Yeni yerli otomobilin tanıtımı yapıldı. Bu köşeden çok kereler yazmışımdır, ülkemiz için hibrit ve elektrikli otomobil kullanımının hem ekonomik hem de ekolojik açıdan çok önemli olduğunu. Zira küresel ısınmaya yol açan sera gazı emisyonlarının ve ülkemizin cari açığının yine azımsanmayacak bir kısmı ulaşım sektöründe fosil yakıt kullanımına bağlı. Dolayısıyla seri üretime geçmesi planlanan bu yerli otomobil umarım fiyat ve performans açısından tatmin edici düzeyde olur ve önümüzdeki on yıl içerisinde ülkemiz sokaklarında yer alan araçların en az yarısı yerli elektrikli otomobil olur. Bunu başarabilirsek hem otomobil ithalatı ve fosil yakıt tüketimine bağlı cari açığımızı ciddi miktarda düşürmeyi başarmış, hem küresel iklim değişikliklerine yol açan sera gazı emisyonlarını azaltmış, hem de ciddi bir istihdam yaratmış oluruz. Bir taşla havadaki tüm kuşları vurmak gibi bir şey yani. Gelişmiş diğer ülkelerde olduğu gibi 2050 yılı hedefimizin ülkeye fosil yakıtlı otomobil girişini ve üretimini tamamen durdurmak olması beklentim.
Peki 2019 yılı itibarıyla neredeyiz derseniz, hibrit ve elektrikli araç satışı konusunda gelişmiş ülkelerin oldukça gerisindeyiz. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin açıkladığı 2019 yılı Türkiye otomobil ve hafif araç pazarında satış rakamlarına göre 2018’de sadece 155 elektrikli, 3.899 adet hibrit otomobil satışı, 2019 yılında Türkiye’de 222 adet elektrikli araç, 11.974 adet hibrit otomobil satışı gerçekleşmiş. ODD verilerine göre Türkiye Otomobil ve Hafif Araç Pazarı’nda 2012 yılından beri gerçekleşen elektrikli araç satış rakamı toplamı 879, 2012 yılından beri gerçekleşen toplam hibrit otomobil satış rakamı ise 21.390 olmuş.
Ülkemizdeki 2019 yılı içindeki otomobil satışları açısından bir değerlendirme yapacak olursak, buna göre otomobil ve hafif araç pazarında elektrikli otomobillerin oransal olarak payı %0,06, hibrit otomobillerin payı ise %3,09 mertebesinde kaldı. Yani biraz önce bahsettiğim on yıl içinde yüzde 50 hedefine ulaşabilmek, ülkemizde çok şeyi olumlu yönde değiştirir. Bazı kişilerin yerli otomobil üretme fikri karşısında ifade ettikleri “bu devirde otomobil üretmeni çok karlı bir yatırım olmadığı ve dünya devi firmalarla rekabet etmenin çok mümkün olmadığı” savının aksine, yerli elektrikli otomobil üretimi doğru şekilde kurgulanabilirse ülkemizin kaderini değiştirir. Gerçekten de bu devirde otomobil üreterek, fiyat açısından dünya devi firmalarla rekabet etmenin zor olduğunu kabul etsem de, ülkemizin sektöre katkı sağlayacak aktörlerinin bir arada hareket etmesi, katkı sağlaması ve bu kapsamda hazırlanacak bir stratejik plan doğrultusunda sağlıklı bir yol haritası çıkarılmasıyla bunun başarabileceğine de inancım sonsuz. Kısaca yerli elektrikli otomobil üretimi konusunun lansman sonrasında olduğu gibi iktidarı ve muhalefetiyle milli bir mesele olarak görülmesi ve lansman sonrası ortaya çıkan birliktelik ve kararlılık tablosunun sürdürülerek en kısa zamanda üretime geçilmesi hedeflenmelidir.
…………………….
Bir yılı daha geride bıraktık. Yeni yıl için dileğim 2020 yılı iyiliğin ve iyilerin kazandığı bir yıl olsun. Herkese iyi haftalar, iyi yıllar…