“Daha o gün anlamıştım Feride, ben ömrümce seninle sınanacaktım. Çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır…”
Bu hafta yazımıza edebiyatımızın sevilen klasiklerinden biri olan Reşat Nuri Güntekin’in 1922 yılında kaleme aldığı Çalıkuşu romanı ile devam ediyoruz. Cumhuriyet dönemi yıllarının sosyal hayatını ele alması bakımından büyük önem taşıyan roman 5 bölümden oluşur. Romanın ilk 4 bölümünde anlatıcı ana kahraman olan Feride’dir. Sadece son kısmında anlatıcı farklıdır. Okumayı sevsin sevmesin, yaşı kaç olursa olsun isteyen herkesin çok rahat bitireceği, daha doğrusu bitirmek istemeyeceği eşsiz bir eser. Ayrıca üç kez diziye de uyarlanmış bir kitap. Konusunda da kısaca bahsedelim.
Feride küçük yaşta annesini kaybeder. Babası güzel bir geleceği olsun diye Feride’yi Fransız yatılı okuluna verir. Bir süre sonra babasını da kaybeden Feride iyice söz dinlemez birine dönüşüyor. Feride birçok kişinin cesaret edemeyeceği işlerde yapmakta, ağaca tırmanıp ve daldan dala atlamaktadır. Bunu gören muallim ona “Bu kız insan değil ÇALIKUŞU” diyerek, Çalıkuşu lakabını takar. Yaz tatillerini teyzesinin köşkünde geçiren Feride’nin tek anlaşamadığı kişi teyzesinin yakışıklı oğlu Kamran. Feride ne kadar şımarık yaramaz dağınık bir karakterse, Kamran da tam zıttı bir karakter. Zamanla aralarındaki anlaşmazlıklar aşka dönüşür ve evlenmeye karar veririler.
Fakat düğün günü Kamran’ın İsviçre’de yaşarken Münevver adında hasta bir kızla ilişkisi olduğunu ona evlenme sözü verdiğini öğrenen Feride her şeyi bırakıp kaçmaya karar verir. Maarif Müdürlüğüne öğretmen olmak için başvuru yapar. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yapar.
TOPLUM BASKISI
İdealist bir kızdır güzelliği başına bela olur. Hakkında çeşitli dedikodular çıkar. Bunlara daha fazla dayanamayan Feride eskiden tanıdığı Doktor Hayrullah Beyle Kuşadası’nda ikinci kez karşılaşır. Babacan bir adam olan Hayrullah Bey Feride’yi kızı gibi korur. Halkın dedikodusu üzerine Feride’yle Hayrullah evlenir. Fakat aralarındaki ilişki baba kız ilişkisinden öteye gitmez. Feride’nin öğretmenliğe başladığı yıllarda tutmaya başladığı günlük, bir gün Hayrullah Bey’in eline geçer. Hayrullah Bey okur ve saklar. Hastalanınca kendisinin ölümünden sonra teyzesinin yanına gitmesini ve verdiği kapalı zarfı Kamran’a teslim etmesini vasiyet eder. Hayrullah beyin ölümünden sonra vasiyeti yerine getirilir. Feride zarfı Kamran’a verir. Zarfın içinde ise Hayrullah beyin mektubuyla Feride’nin günlüğü vardır. Hayrullah Bey Kamran’a yazdığı mektupta Feride’yi bir daha bırakmamasını söyler. Kamran mektubu ve Feride’nin günlüğünü sabaha kadar okur her şeyi öğrenir. Bu mektup Feride ve Kamran’ın ikinci şansları oluyor…
ÖZETLE
Eser her ne kadar aşk temalı olsa da yazıldığı dönem itibariyle önemli konulara değinmektedir. Feride çağına göre modern Türk kızı olması okuyucuya yeni bir dönemin başladığının mesajı niteliğindedir. Güntekin, Çalıkuşu’nda toplumsal sorunları duygusal bir olay üzerinden eleştirel yöntemlerle ele almıştır. Güzel ve başarılı Feride’nin toplumda maruz kaldığı tutum ve davranışlar her ne kadar yazıldığı dönemi yansıtsa da bugün okunduğunda hala günümüz kadınlarının maruz kaldığı tutumları da akıllara getiriyor… Dilerim Feride’nin başarısı bu davranışlara maruz kalan kadınlara örnek olur. Keyifli okumalar