İYİ Parti'de seçim heyecanı başladı. Bilindiği gibi İYİ Parti yerel seçimlere Ramis Tunca yönetiminde gitmişti. Seçimlerden sonra Tunca'nın istifasıyla birlikte Mehmet Ektaş dönemi başladı. Bazı kişiler Tunca yönetiminin, Odunpazarı'nda seçimi kaybettiği için istifaya zorlandığını ileri sürüyor. Öncelikle şunu açıkça belirteyim; Parti'nin Genel Merkezi, Eskişehir'dekilere, "Kesinlikle Odunpazarı'nda CHP'yi desteklemeyeceksiniz" talimatını verdi. Muhtemelen CHP muhaliflerinin, "Kazım Kurt'un yanındaki kişiler HDP'ye sıcak bakıyor" söylemininden rahatsız oldular. Bu tip şayiaların Türkiye genelinde kendilerine oy kaybettireceğinden endişe ettiler.
Bilemeyeceğim artık...
Şimdi İYİ Parti için seçim süreci başladı. Mevcut başkan Ektaş'ın yeniden aday olacağını tahmin ediyoruz. Mihalıççık Belediye Başkan adayı Serdar Ulucan'ın da seçimlere girmek için hazırlandığı yönünde duyumlarımız var. Kendileri ve partileri için hayırlısı neyse o olsun.
Bu arada eski Başkan Ramis Tunca'ya yönelik "Yeniden aday olun" tarzında baskılar yapıldığını da biliyoruz. Tunca'nın parti içinden gelen 'Aday ol' baskıları karşısında nasıl bir tutum sergileyeceğini bekleyip göreceğiz. Fakat aday olması durumunda İYİ Parti içindeki seçimlerin bütün dengeleri değişecektir...
Atanmışlar atasın ki seçilmişler seçebilsin
Gelelim CHP'ye...
Bilindiği gibi CHP'de atanmış başkan Rabia Akman görevden alınmış ve yerine Abdülkâdir Adar atanmıştı. Daha sonra eski atanmış başkan Rabia Akman, yeni atanmış Abdülkâdir Adar yönetimini mahkemeye verdi. Mahkeme atanmış Rabia Akman'ı haklı bularak, atanmış Abdülkâdir Adar'ı görevden aldı ve CHP'ye kayyum olarak yeni bir yönetim atadı. Şimdi mahkeme tarafından atanmış yeni yönetim seçime gidecek. Yani CHP'de atanmışlar atanmışları mahkemeye verip yeni bir yönetim atandırdı ki, atanmışların yapacağı seçimle gelecek yönetim partiyi yeni bir seçime sokabilsin. Böylece de seçilmişler, yeni bir seçilmiş yönetimin önünü açabilsin.
Vallahi yazarken ben yoruldum; Brezilya dizisi gibi oldu mübarek...
Sizi bilmem ama ben bütün bu gelişmeleri CHP gibi Türkiye'ye demokrasiyi getirmeyi hedeflemiş bir partiye yakıştıramıyorum.
Her neyse...
Eski İl Başkanlarından Sinan Özkar'ın adaylığını açıkladığını biliyoruz. Sayın Abdülkâdir Adar da aday olabilir. CHP'ye yakışan birden fazla adayın, demokratik bir yarışın içine girmesi. Sonuçların partileri ve adayların şahsı için hayırlı olmasını temenni ederiz. Bu arada CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı'nın Bursa'da düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmaları da bir köşeye not edelim. Sayın Salıcı genel olarak seçilmiş belediye başkanlarının il ve ilçe yönetim seçimlerine karışmaması gerektiğini belirtmiş.
Salıcı'nın bu sözlerine gülmek mi lazım yoksa ağlamak mı kestiremiyorum. Şahsen gülmeyi tercih ediyorum. CHP'deki 'ağalık' hâline gelen delege sistemi olduğu müddetçe, belediye başkanlarının seçimlere karışmaması düşünülemez. Dolayısıyla Salıcı'ya, "Hoş konuşmuş" diyebilirsiniz. Ancak ben "Boş konuşmuş" demeyi tercih ediyorum.
Göreceksiniz Eskişehir'de de Özkar ve Adar arasında geçcek seçimde, "Hangi belediye başkanının istediği oldu" sorusu daha çok gündeme gelecek...
46 milyarın var mı?
Geçtiğimiz günlerde IMF Heyeti Türkiye'ye gelerek bir dizi görüşmeler gerçekleştirdi. Şimdi buradan yola çıkarak, "Hükumet IMF ile anlaşıyor" diyemeyiz. Çünkü IMF yetkilileri zaman zaman üye ülkeleri ziyaret ederek, o ülkenin ekonomik fotoğrafını çeker. Üstelik bu ziyaretler sırasında sadece hükumet yetkilileriyle değil, muhalafet temsilcileri ve işadamlarıyla da görüşmeler yapar. Yani ne hükumet IMF ile anlaşıyor ne de muhalefet gizli ve karanlık bir takım anlaşmalar yapıyor. Zaten muhalefet hangi yetkiye sahip ki Türkiye adına bir antlaşma yapsın?
Bu arada tam da IMF heyetinin Türkiye'ye geldiği sırada Bankacılık Denetleme Kurulu, Türkiye'deki bankaların 46 milyar liralık batık kredi ile karşı karşıya olduğunu açıkladı. Daha önceleri bu rakamlar halktan gizlenirdi. 46 milyar liralık batık kredi hem iş dünyasının berbat bir durumda olduğunu gösterir hem de bankaların ama özellikle de kamu bankalarının batma tehlikesine girdiğini...
Sahi; biz o 46 milyar Türk Lirasını nereden bulacağız? Hükumetimiz kendisine 2 tane az saray yaptırarak veya üç ballı ihaleyi iptal ederek bu parayı mı bulacak? Yoksa ota böceğe zam gelerek ve vergilere yeni salmalar eklenerek ve bu masraflar vatandaşın omuzuna mı yüklenecek?
Bilin bakalım hangisi olacak?..
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...