yazmalarını istediler.
"Gruene Post” adındaki haftalık bir derginin yazarı bu sözleri ciddiye almak gafletinde bulundu...
"Elhem Welke" adındaki yazar, Bakanlığın baskı yaparak basını monoton hale getirmesinden yakındı.
Dergi hemen kapatıldı ve yazar "Gobbels" tarafından işinden attırılıp toplama kampına gönderildi...
Politika tarihi
Politikayla ilgili hangi kitabı okursanız okuyun, pek çok gariplik görebilirsiniz...
"Kimi ulusunu kurtarmak isterken kahredip yıkılmış, kimi de kendini kurtarmak isterken, ulusunu yakıp kahretmiştir..."
Fıkrasını bilirsiniz...
Doktor gelen hastayı muayene ettikten sonra , "Önce sigarayı bırakın" demiş.
"İçmem ki" demiş adam...
"Öyleyse içkiyi bırakın..."
"Onu da içmem..."
“O zaman kahveyi bırakın..."
Hasta, "Ağzıma bile koymam" yanıtını verince de "Vazgeçebileceğin bir şey yoksa " demiş doktor: "Ben de seni kurtaramam..."
Günün Şiiri
Toprak, güneş ve ben
Bu gün pazar
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar
Ve ben ömrümde ilk defa
Gökyüzünün bu kadar benden uzak
Bu kadar mavi
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak
Kımıldamadan durdum
Sonra saygıyla toprağa oturdum
Dayadım sırtımı duvara
Bu anda ne düşmek dalgalara
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım
Torak, güneş ve ben
Bahtiyarım...
Nazım Hikmet
Günün Olayı
Türkiye, makarna üretiminde dünya beşinciliğindeki yerini korumuş...
Makarnayı demokrasimizin vazgeçilmez unsuru haline getiren iktidara teşekkür borçluyuz...
Balthör
Günün Biberi
Paralel yapı devlet içinde nasıl mı inşa edildi?
Cumhuriyetçi kadrolar yerine "Alnı secdeye değiyor" diye Cemaatçi kadroların alınmasıyla...
Yani bile bile...
Akif Kökçe
Kolsuz Yaşar"dan
"Bu ne pislik, nedir bu olaylar?" diye sormaya hakkın yok senin…
"Çünkü, suya sabuna hiç dokunmadın ki!..”
Gerilim
Ülke için değil, koltuk için kelle koltukta mücadele ediyor şimdiki politikacılar...
Günün Sözü
Cüzdanı vicdanına ağır basana "işbirlikçi", midesiyle düşünüp bağırsaklarıyla karar verene "yalaka" denir...
Günün İncisi
Sadece paranın hükmettiği yerde, yasalar ne yapsın?
Petronlus
Özdeyiş
Bir ülkede küçük insanların gölgeleri büyüyorsa, o ülkede güneş batıyor demektir....
Cuk
Devletin derinliği, hükümetin sığlığıyla doğru orantılıdır...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...
YAZARLAR
-
Et ithalatından utanmalıyız
Kerem Akyıl
-
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Ali Baş
-
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Tarkan Demir
-
Çocuklarımızı koruyalım!
Seval Erci
-
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Ahmet D. Canoruç
-
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
Kaan Özcan
-
At hırsızı
Rifat V. Halas
-
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
Funda Morgül
-
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç
-
Kazım Kurt’un koltuğu
Arif Anbar
-
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
Hilal Köver
-
Sürdürülebilir kulüp kültürü
Konuk Kalem
-
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Tülin Karagöz
-
Düşükler neden tekrarlar?
Op. Dr. Alper Turgut
-
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Soner Yüksel
Et ithalatından utanmalıyız
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Çocuklarımızı koruyalım!
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
At hırsızı
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Kazım Kurt’un koltuğu
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Düşükler neden tekrarlar?
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
