Bektaşi köyden köye giderken bakmış:
“Köylüler yağmur yağması için, gürültü patırtı çoluk çocuk dua ediyorlar”
“Yahu” demiş:
“Yağmur için bu kadar törene ne gerek var. Ben size hemen yağmur yağdırırım”
Köylüler sormuşlar:
“Sende keramet mi var?. Yağdır bakalım da görelim”
Bektaşi gömleğini çıkarmış.. Güzelce ıslatmış.. Sonra da sıkıp kurusun diye bir çalıya asmış.
Gerçekten de çok geçmeden yağmur başlamış..
Köylüler sormuşlar:
“Erenler bunun kerameti nedir?”
Bektaşi başıyla gökyüzünü işaret ederek şöyle demiş:
“Bu günlerde aramız bozuk.. Gömleğim kurumasın diye yağdırdı”
---//--
TBMM Başkanlığı seçimi 30 Haziran’da yapılacak..
Şimdiden siyasi partiler pazarlığa başladılar..
CHP’den Deniz Baykal..
AKP’den Nabi Avcı..
MHP’den Ekmeleddin İhsanoğlu..
HDP’den Dengir Mir Mehmet Fırat..
Aday olarak konuşuluyorlar..
Seçme ve seçilme konusunda farklı yorumlar yapılıyor..
Yasaya göre..
İzlenecek yol belli..
Oylama dört tur sürecek…
Ardından aday sayısı ikiye inecek..
Ve son oylamada en fazla oy alan TBMM Başkanı seçilmiş olacak..
Politik yorumcular diyorlar ki:
“TBMM Başkanlığı seçimi hükümet için yol gösterici olur”
Bende aynı görüşteyim..
CHP-MHP ve HDP formülüne göre..
Ufukta AKP ile CHP formülü şimdilik daha çok taraftar bulmaya başladı nedense?..
---//--
Politik yorumcuların sordukları bir soru daha var:
“Ana muhalefet kim olacak?”
MHP’mi, yoksa HDP’mi?.
Henüz bu sorunun yanıtı bulunmuş değil.
Yanıt aranan bir başka soruda:
“Bakanlıklar ve bakanlar”
Kim ne derse desin:
“Sorunlar varsa, çareleri de mutlaka bulunacaktır”
İlk aşama kabul edilen Meclis başkanlığı sahibini bir bulsun.
Sanırım arkası “çorap söküğü” gibi gelecektir.
Sabredelim ulus olarak...
Ne demiş atalarımız:
“Acele işe şeytan karışır..”
---------------------------------------------------------------------------Günlerin getirdiği
--AKP’de konuşması gerekenler—
Hayret.. İktidar partisi AKP’de politik durum “son günlerin hava olaylarına” döndü..
“ Sabahları serin.. Öğleye doğru sıcak.. Akşamüzeri ise yağmurlu.”
Önceki gün konuştuğumuz AKP’li dostuma AKP’li sordum “Bırakın Ankara’yı.. Eskişehir’de politik hava nasıl.. Ankara ile görüşüyor musunuz?. AKP hükümeti kuracak mı?”
“Bilmiyorum” dedi kestirmeden ve devam etti “Kimse konuşmuyor.. Salih Koca meydanda yok.. Nabi Hoca Ankara’da. İl Başkanımız de politik konulara değinmiyor. Bir fısıltıdır sürüyor.. Hele şu hükümet işi bir çözülsün.. Göreceksiniz .. Çok şey değişecek.. Ortalık karışık.. Ankara’ya gidip geliyoruz. Değişen bir yok..”
Gerçekten ilginç.. AKP’li dostumun söylediği gibi “Ne kabahat belli, ne de kabahatli.. Belli olan tek olay kapalı kapılar ardında ki konuşmalar. Onlarında kime ne kazandıracağını bilen yok..”
Hemen belirtelim.. El altından çalışmalar yapıldığı yayılıyor partinin tabanında.. Özellikle muhalefet kanadında geleceğe yönelik “hesaplar” yapıldığını söyleyen partililer ”Beklenmedik zamanda, beklenmedik gelişmeler olabilir” diyenleri dinliyor partililer..
.Silivri Kardeşliği--
Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan.. İki ünlü gazeteci ve Silivri ceza evinden koğuş arkadaşları Yaklaşık dört buçuk yıl aynı koğuşu paylaşan Balbay ve Tuncay içinde bulunduğumuz günlerde CHP’den milletvekili, olarak TBMM’ne girdiler. Yemin töreni için meclise birlikte gelen Balbay ve Özkan basın mensuplarına yumruklarını kaldırarak poz vermişler.. Silivri’den TBMM’ne. Ne güzel değil mi?. Kutluyoruz ikisini de ve hayırlı olsun diyoruz..