Gaye Usluer, Ruhsar Demirel, Emine Nur Günay
3 Kadın, Eskişehir’de seçilebilir pozisyonda bulunan 3 Milletvekili Adayı oldu.
3’ü de Akademik kariyerinde önemli aşamalar kaydetmiş.
3’ü de Partilerinin Genel Merkez’inde önemli görevlere layık görülmüş.
3’ü de siyaseti tercih ederek siyasette erkeklere nazaran daha hızlı ve istikrarlı yükselmiş.
3’ü de önümüzdeki dönem vekillik koltuğunda bu şehri temsil edecekler.
Biri Doktor, Biri Eczacı, Biri Ekonomist üstelik 2’si profesör.
Rekabet ettikleri erkek adaylardan daha donanımlı, daha kariyerleri bir geçmişleri var.
Gel gelelim saha tecrübeleri Usluer dışında erkeklerle yarışacak düzeyde değil. O da şimdilik.
Demek ki kadın isterse oluyormuş.
Demek ki erkekler hadi gel aday ol demiyorlarmış. Bunu başaran, isteyen, kendini geliştiren ve hedefe odaklanan bir kadın olursanız herhangi bir cinsi ayrıma uğramadan iyi bir yere gelebiliyormuşsunuz.
Tabi mücadele safhası daha zorlu, daha çetin, daha engelli olabilir ama şu bir gerçek ki “kadın isterse” olur.
Elbette partisi, duruşu, olaylara bakışı önemlidir ama aslolan kadın ruhudur diye bakıyorum olaya.
Şefkati, merhameti, sonrasını düşünme yetisi, kenara kıyıya zor günler içinde biriktirdikleri ve daha zarafet, temsil, samimiyet konusunda biz erkeklerden daha önde oldukları bir gerçek. Kavgaları bile belli bir incelikte, söze dayalı ince zekâ ürünüdür kadınların.
Bu yüzden kadınlara siyasette yer verilmediğini düşünmüyorum. Kadınların erkeklere kıyasla siyasetten uzak durduklarını başka bir kariyer hedeflediklerini düşünüyorum. Zaten istedikleri takdirde temsili yarı yarıya paylaştıklarını görmek için uzağa değil Eskişehir adaylarını bakmak yeterli diye düşünüyorum. Sizce haksız mıyım?
“Şinasi Kula ve Sabah Kahvesi
Yayıncılık zor zanaattır ama bunu anlatmak daha da zor. İstikrar, bezmişlik, mecburiyet ve yaşanılan bazı sıkıntılarda tek başınıza mücadele etmeyi göze almadan bu yola çıkamazsınız. İzleyen herkes o işi dünyanın en kolay işi zanneder. Ne var ya çıkıp her gün 2 kelam laf edeceksin falan, filan türünden ciddiyetsiz yorumları yapanlar ne hikmet ise yolda kendilerine uzatılan mikrofona 3 kelimeyi birleştirip cümle kuramaz, kamerayı görünce diz bağları çözülüp öcü gibi kaçarlar.
Bu şartlar altında her gün saat 11.00’de bıkmadan, usanmadan ve daha neler yapabilir, üstüne koyabilirim diye uğraşan bir nefer var. Sabah Kahvesinde her gün bir şeyler anlatıyor, bir şeylerin mücadelesini veriyor ve istikrarı bozmadan yoluna devam ediyor. Sabah erkenden gelip hazırlanıyor sürekli istişare yaparak Soner daha nasıl zenginleştiririm diyerek fikir soruyor, yılmadan yoluna devam ediyor. Haklı olarak hem takdir hem de tebrikleri hak ediyor. Zira bu işe gönül veren hepimizin de hevesini besleyecek tek bir meta vardır. O da takdir ve alkış. Diğer alkışları da ilerleyen günlere bırakalım.