Siyaseti yakından takip edenler, bir süredir İYİ Parti yönetiminin nasıl şekilleneceğini merakla bekliyordu. Son olarak teşkilatları doğrudan yöneten Meral Akşener’in imzasıyla birlikte, Eskişehir’deki yeni dönem de belli oldu.
Geniş bir yönetim kuran Edizgil ve arkadaşlarının işi pek kolay olmayacak. Öncelikle geniş bir yönetim oluşturulduğunun altını çizeyim. 48 kişilik bir yönetim kurulu ve 26 kişilik bir divan kurulu azımsanacak rakamlar değil.
Elbette yönetim kurulunun çok sayıda kişiden oluşması o partinin ne kadar kuvvetli olduğunu göstermez. Ancak herkesin “Bir ucundan tutması” da iyi bir şeydir. Yani parti için sorumluluk alacak kişi sayısının artmasının faydaları var. Öte yandan en hızlı yönetimler de az kişiden oluşan yönetimlerdir. Yönetimdeki kişi sayısı arttıkça, hantallaşma yaşanabilir. Başarılı bir yönetim olup olmayacağını zaman gösterecek.
Ancak bu yönetimin yükünün ağır olacağı muhakkak. Aslında bütün partilerin iş yükü çok ağırlaşacak. Çünkü Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden biri yaklaşıyor ve eldeki bütün veriler, seçimlerin çok gergin bir ortamda geçeceğini gösteriyor.
Edizgil Yönetiminin güçlü isimlerden oluştuğunu söyleyebilirim. Bu arada siyasete yeni atılan genç isimlere de yer verilmiş. Yeni yönetimde yer alan isimleri gazetelerden bulmanız mümkün. Bu isimlere dikkat edenler aralarında Kerem Akyıl adını da görecektir. Ortada bir isim benzerliği yok. O Kerem Akyıl, bu Kerem Akyıl…
Tabii bir insanın hem gazeteci olup hem politikacı olması kolay bir iş değil. Çünkü siyaset esasen taraf olmak demektir. Gazetecilik ise esasen tarafsız olmayı gerektirir. Yine de bir koltukta bu iki karpuzu taşımayı beceren politikacı – gazeteci meslektaşlarımız var. Onlardan biri olmayı hedefliyorum.
Siyasetçilerin aklı başında adamlar olması lazım. Onlar kavga ettiği zaman, toplumun huzuru hepten kaçar. Umarım Eskişehir’de barış ve huzur içinde bir genel seçim geçiririz. İşte o zaman kazanan Türkiye olur…
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Eskişehir’i sevdi. Daha önce iki kere genel af çağrısında bulunmak için F Tipi Cezaevi’ne gelen Sarıgül, bu kez de grevdeki işçileri ziyaret etti.
Mustafa Sarıgül Türk siyasetinin renkli isimlerinden. Zaman zaman bir piknik tüpünü baba şefkatiyle okşarken görüyoruz kendisini. Bazen 5 yaşındaki bir çocuğu yoldan çevirip, “Başaracaksın!” motivasyonu veriyor. Tabii 5 yaşındaki çocuk neyi başaracağını bilmediği için, Sayın Sarıgül’e boş gözlerle bakması küçük bir ayrıntı oluyor. Bazen kahveye dalıp, köşede okey oynayanların ay çekirdeğine ortak olup, “Ben kimim? Tanımadınız mı?” diyebilecek kadar da samimi bir isim.
İşte o Sarıgül Eskişehir’e geldiğinde rivayet odur ki, genç ve başarılı bir gazeteciye, “İl Başkanım olur musun?” demiş. Yine rivayet odur ki genç gazeteci biraz afalladıktan sonra, gerekli nezakette “Hayır” yanıtını vermiş.
Şimdi bir gazetecinin siyasete atılması hakkında olumsuz konuşursam, kendi kendime laf sokmuş olurum. Bülent Ecevit dâhil, dünya üzerinde siyasete atılmış başarılı pek çok politikacı var. Ancak il başkanlığı gibi önemli bir mevkiye ilk gördüğü kişiye adaylık teklifi yapmak biraz garip geldi doğrusu. Karşınızdaki deli midir, uslu mudur? Sağcı mıdır, solcu mudur? Hırlı mıdır, hırsız mıdır?..
Hani pazardan karpuz alırken bile üzerine iki şaplak atıp, “tok tok” ses geliyor mu diye kontrol edersiniz.
Ne diyelim; Allah herkesin partisine, iyi il başkanları nasip etsin.
Edizgil vatansever Çalışkan dürsttür başarılar
Edizgil başkan hayırlı olsun