Önceki gün Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin yapmış olduğu seçim ittifakı sonucu SP çatısı altında seçime girecek milletvekili adayları ziyaretimize geldi.
Ziyarette BBP İl Başkanı Ahmet Ulupınar ile SP İl Başkanı aynı zamanda ittifakın birinci sıra adayı Fesih Bingöl’de vardı.
Her iki partinin il başkanları da milletvekili adayları da bir birleriyle çok çabuk uyum sağlamışlar. Sanırsınız kırk yıldır her iki partinin il başkanları da milletvekili adayları da tek çatı altındalar.
15 dakikalığına geldikleri ziyarette sohbet tatlı! Olunca bir saatten önce kalkamadılar.
İttifak, siyasi partilerin milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na vermelerinin son günü olan 7 Nisan’da gerçekleşti. Oysaki ben bildiğim kadarıyla ittifak görüşmeleri yaklaşık bir aydır sürüyordu.
SANKİ 40 YILDIR AYNI ÇATI ALTINDA GİBİ
Yukarıda da yazdım. İttifakın adayları, hatta il başkanları bir birleriyle çabuk kaynaşmışlar. Doku uyuşmazlığı sorunu yok. Önemli olanda bu. Eğer böyle bir sorun yaşansaydı ittifakın başarılı olması mucizelere kalırdı.
Seçime birlikte girme kararı alan Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nce kurulan Milli İttifak’ın birinci sıra adayı Fesih Bingöl’e sorduk.
‘Bu ittifak tabanda ilgi gördü mü? Toplumsal karşılığı nasıl?’ diye.
Cevap: “İttifak’ın toplumsal karşılığı olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Bu ittifak ciddi karşılık buldu. Üç önemli konuda ciddi çalışma yürütüyoruz. Çok yakında seçmenin karşısına çıkacağız. Sivil, demokratik, insan haklarına saygılı bir anayasa ve özgürlükçü bir hukuk sistemine acilen ihtiyaç var. Ağır sanayi ve yüksek teknolojiye dayanan üretim ekonomisine ihtiyaç var. Nitelikli, ahlaki ve manevi değerlere dayanan eğitim sistemine ihtiyaç var. İktidarın önünde çok anket var. Bırakın 400’ü, 330’u tek başına iktidar olamama riski var. Seçmen, geçmişte baraj nedeniyle oyların boşa gideceğini düşünüp bu partileri tercih etmiyordu. Şimdi öyle bir durum yok. Kimsenin oyu boşa gitmeyecek. İnsanlar, Milli İttifak’ın baraj sorunu olmadığına inanmaya başladı. ”
BBP İl Başkanı Ahmet Ulupınar ise şunları söyledi:
SOKAKTAKİ SİNERJİ GÜZEL
“2011’de iki parti toplam yaklaşık yüzde 2, son yerel seçimde ise yaklaşık yüzde 5 oy aldı. İki parti ortaklaşa anket yaptırdı. Çoğu büyükşehir 39 ilde 13 bin kişiyle yüz yüze anket yapıldı. İttifak’a oy verip vermeyeceği soruldu. Yüzde 7,3’ü ‘kesin oy veririm’ dedi. Yüzde 8’i de ‘oy verebilirim’ diye cevapladı.2011’de AK Parti’ye oy veren seçmenin yüzde 13,4’ü, MHP seçmeninin 14,7’si, CHP seçmeninin 6,4’ü, HDP seçmeninin yüzde 3,2’si ‘bu ittifaka oy verebilirim’ dedi. Sinerjimiz daha tam olarak yayılmadı. Bu son derece yakışan bir ittifak oldu. Sokaktaki sinerji güzel”.
Daha önceki bir yazımda ifade etmiştim. Tekrarlıyorum. Her iki partinin il başta genel başkanları, il başkanları, milletvekili adayları bu ittifakın neden önemli olduğunu seçmene iyi anlatarak kabul görmelerini sağlayabilirlerse bende barajı aşacağı düşüncesindeyim.
Durmak yok! Mahalle mahalle, ilçe ilçe, köy köy 50 gün boyunca ayak basmadık toprak, dokunmadık insan bırakmazlar ise 8 Haziran’ın sabahının ilk ışıklarında bunun karşılığını alabilirler. Ama önce buna Saadet ve Büyük Birlik Parti’sinin üyeleri, bu davaya gönül verenler inanmalı. Onlar inanırsa, seçmeni de ikna etmekte zorlanmazlar.
‘Kararımı Genel Başkanımla paylaştım’
İki günden beri Demokrat Parti içerisinde yaşananları yazıyorum. Özellikle son kurultaydan sonra kaynayan kazanın altına birileri hâlâ odun atarak suyu iyice kaynatma gayreti içerisinde.
İki gün üste DP ile ilgili yazdığım yazılardan sonra dün önce İl Başkanı Emre Demir, daha sonra da Tepebaşı İlçe Başkanı Yüksel Alem telefon ettiler.
Emre Demir, dünde yazdığım gibi yaklaşık bir yıldan beri isteksiz görev yapıyordu. 6 yıldan beri il başkanlığı dönemi içerisinde ilk kez son bir yıl kendisini isteksiz gördüm. Nedeni belli. Partinin tepesinde bir kıpırdanma yok ki, il başkanı ne yapsın?
Aslında yukarıya da hak vermek gerektiğini düşünüyorum. Para yok, pul yok. Hazine yardımı alamıyorsun. Sağdan soldan gelen ufak tefek yardımlar ve genel merkez yöneticilerinin katkıları ile bu hizmet bu kadar yapılır. Genel Merkezde para yok ki, teşkilatlara göndersinler. Bu da madalyonun diğer yüzü..
‘KİMSENİN BASKISI YOK’
Demokrat Parti İl Başkanı Emre Demir ile telefonda yarım saate yakın sohbet ettik. Kendisine Genel Merkez’den, Genel Başkan’dan veya GİK ve MKK üyelerinden istifa etmesi için herhangi bir baskı yapılıp yapılmadığını sordum.
“Sadi Bey geçtiğimiz günlerde Ankara’ya partimizin genel merkezine gittim. Genel Başkanımızı da ziyaret ettim. Bu ziyarette kendisine istifa kararımı bizzat yüzüne karşı belirttim. Önümüzde bir seçim var. Bu seçimlerde partimizin milletvekili adaylarının yanında görünmez isem yanlış anlaşılır. Ancak dediğim gibi gerçekten zaman ayırmam çok çok zor. Bir-iki gün olsa fedakârlık yapayım. Ancak önümüzde nerden baksanız 50 gün var. Ben bu kadar uzun bir süre işimin başından ayrılamam. Hatta seçim öncesi bir arkadaşı il başkanı olarak görevlendirecek olur ise kendisini kamuoyuna tanıtabileceğimi de söyledim. Genel başkanımda benden yana bir sıkıntısı olmadığını, yola devam etmek istediğini söyledi. Ancak biliyorsun bir yıl önce babam vefat etti. Babam sağken bazı işleri o yapıyordu bana da boş zaman kalıyordu. İkincisi büyük bir yatırıma girdik. Bunun da takibi gerekiyor. Bu gerekçe ile ben ve birlikte görev yaptığım yönetim kurulundaki arkadaşlarım istifa etme kararı aldık. Yeni atanacak il yönetimi içerisinde birlikte görev yaptığım isimlerde olabilir. Tercih kendilerinin. Ancak bana ne genel başkanımdan ne de GİK Üyesi Fevzi Yalçın ile MKK Üyeleri Necmettin Yavuz ve Hasan Hüseyin Kaya’dan bir talep veya baskı gelmedi.”
İstifa zaten tek taraflıdır. Emre Demir ile yönetim kurulu üyeleri istifa kararlarını da karar defterine işlediler ise istifa işlemi yürürlüğe girmiş olur. Geriye sadece bu kararı Genel Merkez’e bildirmek.
‘VAKTİM DE NAKDİM DE YOK’
Demokrat Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Yüksel Alem’de telefonda kimseyle bir sorunun olmadığını, istifa kararının nedeninin emeklilik döneminde de bir kurumda sabah: 08.00 ile 18.00 arasında görev yapacağından dolayı zamanı olmadığını hatırlattı.
“Bende uzun yıldan beri Tepebaşı İlçe Başkanlığını yapıyorum. Partiye yeni yüzler lazım. İstifamızdan sonra atanacak yeni yönetim partiye yeni ruh ve heyecan getirebilir. Bizim başaramadığımızı belki yerimize atanacak arkadaşlar başarabilir. Ben Demokrat Partiliyim. Yine de boş zamanlarımda benden yardım talep edilirse o yardıma da hazırım. Kimseyle kişisel problemim yok. Ayrıca seçim dönemi paraya ihtiyaç var. Benim ne vaktim ne de nakdim var” dedi.
ODUNPAZARI ‘YOLA DEVAM’ DEDİ
İl Başkanı Emre Demir ile Tepebaşı İlçe Başkanı Yüksel Alem ve yönetimleri istifa kararı alırken, Odunpazarı ilçe başkanı ile yönetim kurulu üyeleri ‘yola devam’ demişler.
Odunpazarı İlçe Başkanı Muharrem Karaçay’a telefon ettim. “İl ve Tepebaşı İlçe yönetimleri görevi bırakırken siz neden göreve devam ediyorsunuz?” diye sordum.
“Sadi Bey ben kendimi bildim bileli Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi ve Demokrat Parti’nin içerisindeyim. Partime dün de hizmet ettim. Bugünde hizmete devam etmek istiyorum. İl ve Tepebaşı İlçe yönetimin istifa kararlarını Odunpazarı ilçe yönetim kurulunu toplayarak kendilerine anlattım. Ne yapmamız gerektiğini kendilerine tek tek sordum. Yönetim Kurulundaki tüm arkadaşlarım istifa etmeme düşüncesini belirttiler. Bu karar sonucu biz Odunpazarı İlçe Yönetimi olarak göreve devam etme kararı aldık. Genel Merkezimiz yarın bizi görevden alırsa onu bilemem. Ama bir gerekçesi olması lazım” dedi.
İşte Demokrat Parti içerisinde son yaşanan gelişmeler böyle. Önümüzdeki günlerde yeni gelişmeler yaşanacak olursa onu da sütunlarımdan aktaracağım.