Her gün şehit haberi gelirken “bedelli”lerin vicdanı hiç mi sızlamaz?
“Onlara hak veriyoruz…”
Sorunun doğrusu şöyleydi:
“Bedelli çıkaranların hiç mi vicdanı sızlamaz?”
…….
Yandaki karikatür gibi olabilir ama, yaşadığımız anıları “bedelli”ler rüyalarında göremezler…
Balıkesir’deki Ordonat Okulu’nda öğrenciydik…
Tam 30 kişilik koğuştayız…
Yaşımız geçkin olduğu için “Baba” derlerdi…
Daha ilk günlerde gazete kavgası çıktı…
Kimi “Tercüman” istiyor, kimi “Cumhuriyet…”
İkisine de “hayır” deyip el koyduk:
“Hürriyet ve Milliyet alınacak…”
…….
Vize’de yedek subayız…
Bir gece nöbetteyiz ve geziyoruz bölgeyi, yerde bir asker…
“Kalk” diyoruz tınmıyor!
Çevredekiler “anlamaz komutanım” diyor…
Yaşı 50’ye yaklaşmış, üç karısı, sekiz çocuğu varmış…
“Ne işi var askerde?”
Orada düşünmüştük “Bu mudur?” diye:
“Alavere dalavere
Kürt Memet nöbete!”
…….
Hep astsubay arkadaşlarla bir olduk.
Onlar “poker” öğretmeye çalıştılar, biz de “anastra”yı…
Tam öğrenmişlerdi ki…
“Askerlik bitti…”
…….
Bugünlerde torunlarından başka bir şey düşünmeyen “Ahmet Atuk”un dilinden düşmeyen tekerlemedir:
“Verme bisikleti Kürde, gider çarpar valiye!..”
Ama bunun da bir “bedeli” vardır…
7 Haziran seçimlerinden önce hiç görünmeyenler, birden ortaya çıktı:
“İşte hendek, işte deve!..”
***********
Günün Sorusu
Hendek ve barikatlarda mevzilenen silahlı militanlar “öz yönetim savaşı”nı sürdürdükçe, acılı ve sıkıntılı tabloyu değiştirmeye olanak var mı?
Melih Aşık
Günün Sözü
Ölüm, bedeninizi yok edebilir, ancak olgunluğunuzun eserleri ölümsüzdür…
Günün İncisi
Kara kargalar gülistanı işgal ettikleri zaman, bülbüller siner ve susar!..
Gerilim
Kimse kendini kandırmasın! Salt PKK’nın üstüne giderek Kürt sorunu çözülemez.
PKK’nın bu eylemleriyle de çözülmez, ilan ettiği amaçları da gerçekleşemez…
Ali Sirmen
Özdeyiş
Her günü ne kadar iyi yaşıyorsanız, o kadar az ihtiyarlarsınız…
Hanri Benazus
Kıssa-dan
Seçmen de kadın gibidir. Sizi seçmiyorsa, bu sizi sevmediğinden değil, sizin yeterli çabayı göstermemenizdendir…
Balthör
Cuk
Hınç, zayıflıktan doğar ve sonuçta yine zayıfı boğar…
Günün Balı
Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün getirdiği çıkardan daha verimli olursa, o ülke batar!..
Ayyyy! Para da mı verecekler?
Fıkrayı dostumuz “Göksel Gürel” göndermiş…
-Kilisenin kimsesiz yurdunda 18 yaşını bitirmiş üç kızın yurttan ayrılma töreninde başrahibe kürsüye çıkmış:
“Bugün özenle korunduğunuz dünyadan günah dolu bir ortama adım atıyorsunuz. Uyarmalıyım ki, erkekler sizi elde etmek için her şeyi deneyeceklerdir. Sizleri yemeğe davet edecekler, içki ikram edecekler, oradan evlerine veya motellere götürecekler, sizlere korkunç şeyler yapıp işleri bittikten sonra cebinize 40-50 dolar koyup başlarından savacaklardır.”
Kızlardan biri “Bir dakika efendim” demiş:
“Yani bizden istifade ettikten sonra bir de para mı verecekler?”
Rahibenin “Evet yavrum neden sordun?” demesi üzerine kız yanıtını vermiş:
“Hiiç efendim!.. Rahip bizi sadece şekerle savuruyordu da!..”
*****************
Anlaşıldı kardeşim
Doktora giden adam derdini anlatmış:
“Efendim, nedense kapıdan değil hep pencereden dışarıya çıkmak istiyorum.”
-Neden?
“Pencereden çıkmak daha kolay oluyor.”
Bu yanıtı duyan doktor teşhisi koymuş:
“Anlaşıldı kardeşin, sen sezaryenle doğmuşsun!”
****************
Cumartesi Öyküsü
Sarığı tutuşan Hoca’nın feryadı
Sarıklı hoca, medresede ders anlatırken, genç mollalardan biri parmak kaldırmış:
“Susadım hocam…”
Hoca dilin basitliğine sinirlenmiş:
“Susadım” denmez:
“Derûnum ateş-i nâr ile püryân idi günden, bir kadeh lebriz ab-ı hoşgüvar, nûş eyleyerek, teskînive bu sûret ile iktisâb-ı ferâh-ı bî şumâr eylemeliyim” demeliydin…
Ve sopasını sallayarak eklemiş:
“Cahiller gibi susadım demek olur mu?”
…….
Aradan bir zaman geçmiş, bir gün sınıftaki mangaldan fırlayan bir kıvılcım, gelip hoca efendinin sarığının kıvrımına girmiş…
Hocanın haberi yok!
Aynı genç molla hemen parmağını kaldırmış:
“Ey hâce-i bî, misal, v’ey üstad-ı zı-ketmâl, bu şâkird-i pür, ihmâl, şol vechile arz-ı hâl eyler ki, bu hikmet-i müte’al, nâr-ı mangaldan bir şerâre-i cevvâl pertâb ile ser-i âliyyü’l âlinizdeki sarığı işgal eylemiştir.”
Hoca, elini başına atar atmaz sarığın tutuştuğunu anlar ve bağırır:
“Bre melun, sarığın tutuştu desene!”
********************
En kalıcı eserler
Yurt dışında çalışan ya da gezip görenler, Batı demokrasilerinde bir gelenek olduğunu dile getirirler…
“Anılardan oluşan kitaplar…”
O kitaplarda siyasetin aslında ne kadar karmaşık bir oyun olduğunu yazıya dökülen samimi itirazlardan anlıyor, önemli olayların perde arkasını öğrenme fırsatı buluyorsunuz…
“Peki, bizde neden öyle bir şey olmuyor?”
Nedeni açık… Çünkü bizim siyasetçiler Hak’ın rahmetine kavuşana kadar siyasetin içinde!
Koltuğu kaybetseler bile, “Nasıl olsa bir gün döneriz” diye kalemi ellerine almıyorlar.
Oysa işi zamanında bırakıp köşelerine çekilseler…
Yaşadıkları olayların bilinmeyen yönlerini kağıda dökseler, Türk siyasi tarihine en kalıcı eseri bırakmış olmazlar mı?
*********************
Günün Şiiri
Barış
Kanlı savaşların en korkuncu
Birinci, ikinci, üçüncü
Ve biliyorum daha kaçıncı
Sıra sayılarını aldığı zaman
Evrensel bir korodur başlayan
Sen benim çatal yüreğimsin
Durmadan seğiren sağ gözümsün
Bulutlarla gönenmiş ilk yazımsın
İlk göz ağrımsın, ilk göz ağrım
Seni bütün çiçeklerde koklarım…
Numan Evrenes (Varlık- 1952)
***********
Günün Fermanı
Müzikten “SOL” notası derhal çıkarıla!..
Bir parmak bal
Bir Alman televizyonunda ünlü bir sosyolog diyor ki:
-Farenin kapandaki bir dilim peyniri veya balığın oltanın ucundaki yemi yutmasını, hayvanların akılsızlığına veririz.
Oysa, insanlar çok daha kolay avlanırlar…
“İktidarlar, toplumun ağzına bir parmak bal çalarak milyonları tavlarlar!”
Doğru söze ne denir?
“Yalan mı?”
Günün Kötüsü
İntikam, sizi düşmanınızın seviyesine indirir…
Günün Olayı
Öz yönetim diktatörlüğün panzehiridir. Bölge halkı öz yönetimi benimsemiştir. Dünya öz yönetim talebimizi görmelidir…
Selahattin Demirtaş (HDP Lideri)
Günün Biberi
“Hükümet gibi kadın” tanımı artık “güçlü kadını” değil, “evde sözü geçmeyen kadının çaresizliğini” anlatıyor!
Akif Kökçe
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...