Polis, Askeri tutukluyor. Asker askerin yolunu kesiyor. Polis polisi tutukluyor. Savcı, savcıya soruşturma açıyor. Milyonluk şaibelerin dosyaları kapanıyor. Milyarlık fenerlere takipsizlik çıkıyor. Vahşetler zaman aşımına uğrayıp cezasız kalıyor.
Adalet mülkün temelidir diyoruz ama ilahi adalete kalıyor işimiz. İlahi Türkiye ...
Ciddi bir sıkıntımız var. Yargıya karşı, adalete karşı, kurumlara karşı ciddi bir güvensizliğimiz mevcut. Yazının girişindeki tabloya bakınca haksız da değiliz bu konuda.
Savcılar, hakimler, yargıçlar, avukatlar, polisler ve bu sürecin içinde dahil olan tüm aktörlerin hepsine aynı şüpheyle bakıyoruz. Bu da beraberinde ciddi bir toplumsal sorunu getiriyor.
Sırf bu algı karışıklığı nedeniyle gerçekten suçu olanlara Kahraman muamelesi yapıp, gerçekten masum olabileceklere azılı suçlu gibi yaftalar yapıştırabiliyoruz.
Hepimiz Hakim, hepimiz Savcı olursak ve hepimizin yasalar değil de duygulara göre verdiği yargılara bakınca ortak noktada buluşmak imkansız. Bu da iç açıcı bir durum değil haliyle.
İş öyle bir boyuta geldi ki toplumdaki bir çok insan kendini yasalardan, kanunlardan, kurallardan daha büyük zannediyor. Kolayca bunları çiğnemekten korkmayıp, bunu alışkanlık haline getiriyor.
Ciddi bir zenginliği olan, Siyasi çevrede etkin olan ya da etkili isimlerle iyi bağları olan, İş dünyasında aktif olan ya da güçlü bir STK da iyi bir konumda olan kaç insanın yasa ve kurallara, gariban insanlar kadar sadık olduğunu gördünüz?
Sizi bilmem ama ben bu konumda olan birçok insanın, kanun da benim yasa da diyerek yaptığı birçok işte usulsüz, kuralsız davrandığını, kendi çıkarı için tüm bunları hiçe saydığını çok gördüm.
Eskişehir de de küçük şehrin büyük cartelleri yani spor, siyaset,iş dünyasından bir araya gelerek kendi cemaatlerini oluşturan isimlerin bundan nasıl faydalandığına tanık olmuyor muyuz?
Bulundukları kurumlardan aldıkları güçle kendilerine iş ve çıkar sahası ürettiklerini görmüyor muyuz?
Çevrem var diyerek mühür sökecek kadar ileri gittiklerini duymadık mı?
İşin özü aslında Siyasetçinin, Savcının, Polisin, Askerin, İş Adamının iyisi kötüsü değil mevzu. Tüm mevzu insanın fıtratında saklı. Insan neyse bulunduğu makamı da ona çeviriyor. Bozuk olan yasalar değil bozuk olan insan yani.