Prof.Dr. Alper Çabuk

Kalkınma hamlesi...

Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı

23 Ocak 2017 09:36
A
a
Sütiş Eskişehir
Büyük kentlerimizde yaşayanlar, sıklıkla trafik sorunundan, altyapı sorunlarından, çarpık kentleşmeden şikayet eder. Diğer taraftan kentlerimizdeki en önemli sorunlardan biri artan nüfusa bağlı olarak ortaya çıkan istihdam sorunlarıdır. Kentlerimize bakıldığında gerçekten de işsizlik her geçen gün artmaktadır. Kurak geçen birkaç yılın ardından kentlerimizde ortaya çıkan bir diğer sorun susuzluktur. Geçen haftalardaki yazılarımda yazdığım gibi İstanbul’da sonbahar aylarında barajlardaki doluluk oranı % 30’lu rakamlara düşmüştü ve son bir aydaki rekor kar yağışı olmasaydı barajlarda İstanbullara birkaç ay yetecek su kalmıştı. Yani İstanbul’un su rezervi İstanbul nüfusu sabit kalsa bile, kurak geçen birkaç sezonun ardından bitme noktasına gelmektedir. Yeni yıla girerken İstanbullular ciddi bir elektrik kesintisini de tecrübe ettiler; bildiğim kadarıyla zaman zaman belli bölgelerde elektrik kesintileri yaşanıyor.
Sonra...
Sonra...
Sonra kentlerimizdeki çevre sorunları, sonra çarpık kentleşmeye bağlı kentsel dönüşüm gereksinimi, artan afet maruziyet riski...
Sonra....
Sonra....
Sonra, daha pek çok sorun...
Çözmenin en kolay yolu, sorun ortaya çıkmadan sorunun ortaya çıkacağını tespit edip, sorunun ortaya çıkmasını engellemektir. Yani çözümün en kolay yolu, köylüyü köyde tutmak, köyden kentte göçü önlemek, kentlerimizi bu kadar büyütmemekti aslında. Ancak kırsalda kalkınma hamlesini etkin şekilde başlatamadığımız için kentlerimiz hep çekim noktası haline geldi. Sadece ülkemizde değil, Dünya’nın birçok ülkesinde kentler çekim noktası oldu. Son bir yüzyılda kırdan kente göç öylesine arttı ki, yukarıda saydığım sorunların çoğu pek çok kentin ana sorunu haline geldi.
21. yüzyıl Dünyasının şehirliden çok köylüye ihtiyacı var artık. Size komik ya da enteresan gelebilir belki, ama bu, ülkemizi son yıllarda karıştırmak için elinden geleni ardına koymayan, tam olarak kimler olduğunu bilemediğimiz,  o meşhur dış mihraklar benim kendi tabirimle “derin dünya” tarafından da tüm Dünya’da desteklendi. Çünkü bu, üretken değil, tüketen ve dışa bağımlı toplumlar yaratmanın en kolay yoluydu. Peki bu saatten sonra ne yapılabilir? Kentten köye geri dönüşü sağlayacak politikalar uygulanabilir. Bu, giderek artan Dünya nüfusunun ihtiyaç duyduğu gıdaları temin etmek için bir çıkar yol olduğu gibi, yukarıda kısmen bahsettiğim giderek artan gelir adaletsizliğini, Dünya genelinde artan afetlere karşı maruziyeti ve maruziyet risklerini, Dünya genelinde artan istihdam sorunlarını çözmek açısından da çıkar yoldur. Ayrıca bu, Dünya’nın temel politikası haline getirilip, tüm Dünya’da doğru şekilde uygulanabilirse, bu, bu yazıda bahsetmediğim mülteci sorununu, terörü, bölgesel çatışmaları da çözmek için önemli bir araç haline gelecektir.
Tüm bunlar aslında giriş mahiyetinde yazmak istediğim konulardı, giriş uzadıkça uzadı, ana konuya bir türlü giremedim. Aslında bugünkü yazımda belirtmek istediğim konu, 2016 yılı tarımsal üretim ihracat değerlerine göre Konya’dan biraz daha büyük olan Hollanda’nın tarıma dayalı ihracat gelirinin 85 milyar Euro olarak gerçekleşmiş olması. Bu, geçen yıl itibarıyla 142.6 milyar Dolar olarak gerçekleşen ülkemizin toplam ihracatının neredeyse üçte ikisi kadar bir değer. Üstelik Hollanda’nın bugün tarımsal üretiminde önemli bir yer işgal eden kesme çiçek ve soğanlı bitkiler Anadolu topraklarından toplanıp, Hollanda’ya götürülmüş, yani bizim biyolojik zenginliğimizin bir parçası. Bu konuya gelecek haftalardaki yazılarımda tekrar geri döneceğim. Ancak şimdi artık yazıyı toparlamamız gerekiyor; toparlamak gerekirse, biri diğerinden daha önemlidir demek istemiyorum ama kentte kalkınma, kırsal kalkınmaya bağlıdır ve kalkınma bana göre kırsaldan başlamalıdır; eğer mevzuu bahis olan yer ülkemiz topraklarıysa biyolojik zenginliğimiz, tarım topraklarımız, bölgemizin avantajları göz önünde bulundurulduğunda tarım ve tarıma dayalı sanayi kalkınma hamlesinde önemli bir yer almalıdır...
Eğer bu günlerde “dış mihraklara karşı bir istiklal mücadelesi içindeysek”, bu mücadelenin ardından yapmamız gereken temel şey, yeni bir kalkınma hamlesi başlatmak olmalıdır. Bu kalkınma hamlesini kentlerden değil, kırsaldan başlatırsak, kentten köye geri dönüşü sağlayabilirsek, hem dış mihraklar, hem giderek yükselen döviz kuru, hem de kentlerimizde ortaya çıkan yukarıda bahsettiğim tüm sorunlar karşımızda diz çöker... İşte o zaman “yeni Türkiye, yeni bir Türkiye olur”.
Herkese iyi haftalar.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi