Küçük babadan kalma bir eviniz var… Lüks değil ama ihtiyaçlarınıza cevap veriyor. Belki birkaç ufak tadilat ile biraz para harcayarak daha iyi bir konuma getirebilirsiniz. Şehrin en güzel yerinde 50 senelik hatıralarınızı terk etmeden yaşayıp gidebilirsiniz.
Bir gün müteahhidin biri diyerek kapınızı çalıyor. Biz bu evi yıkalım, bu evin bahçesiyle birlikte araziyi alalım, sana başka ve arsa bedeli düşük olan bir arazi de lüks bir ev verelim diyor. Kabul eder misiniz?
İşte Kent Meydanı ve Yeni Stadyum’un vatandaş nazarında karşılığı bu ..
“Hizmet mi? O zaman neden vergi ödüyorum?”
Peki, karşılığını aldıktan sonra herhangi bir müteahhidin bile hevesle yapabileceği bir stadyum yapmak ve bunu her hafta Eskişehir’e büyük hizmet diye nitelendirmek ne kadar mantıklı?
Madem karşılığını almak için bu meydanın bir kısmını devlete vermek zorundayız, maden bu olmadan Stadyum yapılamayacak ve madem Stadyum’un parasını(150 Milyon TL) TOKİ’ YE yapım bedeli olarak verdik, o zaman neden vergi ödüyoruz? Kafam bir türlü almıyor, gerçekten anlayamıyorum.
Devlet tüm bu yatırım ve hizmetleri yapmak için, tüm bu ihtiyaçlara cevap vermek için vergi almıyor mu? “Kazandığım maaştan tutun da, aldığım her ürüne kadar ödediğim KDV’nin yanı sıra, maçlara giriş için aldığım bilet, tuttuğum takımın ödediği primler, vergiler, Futbol Federasyonuna ödenen katılım payları, lisans ücretleri v.s. kaynakları almanın maksadı ne?”
Madem bütçe yetişmiyor, madem kaynak yok… O zaman ufak bir tadilatla yerinde yapılabilecek bir stadyum, ya da” sadece üstünü kapatarak bile mutlu olabilecekken bizler”, yeni bir stadyum yapmak için ısrarcı olmanın anlamı ne?
“Bu bedelden ucuza yapılabilir mi?”
Peki, bu yapılacak stadyum için yatırım bedeli KDV hariç 130 Milyon TL derken, bunun sağlamasını, gerçekten değerinin bu olup olmadığını nasıl bileceğiz? Stadyumun bire bir projesi ile birlikte bu işten anlayan bilirkişiler bu projenin ederini bizler paylaştı mı?
“İktidar temsilcileri bu stadyum 350 Milyon TL değerinde bir yatırım demiş olsaydı? Buna hangimiz itiraz edebilecektik. Böylesi önemli bir konuda şeffaf olunması gerekmez miydi?”
“Ne Ak Parti, Ne Belediye”
Daha kullanılmaya devam edilen bir stadyumun mevcut alanına yapılabilecekler ile ilgili Kent Meydanı tartışmalarının geldiği boyuta ise hiç girmek istemiyorum. Zaten günlerdir yazıyoruz, daha önce de yazdık ve bu iş kabak tadı vermeye başladı. Bu konuda karşılıklı atışmalar, söylemlerin de sonu gelmeyeceğine göre, vatandaş ne yapsın, hangisine, nasıl güvensin?
Hizmet yapıyorum diyerek alana göz diken, alana bina yapmayacağız demesine rağmen Meydan olursa CHP’li Büyükşehir’e teslim edilmemesi için A.Ü. bu işe dâhil olsun diyerek siyasi manevralarıyla güven sarsan İktidara mı?
11 Kıllı bacak diye başlayan cümlelerle, yıllarca açık tribün üstünü kapatmaya yanaşmayan, Bursa Büyükşehir kendi Stadyumu’nu yaparken, bunu biz yaparız demek için 15 sene bekleyen Büyükşehir’e mi?
“Kusura bakmayın ama bir şehirli ve sıkı bir taraftar olarak bu konu da kimseye güvenmiyorum.”
“Tek bir cümlem var. O da keşke diye başlıyor”
Keşke…2009 yılında Mehmet Kılıçlar, Halil Ünal, Bülent Uygun Valilikte bir araya geldikleri ve “Stadyum yerinde kalacak, taraftarımızın istediği olacak, biz projelerimizi mevcut alana göre hazırlayıp 2 sene içinde modern bir stadyuma kavuşacağız” açıklamasının yapıldığı gün bitseydi bu iş.