Kabukçuoğlu'nu dinlemeleri lazım

İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu, TBMM'de söz alarak Odunpazarı'na bağlı Emek Mahallesi'nde neden bir lise olmadığını sordu. Belki bazılarımız Emek Mahallesi'ne 'Mahalle' deyip geçiyor olabilir. Ancak 60 bin kişinin yaşadığı bu mahalle, Eskişehir'in bütün kırsal ilçelerinden daha büyük. Aynı zamanda söz konusu mahallenin AK Parti'nin oy deposu olduğunu da unutmamak lazım. Hoş son seçimlerde Kazım Kurt mahalledeki oylarını dikkate değer bir şekilde artırmıştı. Ancak memleketi yönetenlerin bundan bir ders çıkartıp çıkartmayacaklarını bilemeyiz. Siz her koşulda AK Parti'yi destekleyen bir Mahalleye bir liseyi bile yapmaya gerek görmezseniz, "Bunlar nasıl olsa bize oy verir" diye düşünürseniz, bir de üzerine Kazım Kurt gibi biri çıkıp mahalleyi hizmet bombardımanına tutarsa böyle olur işte... Biz Sayın Kabukçuoğlu'na geri dönelim. Memleketin işsiz üniversite mezunlarına değil, yetişmiş elemana ihtiyacı olduğunu ifade eden Arslan Kabukçuoğlu'na kelimesi kelimesine katılıyoruz. Emek Mahallesi dar gelirli vatandaşlarımızın oturduğu bir mahalle ve buradaki genç kızlarımızın, delikanlılarımızın ellerinde bir sanat olması çok önemli. Umarız yetkililer Sayın Kabukçuoğlu'nun yapıcı eleştirilerini dikkate alır.

Allah'ın selamı bile suç olmuş 

Saadet Partisi İl Başkanlığı yetkilileri, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'u ziyaret ederek, seçim başarısından ötürü tebrik etti. Saadet Partili yetkililere nezaketlerinden ötürü teşekkür eden Kurt, “Odunpazarı’nı siyasi parti ayrımı yapmadan tüm Eskişehirlileri kucaklayarak, halkçı bir anlayışla yönetiyoruz” dedi. İl Başkanı Fesih Bingöl'ün de bulunduğu bu ziyareti önemsiyorum. Belki birileri, "Alt tarafı basit bir nezaket ziyareti" diyebilirler. Eğer Almanya'da veya Macaristan'da yaşıyor olsaydık ben de aynı fikirde olurdum. Ancak bizim memlekette politikacılar kamplaşmaya ekmek kadar, su kadar ihtiyaç duyuyor. Nitekim Sayın Bingöl'ün ziyaretine de özellikle sosyal medyadan büyük eleştiriler yapıldı. Eleştirenlerin kimisi AK Parti'yi desteklemeyen Saadet Partililere yüklenmiş, kimileri de "Fırsat bu fırsat" diyerek Kazım Kurt'u eleştirmiş. Memleketin durumunu görüyor musunuz? Neredeyse Allah'ın selamını vermek bile suç sayılacak. Acaba AK Partili dostlarımız bu kamplaşma ortamının kendilerine zarar getirdiğini fark etmiyorlar mı?

ESOGÜ Büyükerşen'in yolundan gitti

Osmangazi Üniversitesi yönetimi, öğrencilerin faydalandığı yemekhâne ücretlerine yüzde 300 oranında zam yaptı. Ya da isterseniz "Zam" demeyelim de, havuz gazetecileri gibi konuşalım, "Fiyat güncelledi..." Önceden 2 lira olan yemek fiyatlarını 7 liraya çıkaran ESOGÜ yönetimi, bunu da yeterli bulmamış olacak ki fiyatları 8 liraya çıkarttı. Neyse ki daha sonra gelen tepkileri değerlendiren ESOGÜ yönetimi, zammı geri çektiğini açıkladı. Doğru olanı yaptıklarını düşünüyorum. Şimdi açık konuşalım; ben ESOGÜ yemekhânesinde çıkan yemeklerin 8 liraya bile kolaylıkla finanse edileceğini zannetmiyorum. Zira biliyorsunuz, uluslararası sarmısak baronları Türkiye'deki fiyatlara sürekli zam yapıyor. Hal böyle olunca da memlekette iğneden ipliğe kadar her şeye, "Fiyat güncellemesi" yapılıyor. Ancak eskiden üniversite yönetimlerimiz yemekhâne masraflarının ciddi bir kısmını sübvanse ederdi. Bu uygulamanın mimarı olan Yılmaz Büyükerşen'e öğrenciler teşekkür borçludur. Bir dönem Anadolu Üniversitesi Rektörü olan Profesör Büyükerşen, öğrencilerin yaşadığı sıkıntıları iyi bilir, çocukların içinde etin de bulunduğu adam gibi bir yemeği ucuza yemesini sağlardı. Sayın Büyükerşen'in kurduğu bu düzen günümüze kadar devam etmişti. Tam da "Bu güzel uygulama tarihe karıştı" diye endişe ediyorduk ki, Üniversite yönetimi zammı geri çektiğini açıklayarak yüreklerimize su serpti. ESOGÜ yönetimini aldıkları kötü karardan vazgeçtikleri için tebrik ederiz.