Dem Dem takılmadı
Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı
İşitme Engelliler yaşa takılıyor
Birbirlerini tebrik ettiler
Heyecanlı maça ilgi vardı
Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği…
Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti
Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller…
Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler…
Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı…
Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor…
Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme …
Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar…
Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo…
Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği!
Eskişehir'in gözde ilçesinde yatırımcılara yeni fı…
İyi seçimler
Soner Yüksel yazdı
5 Haziran 2015
00:45
A
a
Seçimle ilgili aylardır yazdığımız yazıların sonuncusudur bu yazımız. Bundan sonraki tüm yazılarımız seçim sonuçlarına ve sonrasına dair olacak.
Pazar günü vatandaşlık görevimizi yerine getirmek, vicdanımızın sesini dinlemek, umutlarımızı perçinlemek, adalet, hak, eşitlik ve herkes için özgürlük dilemek adına sandığa gideceğiz. Oyumuzu kullanırken kafamızdan bazı şeyler geçecek. Benim kafamdan geçecek olanlar ise bugün yazıyor olduklarım.
Adalet sistemi adeta felç olmuş. Hukuk’un üstünlüğüne inanan, verilen kararların vicdanları tatmin etmediğini söyleyebilen, savunabilen neredeyse kalmamış durumda. İnsanlar hakim ve savcıların verdiği her kararı doğru bile olsa siyasi olarak algılar hale gelmiş.
Ekonomik olarak rahatım diyebilenler sadece çok çok üst grubunda olanlar. Kredi ya da kredi kartı borcu olmayan, tek bir iş ile emekli maaşı ile geçinebilen insanlar kalmadığı gibi küçük, büyük tüm esnaflarda eskiyi mumla arar olmuş durumda. İnsanlar kendi dünyalarında iflas bayrağını çekmiş ve geleceğine dair tek umut kaynağı bu seçim olmuş durumda.
Devletin her kademesi kadrolaşmanın ataleti içinde zarar görüyor. Teknik görevlere bile yandaş isimler getirilmiş ve memuriyet değil propaganda uzmanı olmuşlar. Liyakate değil partili olup olunmadığına bakılıyor. Var olan kadrolarda kaygısı olanlar ise çaresizlikten miş gibi yapıyor. Bu atalet ise kamu kurumlarında ciddi bir israf ve kaynak kaybına sebep oluyor.
Silahlı kuvvetler yıpratılmış, en güvenilir kurum sıralamasında liderliği kaybetmiş, emniyet güçlerinin yarısı İktidar diğer yarısı cemaatçi gibi bir algı oluşturulmuş. İtiraz eden, hak arayan veya düşüncesini söyleyen paralelci yaftası ile diyar diyar sürülür hale gelmiş dolayısıyla güvenlik konusunda da en formsuz döneme girmiş durumdayız.
İnsanlar ciddi bir kutuplaşma içinde, kimse kimseye güven duyamaz halde, karşı düşüncede olan herkes düşman gibi algılanmakta. Siyaset insan onurunu, nezaketini, erdemini taşıyamaz ve katlanılmaz bir gömlek gibi olmuş. Baş düğme yanlış iliklendiği için hepsi onu takip ediyor. Öyle bir hale gelmişiz ki bu tür düşüncelerini yazan kişi benim gibi düşünmüyor diye bilmem ne çocuğu ilan edilebilir, 7 düvel sövülebilir veya başına bir iş gelmesine çok sevinecek kadar kara kalpli olunabilir. O kadar da değil demeyin inanın gönderdiği haberi gazete ve tv’de değerlendirmediğim için reklamını yapmadığım için hakkımda yan profilden niyet okuyarak bana şöyle düşünüyordun diyecek kadar ağır iftira atan kalbi ağır engelliler bile çıktı karşıma.
Din üzerinden yapılan siyaset ayağa düşmüş halde. Müslümanlığı savunuyorum diye yola çıkanlar küfre düşüyor, kul hakkına giriyor. Şeytani zihniyetlerin söylemleri ile infiale düşüp fotoğrafın bütününü görmekten, düşünmekten, dinlemekten, anlamaktan yana değil onlara işaret edilen hedefi parçalamaktan, canice hislerden dem vuruyor ve gerçek inananları da incitir hale geliyor.
Erk’ler e muhalif olan ya da onları zorda bırakacak işlere vesilen olanlar açık tehdit altında. Basın özgür değil. Onlardan olmazsan yandaşsın, vatan hainisin, paralelsin ve hesabını ağır ödeme tehditleri ile mücadele etmek zorundasın.
Bir yerde işe girmek, bir kurumdan ihale almak ya da vergi müfettişleri ile uğraşmamak için bir gücün parçası olmak zorundasın. Sıradan, taraf olmadan yaşamaya çalışmak gerçekten bertaraf olmak demek. Çoğu insan bu durum için böyle düşünüyor.
Algılar gerçeklerin önüne geçmiş durumda. Dayatılan neyse onu yapmak, ona inanmak, o düzene girmek gibi bir baskı var üstümüzde. Spor bile siyasetin tecriti ile ruhunu kaybetmiş.
Üretimden düşüyoruz, bilgiden düşüyoruz, samimiyetten düşüyoruz. Düşüyoruz yani hem de öyle böyle değil paraşütsüz, hızlıca ve yere yaklaştığımızın farkında olmadan.
Velhasıl yerimiz dar ama yüreğimiz geniş. Bunları düşünürken kullacağımız oyun rengi neresi belli değil ama neresi olmayacağı belli. Katılın ya da katılmayın ama ne olur düşünerek, kıyaslayarak oy kullanın ve sandıktan çıkan ne olursa olsun yeni bir seçime kadar o sonuca saygı duyun. Seçim şimdiden herkese hayırlı uğurlu olsun.
Pazar günü vatandaşlık görevimizi yerine getirmek, vicdanımızın sesini dinlemek, umutlarımızı perçinlemek, adalet, hak, eşitlik ve herkes için özgürlük dilemek adına sandığa gideceğiz. Oyumuzu kullanırken kafamızdan bazı şeyler geçecek. Benim kafamdan geçecek olanlar ise bugün yazıyor olduklarım.
Adalet sistemi adeta felç olmuş. Hukuk’un üstünlüğüne inanan, verilen kararların vicdanları tatmin etmediğini söyleyebilen, savunabilen neredeyse kalmamış durumda. İnsanlar hakim ve savcıların verdiği her kararı doğru bile olsa siyasi olarak algılar hale gelmiş.
Ekonomik olarak rahatım diyebilenler sadece çok çok üst grubunda olanlar. Kredi ya da kredi kartı borcu olmayan, tek bir iş ile emekli maaşı ile geçinebilen insanlar kalmadığı gibi küçük, büyük tüm esnaflarda eskiyi mumla arar olmuş durumda. İnsanlar kendi dünyalarında iflas bayrağını çekmiş ve geleceğine dair tek umut kaynağı bu seçim olmuş durumda.
Devletin her kademesi kadrolaşmanın ataleti içinde zarar görüyor. Teknik görevlere bile yandaş isimler getirilmiş ve memuriyet değil propaganda uzmanı olmuşlar. Liyakate değil partili olup olunmadığına bakılıyor. Var olan kadrolarda kaygısı olanlar ise çaresizlikten miş gibi yapıyor. Bu atalet ise kamu kurumlarında ciddi bir israf ve kaynak kaybına sebep oluyor.
Silahlı kuvvetler yıpratılmış, en güvenilir kurum sıralamasında liderliği kaybetmiş, emniyet güçlerinin yarısı İktidar diğer yarısı cemaatçi gibi bir algı oluşturulmuş. İtiraz eden, hak arayan veya düşüncesini söyleyen paralelci yaftası ile diyar diyar sürülür hale gelmiş dolayısıyla güvenlik konusunda da en formsuz döneme girmiş durumdayız.
İnsanlar ciddi bir kutuplaşma içinde, kimse kimseye güven duyamaz halde, karşı düşüncede olan herkes düşman gibi algılanmakta. Siyaset insan onurunu, nezaketini, erdemini taşıyamaz ve katlanılmaz bir gömlek gibi olmuş. Baş düğme yanlış iliklendiği için hepsi onu takip ediyor. Öyle bir hale gelmişiz ki bu tür düşüncelerini yazan kişi benim gibi düşünmüyor diye bilmem ne çocuğu ilan edilebilir, 7 düvel sövülebilir veya başına bir iş gelmesine çok sevinecek kadar kara kalpli olunabilir. O kadar da değil demeyin inanın gönderdiği haberi gazete ve tv’de değerlendirmediğim için reklamını yapmadığım için hakkımda yan profilden niyet okuyarak bana şöyle düşünüyordun diyecek kadar ağır iftira atan kalbi ağır engelliler bile çıktı karşıma.
Din üzerinden yapılan siyaset ayağa düşmüş halde. Müslümanlığı savunuyorum diye yola çıkanlar küfre düşüyor, kul hakkına giriyor. Şeytani zihniyetlerin söylemleri ile infiale düşüp fotoğrafın bütününü görmekten, düşünmekten, dinlemekten, anlamaktan yana değil onlara işaret edilen hedefi parçalamaktan, canice hislerden dem vuruyor ve gerçek inananları da incitir hale geliyor.
Erk’ler e muhalif olan ya da onları zorda bırakacak işlere vesilen olanlar açık tehdit altında. Basın özgür değil. Onlardan olmazsan yandaşsın, vatan hainisin, paralelsin ve hesabını ağır ödeme tehditleri ile mücadele etmek zorundasın.
Bir yerde işe girmek, bir kurumdan ihale almak ya da vergi müfettişleri ile uğraşmamak için bir gücün parçası olmak zorundasın. Sıradan, taraf olmadan yaşamaya çalışmak gerçekten bertaraf olmak demek. Çoğu insan bu durum için böyle düşünüyor.
Algılar gerçeklerin önüne geçmiş durumda. Dayatılan neyse onu yapmak, ona inanmak, o düzene girmek gibi bir baskı var üstümüzde. Spor bile siyasetin tecriti ile ruhunu kaybetmiş.
Üretimden düşüyoruz, bilgiden düşüyoruz, samimiyetten düşüyoruz. Düşüyoruz yani hem de öyle böyle değil paraşütsüz, hızlıca ve yere yaklaştığımızın farkında olmadan.
Velhasıl yerimiz dar ama yüreğimiz geniş. Bunları düşünürken kullacağımız oyun rengi neresi belli değil ama neresi olmayacağı belli. Katılın ya da katılmayın ama ne olur düşünerek, kıyaslayarak oy kullanın ve sandıktan çıkan ne olursa olsun yeni bir seçime kadar o sonuca saygı duyun. Seçim şimdiden herkese hayırlı uğurlu olsun.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...
YAZARLAR
-
Et ithalatından utanmalıyız
Kerem Akyıl
-
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Ali Baş
-
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Tarkan Demir
-
Çocuklarımızı koruyalım!
Seval Erci
-
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Ahmet D. Canoruç
-
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
Kaan Özcan
-
At hırsızı
Rifat V. Halas
-
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
Funda Morgül
-
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç
-
Kazım Kurt’un koltuğu
Arif Anbar
-
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
Hilal Köver
-
Sürdürülebilir kulüp kültürü
Konuk Kalem
-
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Tülin Karagöz
-
Düşükler neden tekrarlar?
Op. Dr. Alper Turgut
-
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Soner Yüksel
Et ithalatından utanmalıyız
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Çocuklarımızı koruyalım!
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
At hırsızı
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Kazım Kurt’un koltuğu
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Düşükler neden tekrarlar?
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
